San Marino
San Marino Milli Takımı'nın özelliği çıktığı maçlarda tek amacının mümkün olduğu kadar az gol yemek olmasıdır. Hücum yapmak ya da gol atabilmek için çizilmiş bir setleri yoktur.
Plan olmayınca gol atmak için aylar, yıllar beklemek zorunda kalırlar. Dün gece G.Saray, kadrosunda Sneijder, Podolski gibi uluslararası yıldızlar bulunduran bir takım olarak San Marino tarzı, hücum planı olmayan, ne kadar az yerse o kadar kar edecek bir ekip görüntüsündeydi.
Kazanmaktan başka şansı olmayan Galatasaray'ın sorunu oyunu kendi yarı alanında kabul etmek değildi. Bunu yaparak da maç kazanabilirsiniz. Ama zaten bu takımın kaptanı, golcüsü, başkanı ve hatta yeni teknik direktörü bile bu karşılaşmanın kazanılabileceğine inanmıyordu.
Hiçbir yetkisi olmayan, hatta teknik kadroda olup olmayacağı bile bilinmeyen, Amerikan politika jargonundan ödünç aldığımız deyimle Topal Ördek Taffarel, "Aman az gol yiyelim" sloganını, "Kazanmamız lazım" ın önüne koymuştu. Bunu yaparken Allah için bu takımın nasıl hücuma çıkacağına dair bir ipucu vermemişti herhalde.
Yarı alan bile geçilemedi
Maçı izleyince oyun başında Sneijder ile kazanılan pozisyonun doğaçlama olduğunu düşündük. Bırakın pozisyonu maç boyunca bu atağın dışında bilinçli şekilde Atletico yarı alanına geçildiğini bile görmedik.
Şimdi burada o kötüydü, bu iyiydi olayına girmek doğru değil. İlk golde 4 stoperin tiyatro seyreder gibi Griezmann'ı izleyişini de konuşmayacağım.
Atletico deplasmanında maç kaybetmek değil futbolseveri yıkan. Maçı kazanmak adına planı olmadan sahaya çıkması Galatasaray'ın. Savunma yapmak değil futbolseveri yıkan. Rakibe teslim olup San Marino stilini benimsemek.
Galatasaray, Astana önünde berabere bile kalsa UEFA Avrupa Ligi'nde devam edecek. Ama şu bir gerçek ki Mustafa Denizli'nin ilk işi takımı gerçek anlamda bir rehabilitasyona sokmak
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.