Bu takımdan bu kadar!
Bir takımın iddialı durumuna rağmen özellikle ilk yarıda tek kombine akını veya pozisyonu yok ise... Bu takımın sahada koşmaya mücadele etmeye niyeti yok ise...
Bu takımın kalecisi ve santrforu bir maçta sarı kartları görüyor ise... Bu takımın savunması ilk 45 dakikada rakibine hem de ligde yeni bir ekip olan rakibe 3 bariz pozisyon veriyorsa...
Bu takım İnter fatihi olmuş bana ne?
Zira benim Avrupa kupalarındaki en önemli maçını yaldızlı başlıklarla kazanmış takımım liglere gelince (söylemesi zor ama) sahada nal topluyorsa bana ne! Şimdi işin edebiyatını bırakıp teknik faslına geçelim. En başta, takımın ortada bir sistemi yok. Takım gol atma şansını kendi oyuncularının bireysel becerilerine ve rakibin ikramlarına umut bağlamış.
Kombine 3 pası ve orta sahada Zokora dışında ele gelen bir adam yok.
DERBİ DOSTÇA BİTTİ...
Kanatlar, sanki tüyleri yolunmuş uçamıyor. Savunmayine istediğiniz kadar dağınık. Kaleci işi gücü bırakmış nereden çıkarmışsa sahada hakemlere ders vermeye başlamış. Burak da sahada her hamlede kendini hâlâ yere atma adetinden vazgeçmemiş, ayaklarını bırakmış, çenesi ile top oynayabileceğini sanıyor.
TV'lerdeki spikerlerin yorumlarına değil bir bilenlerin ve hocasının eleştirilerine dikkat etse iyi eder. Şimdi Trabzonspor'un kulübesindeki kalabalık teknik yönetimine soruyorum: "Trabzonspor'un dün Samsunspor karşısında oynadığı futbolu satsanız, siz de alıcı olsanız alır mısınız?" Cevap lütfen... Bir Karadeniz derbisi de çok şükür dostça bitti. Samsunspor ortaya koyduğu futbolla gerçekten takdirlerimizi kazanırken, genç kaleci Ertuğrul geleceği olan bir isim. Diğer oyuncularından Ergün, Mustafa ve ikinci yarıda oyuna giren Dilaver takımın ve sahanın en iyi elemanları olarak gözüktü.
Ya Trabzonspor'da…?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.