İdare etti
- Mustafa Çulcu Yazıları
- 26 Ekim 2010, 19:51:37
F.Bahçe-G.Saray derbisi sonrası bazı eleştirilerde, 'Sabri'nin yaptığı penaltılık pozisyonu, Neill'e göstermediği ikinci sarıdan kırmızıyı ve kıdemli yardımcı hakemin Niang için kaldırdığı yanlış ofsayt bayrağını çıkarın ' 'Bu derbi maçı. Hakemler o kadar hata yapabilir, iyi yönettiler" deniyor.
Böylesine kaderi belirleyen pozisyonları çıkarırsak, o zaman o maçı herkes yönetir. Hoşgörü güzel de bu kadarı pek hoş değil. Ceza alanı içi-dışı, derbi veya diğer maçlar, hepsinde uygulanan oyun kuralları aynıdır.
Kader anı zaafiyeti
Bülent Yıldırım'ın kimliğine, dürüstlüğüne, bu sezonki performansına lafımız asla olamaz. Derbide oyuna katkısı oldukça yüksekti. Kondisyonu çok iyiydi.
Çok koştu pozisyonlara yakındı, izleyenlerin alışık olmadığı düzeyde vücut vücuda mücadelelere izin verdi, az faul düdüğü çaldı. Maçın temposunu artırdı.
Ancak kader anı dediğimiz anlarda yoktu. Sabri'nin o pozisyonuna orta alanda faul veriyorsan o zaman ceza alanı içinde de penaltıyı vereceksin. Penaltı verilmesi için Dia'nın düşmesi şart değil. "Bu derbi maçıdır kolay adam eksiltmeyeyim, oyun 11'e 11 oynansın" diyerek Neill'in hareketini pas geçemezsin.
Hakemin Neill'e sürekli faullü oyunundan dolayı sarı kartını göstermesini takdir ettik ama ikinci sarıdan ihraç etmemesini de eleştirmek durumundayız.
Yeni bir moda çıktı
Ülkemizde futbolun marka değerini korumak adına yeni bir moda başladı 'hakemlerin şu şu hatalarını çıkarırsak iyi maç yönetti' diye.
Peki hakemin sahada ne için var olduğunu, doğruları uygulayanla durumu idare eden arasındaki farkı, kaliteyi nasıl bulacağız o zaman? Bundan kısa bir süre önceye gidelim... Cüneyt Çakır'Tüm maçlarında çok kart kullanıyor' diye eleştirilmiyor muydu? Peki ya şimdi? FIFA, UEFA, MHK seminerlerinde anlatılanlar, gösterilen örnek pozisyonlar aynı da uygulamalar niye farklı? A.Gücü-Bursa sınavında Hüseyin Göçek maçın içinde olması gereken yerde çıktı kartlarını doğru kullandı sonra sahadan kayboldu, oyunu saldı ve harika goller izlediğimiz bir maç seyrettik. Haftanın en iyisiydi...
Trabzonspor-Gençlerbirliği maçında Cüneyt Çakır her zamanki sakin tavrı ve zor anlarda futbolcular üzerinde olumlu etki bırakan vücut diliyle, başarılı maç yönetti. Yardımcısı Aleks Taşçıoğlu ile birlikte verdikleri yanlış karardan dönüp hakem atışı ile oyunu tekrar başlatmaları doğruydu. Eğer bu uygulama yakın geçmişte olsaydı uzun süre konuşulur üzerine ne hikayeler yazılırdı?
Galiba ülke olarak değişiyoruz!
Schuster bize benzedi
Kayserispor-Beşiktaş maçında Kamil Abitoğlu verdiği ve vermediği faullerde, kartlarda dengesizdi. Klasına yakışır bir maç yönetmedi. Vasattı ama can yakmadı. Maç sonrası Schuster'in, "Hakemler canımızı yakıyor" söylemine katılmıyorum. Schuster'de kısa sürede bize uyum sağladı. Daha dün "Bu ülkede bulunduğum sürece hakemler hakkında konuşmayacagım çünkü buna değmez" dememiş miydi?
Müsabakanın yardımcı hakemi Baki Tuncay Akkın çok başarılıydı.
Böylesine kaderi belirleyen pozisyonları çıkarırsak, o zaman o maçı herkes yönetir. Hoşgörü güzel de bu kadarı pek hoş değil. Ceza alanı içi-dışı, derbi veya diğer maçlar, hepsinde uygulanan oyun kuralları aynıdır.
Kader anı zaafiyeti
Bülent Yıldırım'ın kimliğine, dürüstlüğüne, bu sezonki performansına lafımız asla olamaz. Derbide oyuna katkısı oldukça yüksekti. Kondisyonu çok iyiydi.
Çok koştu pozisyonlara yakındı, izleyenlerin alışık olmadığı düzeyde vücut vücuda mücadelelere izin verdi, az faul düdüğü çaldı. Maçın temposunu artırdı.
Ancak kader anı dediğimiz anlarda yoktu. Sabri'nin o pozisyonuna orta alanda faul veriyorsan o zaman ceza alanı içinde de penaltıyı vereceksin. Penaltı verilmesi için Dia'nın düşmesi şart değil. "Bu derbi maçıdır kolay adam eksiltmeyeyim, oyun 11'e 11 oynansın" diyerek Neill'in hareketini pas geçemezsin.
Hakemin Neill'e sürekli faullü oyunundan dolayı sarı kartını göstermesini takdir ettik ama ikinci sarıdan ihraç etmemesini de eleştirmek durumundayız.
Yeni bir moda çıktı
Ülkemizde futbolun marka değerini korumak adına yeni bir moda başladı 'hakemlerin şu şu hatalarını çıkarırsak iyi maç yönetti' diye.
Peki hakemin sahada ne için var olduğunu, doğruları uygulayanla durumu idare eden arasındaki farkı, kaliteyi nasıl bulacağız o zaman? Bundan kısa bir süre önceye gidelim... Cüneyt Çakır'Tüm maçlarında çok kart kullanıyor' diye eleştirilmiyor muydu? Peki ya şimdi? FIFA, UEFA, MHK seminerlerinde anlatılanlar, gösterilen örnek pozisyonlar aynı da uygulamalar niye farklı? A.Gücü-Bursa sınavında Hüseyin Göçek maçın içinde olması gereken yerde çıktı kartlarını doğru kullandı sonra sahadan kayboldu, oyunu saldı ve harika goller izlediğimiz bir maç seyrettik. Haftanın en iyisiydi...
Trabzonspor-Gençlerbirliği maçında Cüneyt Çakır her zamanki sakin tavrı ve zor anlarda futbolcular üzerinde olumlu etki bırakan vücut diliyle, başarılı maç yönetti. Yardımcısı Aleks Taşçıoğlu ile birlikte verdikleri yanlış karardan dönüp hakem atışı ile oyunu tekrar başlatmaları doğruydu. Eğer bu uygulama yakın geçmişte olsaydı uzun süre konuşulur üzerine ne hikayeler yazılırdı?
Galiba ülke olarak değişiyoruz!
Schuster bize benzedi
Kayserispor-Beşiktaş maçında Kamil Abitoğlu verdiği ve vermediği faullerde, kartlarda dengesizdi. Klasına yakışır bir maç yönetmedi. Vasattı ama can yakmadı. Maç sonrası Schuster'in, "Hakemler canımızı yakıyor" söylemine katılmıyorum. Schuster'de kısa sürede bize uyum sağladı. Daha dün "Bu ülkede bulunduğum sürece hakemler hakkında konuşmayacagım çünkü buna değmez" dememiş miydi?
Müsabakanın yardımcı hakemi Baki Tuncay Akkın çok başarılıydı.