İstediğini aldı
Maçın eleştirisine girmeden önce şunu peşinen belirtmek gerekir ki her iki takımın da ortaya koyduğu futbol kimseyi tatmin edecek cinsten değildi. Konuya gerçekçi açıdan baktığımızda elbette bu maçın her iki takım içinde gerçek hedefi üç puandı. Burada istediğini alabilen taraf, bordo-mavili ekip oldu. Gelelim sahadaki mücadele eden yirmi iki oyuncunun fotoğrafına... Bu kadar adam içerisinde kaleci Tolga'yı cımbızla alın sonra da biraz (o da gol atıp takımı ileri taşıdığı için) Burak diyelim... O kadar! Galatasaray'a gelince; bu takımın ruhu da bedeni de gitmiş. Herkes kendi havasında. Ne hocalar, ne yöneticiler yediler bitirdiler, şimdi de sıra kendi kendilerini yemeye geldi. Ha gayret onu da bir mağlubiyet daha alsınlar başaracaklar. Neyse tekrar Trabzonspor'a gelelim.
İlk yarıda futbol yoktu
Öyle bir ilk yarı seyrettik ki futbol adına söylenecek, yazılacak tek satır mümkün olmamıştır. İstihbarat şefimiz Yılmaz kardeşimizin bu maç yazısı münasebeti ile 1700 karakterlik vuruşunu doldurana aşk olsun. Şunu önemle hatırlatmak isterim ki bu takımın bu maçta da tek golle üç puanı kurtarıp yerinde durması "Çekirge bir sıçrar iki sıçrar" misaline geldi... Trabzonspor'un acilen son iki haftadaki oyununu düzeltip ilk yarıdaki performansı yakalaması gerekir yoksa tökezledi tökezliyecek. O halde Trabzon'a devam diyelim. Kanımca gelecek hafta Bursaspor engelini aşan bordo-mavili ekip çok büyük hata yapmazsa bu işi kıvırdı demektir. Ama biz yine de bu mücadeleden kopmadan yarışı sürdüren Trabzonspor ve Fenerbahçe'yi Türk futbolu adına kutlama isteriz. Netice itibarı ile bu iki testiden birisi kırılacak fakat temennimiz, bordo-mavili testinin su yolundan sağlam dönmesidir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.