Alman tika taka

Almanya 2002 Dünya Kupası'nı finalde kaybetmesine rağmen dünyanın en iyi ikinci takımı olmadıklarının farkına vardı. Müthiş bir planlama ve müthiş bir alt yapı yenilemesiyle devrime başladılar.
2004'te milli takımın başına Klinsmann-Löw ikilisi geldi.
90'lardaki sıkıcı Almanya'yı daha göze hoş gelen ve aynı zamanda göçmen ailelerden de gelen gençlerin de renklendirdiği bir takım olarak ortaya çıkardılar.
Löw tek başına kaldıktan sonra da alttan gelen oyuncularla durumu pekiştirdi. Dört yıl önce harika bir İspanya takımı karşılarına çıkmasa belki de şampiyon olacaklardı.
Dört yıl sonrasında Almanya aynı Almanya. Bir de buna takımın büyük çoğunluğunu oluşturan Bayern Münihli futbolcuların sezonu Guardiola ile geçirmeleri eklenince Brezilya'yı darma duman eden futbol ortaya çıktı. İşin içine hem Alman disiplini ve iştahı hem de dört yıl önceki İspanya'ya nazire yapan müthiş pas trafiği girince bu farklı sonucu da beraberinde getirdi. Almanya, Brezilya karşısında tarihi bir sonuca ulaşırken kaleci Neuer'den oyuna sonradan dahil olan Schürrle'ye kadar tüm futbolcular 10 üzerinden 10'luk bir performans ortaya koydular.

Scolari'nin inadı
Brezilya, teknik direktör Scolari'nin inadıyla bu felakete sürüklendi.
Neymar'ın sakatlığında daha dengeli bir orta saha kullanmayarak bu hezimette Scolari'nin de bir tuzu oldu.
Brezilya bu felaketten sonra bakalım nasıl toparlanacak.