Goller kaçınca

Marsilya'da Rooney'nin orkestra şefliğinde sahadaydı İngiltere. İlk yarıda Ruslar'ın tecrübeli ama ağır savunmasının arasında dans ediyordu Alli, Sterling ve Lallana. Ne var ki bu dansın gol getirmediğini belirtmek gerekir. Alli, Sterling, Lallana gibi futbolcular, ceza alanı çevresine kadar yaptıklarını sonuca ulaştırmakta başarılı değildi. Doğru son pas, doğru son dokunuş gelmedi.
İkinci yarıyla birlikte Kokorin başta Rusya takımı çaktırmadan İngiltere kalesine yaklaştı. Hart, ilk yarının aksine kurtarış yapmak zorunda kaldı. Ancak belki de Dzagoev gibi, Zhirkov gibi yaratıcı isimlerin sakatlık nedenli yoklukları, gol üretebilmelerini engelledi.

Rusya için kolay olmayacak
Ceza alanı dolaylarında art arda kazanılan faullerin sonucu getirebileceği akıllara geliyordu.
Hızlı ve çabuk İngiliz futbolcular, Ruslar'ın başına bela oluyordu. Nitekim yayda kazanılan serbest atışta Dier golü buldu.
İngiltere, küçük kardeşi Galler'den farklı olarak turnuvaya galibiyetle başlayamadı.
Unutulmayan 90 ve 96 takımlarının yanına yaklaşabilirler mi bilemem ama hızlı oyuncularının karar verme performansı artarsa İngiltere farklı noktalara gelebilir. Tottenham ağırlıklı takımın oyun üstünlüğünü sonuca daha kolay tahvil etmesi gerekir. Yeterli sonucu alamadığınızda dünkü gibi son dakikada golü yiyiverdiler.
Rusya için kolay bir turnuva olmayacak.
Galler ve Slovakya'nın ikisi de hızlı oyuncularıyla Rusya'nın başına bela olacak. Dzyuba'ya destek gelmediği sürece gol pozisyonu üretebilmeleri kolay değil açıkçası. Ama bu maçta bile berabere kalmayı başardılar.