Yıldırım olmayınca...
- Mert Aydın Yazıları
- 28 Temmuz 2011, 23:25:30
Aziz Yıldırım'ın gözaltına alınmasından bu yana Fenerbahçe yönetimi doğru karar vermekte zorlanıyor. İlk basın toplantısının 6 gün sonra gelmesi ve Shakhtar maçında yaşananlar kötü kriz yönetiminin sonucuydu.
Geçen haftaki yazımda futbol terörüne dikkat edilmesi gerektiğinin üzerinde durmuştum.
Ne yazık ki tam da o gün Fenerbahçe-
Shakhtar maçında olaylar çıktı. Zaten yaralı durumda olan Fenerbahçe bir de iki maçlık ceza alarak çıktı işin içinden.
Geçen hafta fazlasıyla meslektaşlarımızı eleştirmiştik.
Şimdi ise biraz yöneticilere bakalım. Aziz Yıldırım 3 Temmuz sabahı gözaltına alındıktan sonra medyada envai çeşit haber dönmeye başladı. Taraftar endişeliydi.
Bunun varabileceği noktanın ne olduğunu biliyorlardı ve yönetimin dışarıda kalan üyelerinin ağzından açıklama bekliyorlardı.
Ancak 6 gün boyunca internet sitesi üzerinden yapılan kısa ve pek de endişeleri gidermeyen birkaç açıklama dışında susuldu.
Daha da kötüsü kampta medya mensuplarıyla baş başa kalan Aykut Kocaman mecburen konuşmak zorunda kaldı.
Şampiyonluğunu kaybetme tehlikesi altında olan ve yaşamı sadece futbol olan bir adamın diyebileceği başka şey de yoktu zaten.
Olaylar kaçınılmazdı
9 Temmuz'da nihayet ortaya çıktı Fenerbahçe Yönetim Kurulu.
Ancak bu kez de hamaset dolu açıklamalarla öfkesi burnunda taraftarı sakinleştirmek yerine kızgın boğa haline getirdiler.
Kulübüne bağlı taraftar sokaklara döküldü ve ne yazık ki kontrol edilemeyenler oldu.
Yönetim sanki olayların bu hale gelmesinden memnun olurcasına her gün daha sert açıklamalar yaptı.
Benim anlayamadığım şekilde ligin 5 Ağustos'ta başlaması için bastırdı. Böyle yapması bile lig ertelenenince, "Fenerbahçe kesin küme düşecek" yorumlarını beraberinde getirdi.
Bu ortamda Shakhtar maçının oynanması büyük risk olurdu.
Bir olay çıkma ihtimali vardı. Aslında ihtimalden de öte bir durum vardı. Nitekim önce medya mensuplarının bir kısmının kapı girişinde yaşadıklarıyla olay start aldı.
Yıldırım'sız olmuyor mu?
Ardından yenilenmiş medya tribününde başlatılan ve organize olduğu her halinden belli taciz. Şu anda hassas bir durumda olan fanatik taraftarları küçük bir demeçle istediğiniz yöne yollayabilirsiniz.
O gün de Fenerbahçe yönetiminin bu olayları durdurma şansı vardı.
En azından hiç başlamamasını sağlayabilirlerdi.
İkinci yarıda sahaya girenler işin son noktasıydı.
İşin bu bölümünün organize olduğunu sanmıyorum. Ama bir kere insanların dengesiyle oynanmıştı. Başta da belirttiğim gibi olan Fenerbahçe'nin ilk iki iç saha maçına oldu.
Fenerbahçe yönetimini çok değerli isimler oluşturuyor.
Hepsi de kendi alanlarında önemli noktalara gelmiş insanlar. Ama kusura bakmasınlar sanki Aziz Yıldırım olmadığında karar vermekte zorlanıyorlar ve doğru adımı atamıyorlar. Bu kriz dönemini en iyi şekilde atlatabilmek için gerçek bir plana-programa ihtiyaç var.
Ve bunun için Aziz Yıldırım'ın tutuksuz yargılanma kararının çıkması beklenmemeli.
Geçen haftaki yazımda futbol terörüne dikkat edilmesi gerektiğinin üzerinde durmuştum.
Ne yazık ki tam da o gün Fenerbahçe-
Shakhtar maçında olaylar çıktı. Zaten yaralı durumda olan Fenerbahçe bir de iki maçlık ceza alarak çıktı işin içinden.
Geçen hafta fazlasıyla meslektaşlarımızı eleştirmiştik.
Şimdi ise biraz yöneticilere bakalım. Aziz Yıldırım 3 Temmuz sabahı gözaltına alındıktan sonra medyada envai çeşit haber dönmeye başladı. Taraftar endişeliydi.
Bunun varabileceği noktanın ne olduğunu biliyorlardı ve yönetimin dışarıda kalan üyelerinin ağzından açıklama bekliyorlardı.
Ancak 6 gün boyunca internet sitesi üzerinden yapılan kısa ve pek de endişeleri gidermeyen birkaç açıklama dışında susuldu.
Daha da kötüsü kampta medya mensuplarıyla baş başa kalan Aykut Kocaman mecburen konuşmak zorunda kaldı.
Şampiyonluğunu kaybetme tehlikesi altında olan ve yaşamı sadece futbol olan bir adamın diyebileceği başka şey de yoktu zaten.
Olaylar kaçınılmazdı
9 Temmuz'da nihayet ortaya çıktı Fenerbahçe Yönetim Kurulu.
Ancak bu kez de hamaset dolu açıklamalarla öfkesi burnunda taraftarı sakinleştirmek yerine kızgın boğa haline getirdiler.
Kulübüne bağlı taraftar sokaklara döküldü ve ne yazık ki kontrol edilemeyenler oldu.
Yönetim sanki olayların bu hale gelmesinden memnun olurcasına her gün daha sert açıklamalar yaptı.
Benim anlayamadığım şekilde ligin 5 Ağustos'ta başlaması için bastırdı. Böyle yapması bile lig ertelenenince, "Fenerbahçe kesin küme düşecek" yorumlarını beraberinde getirdi.
Bu ortamda Shakhtar maçının oynanması büyük risk olurdu.
Bir olay çıkma ihtimali vardı. Aslında ihtimalden de öte bir durum vardı. Nitekim önce medya mensuplarının bir kısmının kapı girişinde yaşadıklarıyla olay start aldı.
Yıldırım'sız olmuyor mu?
Ardından yenilenmiş medya tribününde başlatılan ve organize olduğu her halinden belli taciz. Şu anda hassas bir durumda olan fanatik taraftarları küçük bir demeçle istediğiniz yöne yollayabilirsiniz.
O gün de Fenerbahçe yönetiminin bu olayları durdurma şansı vardı.
En azından hiç başlamamasını sağlayabilirlerdi.
İkinci yarıda sahaya girenler işin son noktasıydı.
İşin bu bölümünün organize olduğunu sanmıyorum. Ama bir kere insanların dengesiyle oynanmıştı. Başta da belirttiğim gibi olan Fenerbahçe'nin ilk iki iç saha maçına oldu.
Fenerbahçe yönetimini çok değerli isimler oluşturuyor.
Hepsi de kendi alanlarında önemli noktalara gelmiş insanlar. Ama kusura bakmasınlar sanki Aziz Yıldırım olmadığında karar vermekte zorlanıyorlar ve doğru adımı atamıyorlar. Bu kriz dönemini en iyi şekilde atlatabilmek için gerçek bir plana-programa ihtiyaç var.
Ve bunun için Aziz Yıldırım'ın tutuksuz yargılanma kararının çıkması beklenmemeli.