Dibe vurdu
Fatih Terim hep şöyle der: "Bir şeyi kazanmak için bazı şeyleri kaybetmelisin. Ve; unutma.. Kaybettiğinde değil, vazgeçtiğinde yenilirsin..."
Geçen yıl Devler Ligi'nde G.Saray, gruptaki ilk üç maçta 1 puan almış ama ikinci etapta üç maçı da kazanıp 10 puanla gruptan çıkmıştı.
Bu süreçte G.Saray'ı ayakta tutan kazanma adına ortaya koyduğu inatçılığıydı. Yani, tüm takım sahada "Kaybettiğinde değil, vazgeçtiğinde yenilirsin" felsefesiyle oynayıp alkış almıştı.
Bu sezon Telles, Chedjou dışında oyuncular aynı, hoca ise Mancini'ydi. Deplasmanda 2-2 biten Juventus maçı hariç G.Saray dışarıda hiç puan alamadı. Asıl üzücü nokta; kaybedilen maçlarda G.Saraylı oyuncular saygı duyulacak bir futbol sergilemedi.
Chelsea maçında oyun anlamında dibe vuran bir G.Saray izledik.
Roberto Mancini'nin G.Saray'ı Terim'in, felsefesinin yanından bile geçmedi.
Jübile maçı gibiydi
Chalsea'ye kafa tutmanın üç yolu vardı; 1- En az rakip kadar koşacaksın. 2- Takım savunmasını dikkatli yapacaksın. 3- Arena'daki maçın 2. yarısındaki gibi topa daha fazla hükmedeceksin.
Bu özellikleri sahada Chelsea mükemmel uygularken G.Saraylı oyuncular acizlik içinde sadece seyretti. Mourinho'nun oyuncuları G.Saray'a top göstermedi, hücuma çıkarken nereye nasıl koşulacağını, nasıl duvar pası yapılacağını ders olarak izlettiler.
Galatasaraylı oyuncular zihinsel ve fiziksel olarak bu maça hiç hazırlanmamışlardı.
Sneijder etkisizdi. İki gol yiyen Muslera kurtardıklarıyla G.Saray'ın kahramanıydı. Melo yine çalışkanlığıyla göz doldurdu.
Galatasaray elendi ama gece sanki Drogba'nın jübile maçı oldu.
Chelsea'li taraftarlar Drogba'ya büyük sevgi gösterirken yönetim de gümüş ayakkabı verdi.
Drogba da bu sevgi seli içinde rüya alemine dalıp kaybolup gitti.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.