Süper Kupa oynanmasın
- Mert Aydın Yazıları
- 14 Temmuz 2011, 22:53:22
Futbol Federasyonu'nun en zor durumdaki aktör olduğunu herhalde herkes kabul ediyor. Hafta başındaki açıklamalar ve peş peşe alınan yargı kararları ortalığı iyice karıştırdı. Belki hala ligin normal zamanında başlayacağı söyleniyor ama bunun sakıncalarının da herkes farkında.
Kanaat için kanıt lazım
Federasyon, savcılıktan bilgileri ve belgeleri alamadığı için hukuki bir karar veremiyor.
Bu konuda onlara hak veriyorum. Çünkü kanaat için bile bir kanıt gerekir. Mahkeme birçok kişiyi tutuklamış veya yargılanmak üzere serbest bırakmış olabilir ama federasyon bambaşka bir konuda karar vereceği için belgeleri görmesi gerekir. Alınacak karara bir gerekçe yazmanız gerekir.
Buraya kadar federasyona hak veriyorum ama sonrası için bambaşka fikirlerim var: 1- Fenerbahçe ve Beşiktaş soruşturma altında iki büyük kulüp.
Tabii ki masum olabilirler. Ama şu ortamda Süper Kupa finalinin 31 Temmuz'da oynanması hata olur.
Bu iki kulüp ceza almadan sıkıntıları aşarsa, Süper Kupa finali temiz karardan sonra oynayabilir.
Kimse de ağzını açamaz.
İki sezon gidebilir
2- Ligi başlatarak federasyon şöyle bir riskin altına giriyor. Diyelim ki devre arasında karar açıklandı ve en azından bir kulüp küme düşürüldü.
O takımın o güne kadar yaptığı maçlar boşu boşuna oynanmış olacak. Düşürülen kulüp sayısı artarsa sıkıntı daha da büyür.
Düşünün diyelim ki Fenerbahçe ligde 10'da 10 yapmış ve Şampiyonlar Ligi'nde iyi gidiyor. Düşme kararı çıkarsa ligin dengesi alt üst olur. Ayrıca sezon ortası düşürme, o takım ya da takımlar için 2 sezon kaybetmek anlamına gelir. Bir fikir cezaların 2012-2013'e taşınması. Ama bu da dengesizlik yaratır.
Düşürülen takımlardan biri temiz bir şampiyonluk kazansa bile Bank Asya'nın yolunu tutacak. 3- Avrupa kupaları konusunda karar vermek en zoruydu belki de. Ama burada radikal bir olay söz konusu.
Zaten bir risk alıyorsunuz.
Demin de belirttiğim gibi sezon ortasında çıkacak olumsuz bir karar kulüplerimizi de sıkıntıya sokacak. Soruşturmada adı geçen Fenerbahçe, Beşiktaş Trabzon'un Avrupa'ya gitmesine izin verilmemeliydi.
Onların yerine de takım göndermememiz gerekirdi. Sadece Bursaspor ve Gaziantepspor, Avrupa Ligi'nde ülkemizi temsil etmeliydi.
Bu 3 kulüpten aklanan olursa federasyon, mutlaka o ekibin ya da ekiplerin zararlarını tazmin etmeliydi.
Şimdi sorun çıkarsa tamiri tazminat ile de mümkün olmayacak. 4- Federasyon Başkanı Mehmet Ali Aydınlar, tecrübesizlikten olsa gerek, yanlış anlaşılması muhtemel konuşmalar yapıyor. Yapıla hataların camiaları bağlamayacağı fikri kişisel olabilir ama bunu federasyon başkanı söyleyince tepki vesilesi oluyor. 5- Ligin cezalar verilmeden başlamasının en büyük sonucu terör olabilir.
Taraftarların gergin hali ortada.
Bu ortamda sadece futbol çarkını döndürmek uğruna insan ölümlerine neden olunabilir.
Acı çekmek gerekiyor
Kulüpler Birliği üyelerine de bir mesaj: Eğer suçlu bulunan kulüp varsa para uğruna, sırf günü kurtarmak uğruna onları ligde tutmaya çalışmak size bir şey kazandırmaz.
Belki dekoderler kısa vadede satılır ama uzun vadede kimse kirli bir lig için para vermez.
Ancak arınmış bir lig için acı çekmek gerekiyor. Acıya dayanamayanları, her zaman daha büyük acılar bekler.
Kanaat için kanıt lazım
Federasyon, savcılıktan bilgileri ve belgeleri alamadığı için hukuki bir karar veremiyor.
Bu konuda onlara hak veriyorum. Çünkü kanaat için bile bir kanıt gerekir. Mahkeme birçok kişiyi tutuklamış veya yargılanmak üzere serbest bırakmış olabilir ama federasyon bambaşka bir konuda karar vereceği için belgeleri görmesi gerekir. Alınacak karara bir gerekçe yazmanız gerekir.
Buraya kadar federasyona hak veriyorum ama sonrası için bambaşka fikirlerim var: 1- Fenerbahçe ve Beşiktaş soruşturma altında iki büyük kulüp.
Tabii ki masum olabilirler. Ama şu ortamda Süper Kupa finalinin 31 Temmuz'da oynanması hata olur.
Bu iki kulüp ceza almadan sıkıntıları aşarsa, Süper Kupa finali temiz karardan sonra oynayabilir.
Kimse de ağzını açamaz.
İki sezon gidebilir
2- Ligi başlatarak federasyon şöyle bir riskin altına giriyor. Diyelim ki devre arasında karar açıklandı ve en azından bir kulüp küme düşürüldü.
O takımın o güne kadar yaptığı maçlar boşu boşuna oynanmış olacak. Düşürülen kulüp sayısı artarsa sıkıntı daha da büyür.
Düşünün diyelim ki Fenerbahçe ligde 10'da 10 yapmış ve Şampiyonlar Ligi'nde iyi gidiyor. Düşme kararı çıkarsa ligin dengesi alt üst olur. Ayrıca sezon ortası düşürme, o takım ya da takımlar için 2 sezon kaybetmek anlamına gelir. Bir fikir cezaların 2012-2013'e taşınması. Ama bu da dengesizlik yaratır.
Düşürülen takımlardan biri temiz bir şampiyonluk kazansa bile Bank Asya'nın yolunu tutacak. 3- Avrupa kupaları konusunda karar vermek en zoruydu belki de. Ama burada radikal bir olay söz konusu.
Zaten bir risk alıyorsunuz.
Demin de belirttiğim gibi sezon ortasında çıkacak olumsuz bir karar kulüplerimizi de sıkıntıya sokacak. Soruşturmada adı geçen Fenerbahçe, Beşiktaş Trabzon'un Avrupa'ya gitmesine izin verilmemeliydi.
Onların yerine de takım göndermememiz gerekirdi. Sadece Bursaspor ve Gaziantepspor, Avrupa Ligi'nde ülkemizi temsil etmeliydi.
Bu 3 kulüpten aklanan olursa federasyon, mutlaka o ekibin ya da ekiplerin zararlarını tazmin etmeliydi.
Şimdi sorun çıkarsa tamiri tazminat ile de mümkün olmayacak. 4- Federasyon Başkanı Mehmet Ali Aydınlar, tecrübesizlikten olsa gerek, yanlış anlaşılması muhtemel konuşmalar yapıyor. Yapıla hataların camiaları bağlamayacağı fikri kişisel olabilir ama bunu federasyon başkanı söyleyince tepki vesilesi oluyor. 5- Ligin cezalar verilmeden başlamasının en büyük sonucu terör olabilir.
Taraftarların gergin hali ortada.
Bu ortamda sadece futbol çarkını döndürmek uğruna insan ölümlerine neden olunabilir.
Acı çekmek gerekiyor
Kulüpler Birliği üyelerine de bir mesaj: Eğer suçlu bulunan kulüp varsa para uğruna, sırf günü kurtarmak uğruna onları ligde tutmaya çalışmak size bir şey kazandırmaz.
Belki dekoderler kısa vadede satılır ama uzun vadede kimse kirli bir lig için para vermez.
Ancak arınmış bir lig için acı çekmek gerekiyor. Acıya dayanamayanları, her zaman daha büyük acılar bekler.