Ego tatmini!
- Levent Tüzemen Yazıları
- 26 Temmuz 2015, 01:36:52, Güncelleme: 26 Temmuz 2015, 02:25:12
Galatasaray artık Avrupa'da hazırlık maçı yapmayı bırakmalı..
Hatta resmi maçlarda bile bilet talebinde bulunmamalı. Çünkü Almanya, Avusturya, Hollanda gibi ülkelerde yaşayan holigan ruhlu gurbetçiler Galatasaray'ı desteklemeye değil kendi egolarını tatmin etmek için tribünlere geliyor. Tedavi olamayan bu anlayış Galatasaray'a zarar veriyor. Kopenhag'da ve geçen yıl Dortmund'da yaşanan çirkinlikler daha unutulmadı. Özellikle Dortmund'da Alman polisi tribünlerde yaşanan vahşet sonrası görüntülerin yardımıyla saatler süren kimlik kontrolü yapmış ve holiganları tespit edip gözaltına almıştı. Ders alan var mı?
Yok.. Almanya zaten Türk takımlarına ambargo koydu.
Gözleri dönmüş
Udinese maçındaki tribün rezaletine bakalım. Kale arkasındaki Galatasaray taraftarları maç başlıyor ses bombası atıyor. Takımlar tam maça ısınmışken bu kez ses bombalarına sis bombaları ekleniyor. Bu holiganların gözleri öyle dönmüş ki; bombaları kaleci Eray'ın kalesine atıyor. Böyle taraftarlık olur mu? Eray kulaklarını tutuyor. Sabri, "Atmayın" diyor. Selçuk, Hamit uyarıyor. Tribün söz dinlemeyince Hamza Hoca da rezalete dayanamayıp hakeme, "Maçı bitirin" deyip takımı içeri sokuyor..
Hücum zenginliği
35 dakika izleyebildiğimiz Galatasaray'da Hamit gözümüzü okşadı.
Hamit orta alanda rakibi karşılamanın yanı sıra ayağındaki topları basit ve isabetli kullandı. Hamit'in fizik gücü ve öne doğru oynama arzusu iyiydi.
Özellikle attığı şut çok sertti ama Yasin kaleciden dönen topu boş kaleye isabetli şuta çeviremedi.
Podolski-Burak ikilisi yan yana görev yaparken tek forvet anlayışını nöbetleşerek ve yardımlaşarak oynadı.
Burak göbeğe geçip Podolski sola gelince biranda hücum zenginliği oluştu. Podolski 4-1-4-1'de tek forvet oynar. Ancak 4-2-3-1 veya 4-3-3'te solda oynamalı. Çünkü Alman yıldız topla sıfıra inerken vücudunu etkili kullanıyor ve topa sol ayağını kapatarak müthiş bir güçle vuruyor.
Hatta resmi maçlarda bile bilet talebinde bulunmamalı. Çünkü Almanya, Avusturya, Hollanda gibi ülkelerde yaşayan holigan ruhlu gurbetçiler Galatasaray'ı desteklemeye değil kendi egolarını tatmin etmek için tribünlere geliyor. Tedavi olamayan bu anlayış Galatasaray'a zarar veriyor. Kopenhag'da ve geçen yıl Dortmund'da yaşanan çirkinlikler daha unutulmadı. Özellikle Dortmund'da Alman polisi tribünlerde yaşanan vahşet sonrası görüntülerin yardımıyla saatler süren kimlik kontrolü yapmış ve holiganları tespit edip gözaltına almıştı. Ders alan var mı?
Yok.. Almanya zaten Türk takımlarına ambargo koydu.
Gözleri dönmüş
Udinese maçındaki tribün rezaletine bakalım. Kale arkasındaki Galatasaray taraftarları maç başlıyor ses bombası atıyor. Takımlar tam maça ısınmışken bu kez ses bombalarına sis bombaları ekleniyor. Bu holiganların gözleri öyle dönmüş ki; bombaları kaleci Eray'ın kalesine atıyor. Böyle taraftarlık olur mu? Eray kulaklarını tutuyor. Sabri, "Atmayın" diyor. Selçuk, Hamit uyarıyor. Tribün söz dinlemeyince Hamza Hoca da rezalete dayanamayıp hakeme, "Maçı bitirin" deyip takımı içeri sokuyor..
Hücum zenginliği
35 dakika izleyebildiğimiz Galatasaray'da Hamit gözümüzü okşadı.
Hamit orta alanda rakibi karşılamanın yanı sıra ayağındaki topları basit ve isabetli kullandı. Hamit'in fizik gücü ve öne doğru oynama arzusu iyiydi.
Özellikle attığı şut çok sertti ama Yasin kaleciden dönen topu boş kaleye isabetli şuta çeviremedi.
Podolski-Burak ikilisi yan yana görev yaparken tek forvet anlayışını nöbetleşerek ve yardımlaşarak oynadı.
Burak göbeğe geçip Podolski sola gelince biranda hücum zenginliği oluştu. Podolski 4-1-4-1'de tek forvet oynar. Ancak 4-2-3-1 veya 4-3-3'te solda oynamalı. Çünkü Alman yıldız topla sıfıra inerken vücudunu etkili kullanıyor ve topa sol ayağını kapatarak müthiş bir güçle vuruyor.