Final Arena'da
- Levent Tüzemen Yazıları
- 06 Kasım 2013, 01:14:27, Güncelleme: 06 Kasım 2013, 01:48:23
Çünkü Galatasaraylı oyuncular zihinsel olarak maçı kazanmaya motive değildi. Kopenhag golü attı üstüne yattı. Özellikle Kopenhag takım olarak ikinci yarı "Kompakt" futbolun dışına çıkıp adeta kalesine yapıştı.
Öyle ki: Mancini, Kopenhag Galatasaray'ın üzerine gelmediği için Semih'i bile savunmadan çıkarıp, Umut'u soktu.
Kopenhag takımının metrekare hesabıyla yaptığı savunma duvarını aşmak ve golü atmak için Galatasaraylı oyuncular bir strateji üretemedi. Rakibin katı savunmasının tuzağına düşüp rakip kaleye yüklendiler ama düzenlenen ataklar akıl devre dışı bırakıldığı için gol tesadüfe kaldı.
Kenarlardan Eboue, Riera, Drogba, Bruma, Selçuk Kopenhag kalesini orta bombardımanına tuttu. Kopenhag savunması topları çeldikçe direnç kazandı.
Kopenhag seyircisi maç boyu susmadı, oyuncular da gol yememek için direnirken sahada adeta "Cesur yürek" resitali yaptı.
Dama taşı gibi oynadı
Galatasaraylı futbolcuların temel sorunu saha içinde konuşmuyorlar, pas alış-verişini ezbere yapacaklarına önce görmeyi tercih ediyorlar. Bu da çabuk oynamayı engelliyor ve zaman kaybı yaratıyor.
Sneijder'in yokluğunda maça damgasını vurmazı gereken Drogba mücadele anlamında Parken'de kayıptı. Zeminde kaydığı için iki kez ayakkabı değiştirdi.
Türk futbolcusunun en büyük eksiği pozisyon almasını bilmiyor. Aydın ve Burak ilk yarıda rakip savunma arkasına doğru koşuları yapamadı. İstanbul'daki maçta Kopenhag'ı Bruma-
Eboue ikilisi kanattan çökertmişti.
Mancini Bruma ile Aydın'ın yerini dama taşı gibi değiştirerek verimsiz yaptı. Eboue varsa Bruma sağda oynamalı.. Galatasaray büyük fırsat tepti. Ancak ufukta TT Arena'da Juventus'la final görünüyor..