İnancın imzası
- Levent Tüzemen Yazıları
- 13 Mart 2013, 02:31:35, Güncelleme: 13 Mart 2013, 09:44:35
Tam 13 yıl sonra G.Saray 1-1'in rövanşında bu kez Schalke'yi 12 Mart gecesi hem de ilk yenilgisini tattırarak 3-2 yenerek adını finale yazdırdı.
Galatasaray çok iyi başladığı maçta, Burak, Selçuk ve Drogba ile net pozisyonlar yakalamasına rağmen bir savunma hatasından golü yedi. Fatih Hoca'nın "Dilerim Hamit'in vuruşları direğe çarpmaz gol olur" temennisi boşa çıkarmadı. Hamit kendi topraklarında huzuru ve golü buldu. Gol sonrası oyunun kontrolünü ele geçiren, ayağa akıllı paslar yaparak hücuma çıkan, yardımlaşması üst düzeyde bir Galatasaray izledik.
Panter Muslera
Sneijder, Hamit özellikle Melo ilk yarıda çok koşup çok çalıştı.
Baskılı oynadığımız sırada Avrupa'da boş geçmeyen Burak'ın attığı muhteşem depar sonrası yaptığı aşırtma vuruş akıllıcaydı.
İkinci yarıya Schalke'nin Galatasaray'ın üzerine geleceği belliydi.
Kompakt oyuna dönüş Galatasaray'ın daha gol bulması için fırsat Burak da rakip defans arkasına yapacağı koşularla imha silahı olacaktı.
Galatasaray'ın oyunu tutamaması, Schalke'nin hızlı ataklarına karşılık vermesi, eğer inanılmaz kurtarışlar yapan Muslera olmasaydı başına dert açacaktı.
Telaş, panik, rakibi kontrol edememe Schalke'nin önce golü bulmasını sağladı sonra da iştahını kabarttı.
Son 25 dakikayı ağzımız yüreğimizde izledik. Schalke'nin kenarlardan yaptığı ataklarda hop oturup hop kalktık. Terim'in Burak'ın çıkarıp Umut'u son hamle olarak oyuna alması Galatasaray'ın umut ışığı oldu. Umut, Almanya'da zafer kazanmasını sağlayan gol attı. Zaferde; İsveçli hakemin doğru yönetimi, zeminin kalitesi ve maç öncesi kenetlenen Galatasaraylı oyuncuların inancının imzası vardı.