Tempo tamam
Galatasaray hala takım hüviyeti kazanamamış olabilir ama şu bir gerçek ki en azından kendi sahasında ligin en tempolu 2-3 takımından biri. Bu temponun sonu çok üretken olmasa da galibiyeti getirebiliyor. "Bu galibiyet gelirken Galatasarayseyircisinin içi rahat oluyor mu?" diye sorarsanız tabii ki yanıtımız "hayır" olur. Heyecan işin bir parçası. Dün gece Galatasaray'da takıma yeni katılanlardan birisi Riera'ydı. İspanyol, kaç maçtır hep ayrı telden çalmak zorunda kalıyordu. Bu maçta ilk kez soldan atağa kalkarken arkadaşlarıyla top alışverişine girdi. Gerektiğinde geriye gelip top aldı. Mükemmeloynamadı ama en azından takımın bir parçası olmaya başladığını gösterdi. Bir başka yeni isim Engin de agresifliğini olumlu kullandığında orta sahaya dinamizm kattı.
Üretkenliği Selçuk sağlar
Selçuk, Galatasaray'ın bu tempoyu üretkenliğe çevirmesi için kilit isim. Ancak o da dün olması gereken yerden uzakta kaldı. İlk goldeki şık asistine laf yok ama Eskişehirspor'un topu ona ve Melo'yaaldırmama harekatına biraz kolay teslim oldu sanki. O geriye gelip topu kullanmadığında iş Melo'ya ve Engin'e kaldı. Onlar da kilitlenince Gökhan Zan ve Ujfalusi şişirme toplarla duvar dövüyor. Gökhandedim de, milli savunmacının bir hatası neredeyse gol oluyordu. Ama o top döndü ve Gökhan gitti gol attı. Galatasaray tempoyu yakaladığında golü ya da gol pozisyonu üretkenliğini sağlayamayınca rakibe gün doğuyor. Bu durumun dün baş ağrıtmamasını Gökhan ve Ujfalusi'nin son hamlelerine borçlu Galatasaray. Sabri, zaman zaman hücuma iyi çıkışlar yaptı. Ne var ki ilk yarıda özellikle onun boşluğundan geldi Es-Es. Kazım'ın diğer maçlara oranla daha büyük katkı verse de Sabri'nin arkasını doldurmada sıkıntı yaşandığını söylemek lazım. Galatasaray biraz nefes aldı diyebiliriz. Fatih Terim istediği oluşum için kredi kazandı. Yavaş yavaş bunu başaracak. Ama tekrar tekrar söylemek gerekiyor. Tempolu dakikalarda üretkenlik sağlanmalı ve bunu başaracak adam da Selçuk.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.