İşte takım ruhu

Levent Tüzemen
Schalke zaferi sonrası Kayseri'de hem de gündüz maçında kazanmak Galatasaray adına çok kıymetli oldu. Çünkü son 7 haftada 5 galibiyet, 2 beraberlik alan ve hiç yenilmeyen, 11 gol atıp kalesinde sadece 2 gol gören ikinci yarının puan prensi Kayserispor deplasmanı kaza yapmaya uygun " keskin viraj" gibiydi.
Drogba, Sneijder, Eboue, Burak ve Melo mükemmel performans sergiledi. Schalke'de 90 dakika sahada kalan 35'lik Drogba'nın alkışlanacak çalışkanlığı, fizik kalitesi ve teknik becerisi Mourinho'yu bile şaşırtmıştır.
Drogba'nın nokta ortasında topu kafayla yumuşatan Selçuk'un pasında Sneijder'in attığı erken gol Galatasaray'ı zihinsel olarak rahatlattı. Gol sonrası oyunun direksiyonu Galatasaray'a geçti.
Sezon başından bu yana Galatasaray'ın bir deplasman maçında bu kadar istekli, etkili ve oyun, pas kalitesi yüksek bir maç oynadığına tanık olmadım. Bu olumlu değişimin bence 4 nedeni var:
Özgüven sağlamış
1- Shalke'yi evinde yenip çeyrek finale çıkmak Galatasaraylı oyuncuların takım olabilme konusunda aradıkları özgüveni sağlamış.
2- Drogba ile Sneijder'i takım nihayet kafaca kabul etmiş; birlikte oynama, anlaşma ve pas yapma konusunda fikir birliği oluşturulmuş.
3- Eboue ve özellikle Melo final haftalarına girerken verimli ve etkili oynama konusundaki geçen sezonki kimliklerine kavuşmuş.
4- Burak, Sneijder-Drogba ikilisiyle nasıl oynayacağı konusunda kafaca kendini disipline etmiş.
Burak'ın attığı iki gole baktığımızda Drogba'nın nokta ortasını ve Melo'nun Sabri ile yaptığı duvar pası sonrası topu önüne mükemmel bırakışı dikkat çekiyor.
Galatasaray "takım ruhu"nu sahaya yansıttı ve kazandı.

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.