Yenilmenin adabı
- Levent Tüzemen Yazıları
- 28 Kasım 2013, 01:05:05, Güncelleme: 28 Kasım 2013, 02:34:02
Ancelotti'nin sahaya sürdüğü Real Madrid'in kadrosunda yedekler çoğunluktaydı. Hele 26. dakikada Ramos oyundan atılınca, herkes, "Galatasaray bu kez Bernabeu'dan kesin puan çıkarır" görüşündeydi. Ancak sahadaki Galatasaraylı oyuncular "Puan çıkartırız" inancında ve sorumluluğunda değildi.
Ronaldo'dan yoksun yedek kadro ağırlıklı 75 dakika 10 kişi oynayan Real Madrid makyajsız haliyle bile Galatasaray'ı yerle bir etti. Bir takım maç kaybedebilir, farklı da yenilebilir. Ama yenilmenin de bir adabı vardır.
Sahada çok net görünüyor; Galatasaray'ı geçen ligde ve Avrupa'da başarıya götüren takım birlikteliği ve arkadaşlık ortamı kaybolmuş. Herkes mücadeleden kaçıyor. Hata yapan hatasını birine yüklemeye çalışıyor, herkes birbirine bağırıyor. Galatasaray, "aile" ortamını yitirmiş.
Ya Ronaldo olsaydı
Maça gelince; Galatasaray'ın Real'den puan alması için rakibin sahada 8 kişi kalması gerekirdi.
Çünkü Galatasaray zaten 8.5 kişi oynuyordu. Kalecisi göstermelikti; Eray'a iki top geldi gol oldu. Bale'in frikiğinde o boyla topa seyirci kaldı. Bana kimse "Eray'dan iyi kaleci olacak" fikrini savunmasın. Çünkü esnemeyen bir vücut yapısıyla Eray'dan kaleci olmaz.
Amrabat sahada yoktu.
Maç boyu bırak adam kovalamayı hücuma katkı bile sağlamadı.
Bruma, Dany, Eboue'yi yazmaya gerek yok çünkü sahada onları göremedim!
Hep desteklediğim ve maç boyu yine çalışan Melo'nun gördüğü sarı karttan sonra hakeme, "Sen benim ayağıma geleceksin" tavrı çok çirkindi.
Bu Galatasaray'da kaybolan disiplinin dışa vurmasıdır.
Bir tek Umut'u alkışlıyorum, çok çalıştı. Ve Mancini'nin doğum gününde attığı gol G.Saray tarihine Bernabeu'da bir resmi maçta atılan gol olarak yazılacak.
G.Saray 2 maçta Real'den toplam 10 gol yedi. Ya Ronaldo oynasaydı kesin "Gol kralı" olurdu.