Hey gidi günler hey!
Bir zamanlar bir teknik adam vardı.
Kamuoyuyla kavga etme pahasına kritik maçlara en hücumcu kadrolarla çıkar yenilse bile yolundan vazgeçmezdi.
8 yemeyi göze alarak Wembley'e hücum oyuncularıyla çıkar, "Kazanırsam gruptan çıkma şansım var. 1-0 yenilmeyle 5-0 yenilme arasında fark yok" derdi.
Aynı teknik adam 25-30 yıl sonrasında sahaya 3 hücum özellikli oyuncuyla çıkıyor takımdaki stoper özellikli oyuncuların biri dışında tümünü sahaya sürüyor. Evinde İtalya Ligi'nde zor günler yaşayan Lazio'dan gol yememek için gol atamama riskini alıyor. Bu önlemlere rağmen takım, evinde o golü yiyor, yemekle kalmıyor iki stoperin koruduğu orta sahadaki şeffaflık karşısında çaresiz kalıyor.
Çok rahat pozisyon verdi
Lazio, orta sahadan elini kolunu sallayarak geçiyor. Galatasaray orta sahasında pas yapılamıyor. Bu arada Selçuk'a, Sneijder'e, Podolski'ye yardımcı olacak Bilal kenarda oturuyor. Belki de Mustafa Hoca'nın bir türlü açıklanmayan yardımcısı olan yardımcısı odur.
Stoper bolluğunda tüm duran toplarda pozisyon veriyor Galatasaray. Bu kadar dağınık, bu kadar ne yaptığı belirsiz bir G.Saray bile gol atıyor Lazio'ya. Hakem, penaltıyı görse belki ikinciyi de atacak. Ne var ki evinde kazanması gereken hiç olmazsa gol yememiş gereken takım hiçbir görevini yerine getiremiyor. Bilmem belki de Lazio Teknik Direktörü Pioli, Denizli'nin ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyor bizim gibi. Onun da kafası karışıyor.
G.Saray, rövanşta turu geçer mi? Futbolda hiçbir şeyden umut kesilmez. Dün geceden bir felaket çıkabilirdi. En azından bir şansı daha var G.Saray'ın. Ama tüm stoperlerini kullanarak, orta sahada Donk ve Chedjou ile son 16, Kaf Dağı'nın ardında.
Denayer ve Muslera dışında bir heyecan yok takımda.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.