Sneijder'e uyum sağlayamadılar

Kupadaki Diyarbakır maçında yaşanan savunma, kaleci ve golcü krizi çok net ortaya çıkmıştı. Bu yüzden Galatasaray için Rize maçı korkulu bir eşikti. Korkulan olmadı.
Çünkü Muslera'nın varlığı, Melo-Selçuk ortaklığı Galatasaray'ın coşkulu, etkili ve iştahlı bir oyun oynamasını sağladı. Futbolda atan ile tutanın farkını net gördük. Top kapmayı, savaşmayı, mücadele etmeyi, yüreğini ortaya koymayı gol atmak kadar değerli bulan Umut adeta gol kaçırma yarışı içindeydi.
Golcü sıfatını taşıyan Umut'un boş kaleye atamadığı goller Galatasaray'ın farklı kazanmasını engelledi.
Hamza Hoca'nın, Hakan Balta'nın yanına Koray'ı tercih etmesi sıkıntı yaratmadı.
Sonuçta Koray ile Balta orijin olarak Almanya patentli. Bu ikili uyum sorunu yaşayamadı. A2 takımında sık maç oynamak Koray'a yaramış.
Koray geçmiş maçlardaki hatalarına oranla çok dikkatli, çabuk, sakin ve akıllıydı. Ayağındaki topları riske girmeden basit oynadı. Muslera'nın katkısının dışında Galatasaray'ı galibiyete götüren isimler Melo, Selçuk, Emre Çolak ile Sneijder oldu. Top kullanma ve teknik becerileri yüksek oyuncular orta alanda oyunu çok iyi organize ederken Galatasaray'ın etkili futboluna da akıl koydular.
Teknik heyetin hatası
Zaman zaman şımarsa da Emre'nin kıvraklığı, Selçuk'un çok koşup pas dağıtması mükemmeldi. Melo'nun orta alana sağladığı enerji ve sinerji Selçuk'un daha özgür, öne doğru etkili ve verimli oynamasını sağladı. Sneijder Galatasaray'da kaldığını çok koşarak ve iki imza koyarak belgeledi. Özellikle attığı ve vuruş becerisi gerektiren golü başka oyuncu kesin kaçırır ya da kaleciye çarptırırdı. Ne yazık ki; Sneijder'in aklına ve zekasına Umut-Bruma ikilisi yeterince destek vermedi.
Burak'ın oyuna girip yeniden sakatlanması tamamen teknik heyetin tercihinin hatasıdır.
Rize maçı kazanılmıştı.
Burak'a ihtiyaç yoktu.