Sabır sabır sabır

Her zaman olduğu gibi kendi göbeğimizi kendimiz kesme olayından uzaklaşıyoruz. Böyle olunca grubun diğer maçını izlemek gerekiyor.
İspanya ile Çek Cumhuriyeti arasındaki karşılaşma da bu yüzden fazlasıyla ilgi odağıydı.
2008-2010-2012 döneminde İspanya ortada kupa bırakmıyordu. Torres ve Villa gibi iki gezici forvet, tiki-takanın bitirici noktasındaydı. Hatta bir dönem santrforun olmadığı 4-6-0 dizilişini kullandılar. Costa'nın varlığı 2014'teki faciayı önleyemedi. Yeni yapılanmada Vicente Del Bosque'nin kadroya Costa ve Torres'i çağırmaması dikkat çekiciydi. Dünkü maçta Morata'ydı bu modelin santrforu.
İspanya yine pas pas pas yapıyordu.
Biraz daha öne doğru pas, araya pas, bayıltan pas. Arada Nolito'nun birkaç artistik çalımı hep Çek duvarını aşmak içindi.
Disiplini kaybetmeyen 2 sağ bekli, 2 ön liberolu Çek Cumhuriyeti, pozisyon verse de paniğe kapılmadı. Ne topu alabiliyorlardı ne oyun inisiyatifini. Ama hep bu senaryoya çalışmışlardı belli ki.
Duran toplardan gol bile bulabilirlerdi.
Dersimizi çalışmalıyız
Morata gelen fırsatları kullanamazken İspanyol oyuncular tam topa vuracakken hep en az bir Çek oyuncunun bacağını buldular önlerinde. İspanyollar, rakibi yoğurdu da yoğurdu.
Aduriz girdi, Pedro girdi. En sonunda stoper Pique, akan oyunda golü attı.
Disiplinli savunma bir noktada tamamen ceza alanı içine çekilmeye dönüşünce sonuç bu oluyor.
İspanya karşısında nasıl oynayacağız?
Devamlı aralara atılan toplar, kenardan hızlı gelen becerili oyuncular ciddi anlamda korku filmi gibi.
Umarız dersler iyi çalışılmıştır. İşi sadece şansa bırakmamak Çekler gibi stratejiyi disiplinli şekilde uygulamak gerekecek.