Çok kolay oldu

Rotasyon kavramını biz genelde yanlış anlıyoruz. Öncelikli olarak oynayana değil, oynamayana odaklanıyoruz. Bu yüzden de sonucu oynamayanın durumu üzerinden değerlendiriyoruz.
Böyle bir ortamda Hamza hocanın Hakan ve Bilal'den hem de Sneijder cezalı, Rodriguez sakatken vazgeçmesi ciddi cesaret istiyordu.
Ama şunu söylemek gerekiyor ki hocanın bu karara varması için muhtemelen bir Eskişehirspor maçı izlemesi yeterli olmuştur. Rakibin halini görünce belki Muslera'yı dinlendirmek bile geçmiş olabilir.
Galatasaray, Fatih Terim gittiğinden bu yana arada bir nostalji olsun diye yaşatılan maç başı Arena baskısıyla oyuna girdi. Beğendiği müzisyenin en sevilen şarkısıyla konsere başlaması gibiydi taraftar için bu. Eskişehir, Selçuk'un milli maç replikası golünün de dahil olduğu 15 dakikalık paket programda kendi yarı alanından çıkmakta zorlandı. Ancak ilerleyen bölümde biraz olsun çıkmaya başladılar ve özellikle Jem'in maç eksiği sayesinde orta sahayı daha kolay geçmeye başladılar.

Ah be Bülent hocam!
Galatasaray adına biraz vitesi arttırmak devre sonuna kadar 3 puanı cebe koyma anlamında yeterli oldu. Burak 2 gol attı ve soyunma odasına 3-0 girildi.
İkinci yarı ise formaliteden ibaretti.
Kısacası Galatasaray, Fenerbahçe ile birlikte Beşiktaş'a baskıyı kurmuş oldu. Eskişehir ise ne zaman toparlanacak, bekliyoruz.
Türkiye'de hakemlik zor. Tarihi hatalar yapıp istifa edemeyenler tarafından istifaya davet edilebiliyor, bazı yöneticiler tarafından stada gelirse can güvenliğini sağlamama (!) garantisi alabiliyor, yöneticiler tarafından statta alıkonabiliyorsunuz.
Lakin be Bülent hocam, sen bu hallere düşecek adam mıydın?