Tek kale
- Mert Aydın Yazıları
- 09 Kasım 2014, 00:23:42
Herhalde maç başlarken en çok merak edilen isim Diego'ydu. Eksiklerin varlığı Brezilyalı'nın sahada olmasını sağladı. Onun oynadığı maçta kağıt üzerinde sistem aynı gibi olsa da saha içinde durum farklı gibiydi. Fenerbahçe daha çok 4-1-4-1'e yakın bir görüntü çizdi. Ama maç öyle bir oynandı ki Fenerbahçe, maçın başında kendi kalesine gol attıktan sonra sarı-lacivertliler topları ve tüfekleriyle hep Rize kalesinin önündeydiler.
Karşılaşmanın ilk yarısında Fenerbahçe'de rakip ceza alanı içinde topla buluşmayanlar kaleci hariç Hasan Ali ve Bekir'di (İkinci yarıda onlar da bu sorunu aştılar). Çaykur Rizespor ise oyunun başında önemli bir şans yakaladı. Ama istedikleri kadar Fenerbahçe'yi tehdit edemediler.
Mehmet Topal'ın uzun süredir bu kadar hücum içinde görmemiştik. Kaçan penaltı ve gol, Rize'nin devreye berabere girmesine neden oldu. İsmail Kartal, ikinci yarıda rakibi geriye itmenin avantajını kullanırken ilginç değişiklikler yaptı.
Oyuna Kadlec'in yerine Sow'u aldı.
Kıvanç'ın kırmızı kart görmesinin ardından Meireles'in yerine Webo'yu soktu.
Bir anda ileride 5 yabancılı bir hücum gücü oluştu. Rizespor iyice kalesinin önüne gömüldü. Serkan, kalesinde devleşti. En sonunda Webo'nun golü geldi.
Diego temponun altındaydı
Fenerbahçe kalesine atılan ilk şut 90+1'deydi. Bu anlamda Çaykur Rizespor gerçek anlamda bir tehdit yaratamadı.
İsmail Kartal, bu nedenle istediği gibi forvetle doldurdu sahayı. Sarı-lacivertliler, sezon başından bu yana ilk kez bu kadar tempolu ve baskılı oynamayı başardı.
Hem de en büyük hücum gücü Caner'in ve oyun kurucu Emre'nin oynamadığı bir maçta.
Hasan Ali'nin performansı da fena değildi.
Fenerbahçe açısından verimli geçen karşılaşmada sarı-lacivertliler istediği farkı yapamadı.
Diego ise mümkün olduğunca oyunun içindeydi. Belki herkesin beklediği temponun biraz altındaydı ama açıkçası bu kadar yedek kalan bir oyuncudan bir anda çok yüksek tempo beklemek doğru mu acaba?
İlerleyen haftalarda İsmail Kartal'ın tatlı belası yine Diego olacak gibi. Ama şunu ifade edelim. Alper varolduğu sürece Brezilyalı'ya da sistemde yer açmak mümkün olabilecek
Karşılaşmanın ilk yarısında Fenerbahçe'de rakip ceza alanı içinde topla buluşmayanlar kaleci hariç Hasan Ali ve Bekir'di (İkinci yarıda onlar da bu sorunu aştılar). Çaykur Rizespor ise oyunun başında önemli bir şans yakaladı. Ama istedikleri kadar Fenerbahçe'yi tehdit edemediler.
Mehmet Topal'ın uzun süredir bu kadar hücum içinde görmemiştik. Kaçan penaltı ve gol, Rize'nin devreye berabere girmesine neden oldu. İsmail Kartal, ikinci yarıda rakibi geriye itmenin avantajını kullanırken ilginç değişiklikler yaptı.
Oyuna Kadlec'in yerine Sow'u aldı.
Kıvanç'ın kırmızı kart görmesinin ardından Meireles'in yerine Webo'yu soktu.
Bir anda ileride 5 yabancılı bir hücum gücü oluştu. Rizespor iyice kalesinin önüne gömüldü. Serkan, kalesinde devleşti. En sonunda Webo'nun golü geldi.
Diego temponun altındaydı
Fenerbahçe kalesine atılan ilk şut 90+1'deydi. Bu anlamda Çaykur Rizespor gerçek anlamda bir tehdit yaratamadı.
İsmail Kartal, bu nedenle istediği gibi forvetle doldurdu sahayı. Sarı-lacivertliler, sezon başından bu yana ilk kez bu kadar tempolu ve baskılı oynamayı başardı.
Hem de en büyük hücum gücü Caner'in ve oyun kurucu Emre'nin oynamadığı bir maçta.
Hasan Ali'nin performansı da fena değildi.
Fenerbahçe açısından verimli geçen karşılaşmada sarı-lacivertliler istediği farkı yapamadı.
Diego ise mümkün olduğunca oyunun içindeydi. Belki herkesin beklediği temponun biraz altındaydı ama açıkçası bu kadar yedek kalan bir oyuncudan bir anda çok yüksek tempo beklemek doğru mu acaba?
İlerleyen haftalarda İsmail Kartal'ın tatlı belası yine Diego olacak gibi. Ama şunu ifade edelim. Alper varolduğu sürece Brezilyalı'ya da sistemde yer açmak mümkün olabilecek