Derwall kazandırdı
- İsmet Tongo Yazıları
- 13 Temmuz 2010, 00:03:51
Bir dünya şampiyonasını daha geride bıraktık. İyisiyle kötüsüyle ama her zaman tartışmaya açık bir Dünya Kupası. Her Dünya Kupası'nda mutlaka bir yenilik gelirdi. Bu kupada ise fazla bir şey yoktu. Sadece 'vuvuzela' vardı. O çirkin sesiyle insanların beynini oyan bir enstrüman. Ancak bizim konumuz Dünya Kupası'ndan çok oraya isimlerini yazdıran teknik direktörler.
Ne hikmetse, Türkiye'ye gelen yabancı teknik direktörler hep başkanların gazabına uğramıştır.
Kendilerini hatalardan kurtarmak isteyen başkanlar hemen suçu teknik direktörlere atmaktadırlar.
Bu ülkeden, Del Bosque diye bir hoca geçti. Adama 'Yeniköy kasabı' ismini taktılar. Zor kaçtı. Ancak bir şeyi gözden kaçırmayalım. Del Bosque'ye, Beşiktaş sabır gösteremedi. O ise kurtuluşu Madrid'e kalkan uçakta buldu.
Bir şey hatırlatayım size, bu Beşiktaş'a gelmiş ilk 'dünya şampiyonu' hoca değildi. Daha evvel de 1934-38'de İtalya'yı şampiyon yapan Meazza (1947-48) vardı. O da Türkiye'ye gelmiş ama o da kaçıp gitmişti.
'ÇOK BİLMİŞLER' KAYBETTİ
Fenerbahçe'ye de, İspanya'yı Avrupa Şampiyonu yapan Aragones teknik direktör olmuş ama onu da kaçırmıştık. Onun lakabı 'bunak'tı. Böyle büyük hocaların kıymetini bilen tek takım Galatasaray'dır. Derwall, sarı-kırmızılı takıma geldiğinde Alman Milli Takımı kupayı kaybetmişti.
Ama Derwall'in Almanya'nın şampiyonluklarında yardımcı olarak ismi vardı. Alman hoca, G.Saray'ı Avrupa'ya taşıyan adam oldu. Büyük firmaydı. Nereye gitse herkes ona koşuyordu. Beşiktaş'ta Del Bosque, F.Bahçe'de Aragones kalsa onlar da böyle olurdu.
Derwall, Florya Tesisleri'ne geldiğinde toprak sahalara bakmış "Burada mı çalışacağız?" diye Adnan Polat'a sormuştu. Polat'ın "Evet" yanıtına Derwall'in yanıtı şuydu: Buraları bir hafta içinde yeşil saha görmezsem çeker giderim. Polat da onu kısa sürede bitirmişti. İşte Avrupa'dan çimi getiren Derwall'di.
O, G.Saray'a çok şey verdi. Düzen-disiplin getirdi, futbol getirdi. Kısacası sabreden G.Saray'dı, kazanan da yine G.Saray oldu. Del Bosque'ye 'yeniköy kasabı' Aragones'e ise 'bunak' diyenler umarım bugün kaybettiklerini anlamışlardır.
Ne hikmetse, Türkiye'ye gelen yabancı teknik direktörler hep başkanların gazabına uğramıştır.
Kendilerini hatalardan kurtarmak isteyen başkanlar hemen suçu teknik direktörlere atmaktadırlar.
Bu ülkeden, Del Bosque diye bir hoca geçti. Adama 'Yeniköy kasabı' ismini taktılar. Zor kaçtı. Ancak bir şeyi gözden kaçırmayalım. Del Bosque'ye, Beşiktaş sabır gösteremedi. O ise kurtuluşu Madrid'e kalkan uçakta buldu.
Bir şey hatırlatayım size, bu Beşiktaş'a gelmiş ilk 'dünya şampiyonu' hoca değildi. Daha evvel de 1934-38'de İtalya'yı şampiyon yapan Meazza (1947-48) vardı. O da Türkiye'ye gelmiş ama o da kaçıp gitmişti.
'ÇOK BİLMİŞLER' KAYBETTİ
Fenerbahçe'ye de, İspanya'yı Avrupa Şampiyonu yapan Aragones teknik direktör olmuş ama onu da kaçırmıştık. Onun lakabı 'bunak'tı. Böyle büyük hocaların kıymetini bilen tek takım Galatasaray'dır. Derwall, sarı-kırmızılı takıma geldiğinde Alman Milli Takımı kupayı kaybetmişti.
Ama Derwall'in Almanya'nın şampiyonluklarında yardımcı olarak ismi vardı. Alman hoca, G.Saray'ı Avrupa'ya taşıyan adam oldu. Büyük firmaydı. Nereye gitse herkes ona koşuyordu. Beşiktaş'ta Del Bosque, F.Bahçe'de Aragones kalsa onlar da böyle olurdu.
Derwall, Florya Tesisleri'ne geldiğinde toprak sahalara bakmış "Burada mı çalışacağız?" diye Adnan Polat'a sormuştu. Polat'ın "Evet" yanıtına Derwall'in yanıtı şuydu: Buraları bir hafta içinde yeşil saha görmezsem çeker giderim. Polat da onu kısa sürede bitirmişti. İşte Avrupa'dan çimi getiren Derwall'di.
O, G.Saray'a çok şey verdi. Düzen-disiplin getirdi, futbol getirdi. Kısacası sabreden G.Saray'dı, kazanan da yine G.Saray oldu. Del Bosque'ye 'yeniköy kasabı' Aragones'e ise 'bunak' diyenler umarım bugün kaybettiklerini anlamışlardır.