Garip bir yapımız var. Günlük yaşar,
günlük seviniriz. "Ben dememiş miydim?" sözleri hep dilimiz altındadır.
Seviniriz ya da üzülürüz, "Ben söylemiştim" vurgusunu her konuda hemen söyleriz. 2. yarı başlarken
Fenerbahçe medyasının, takımlarını "Bu fikstürle kesin
şampiyon" diye ilan etmelerini hiç unutmadım. Bugün ise onları yazanları şaşırarak okuyor ve dinliyorum. Sadece
Fenerbahçe değil
Galatasaray da aynı durumda. Dos Santos'tan "Bir şey olmaz" diyenler bugün onu
öve öve bitiremiyorlar. Futboldan gelme bir yorumcunun "Bu
Galatasaray ligde ikinci bile olamaz" demesini unutan var mı? Aynı şekilde
Rijkaard'ın durumu ve kariyeri bile tartışılır hale geldi.
Galatasaray, Kasımpaşa galibiyeti ile
Fenerbahçe ile arasındaki farkı 5'e çıkardı. Herkes ona
şampiyon gözüyle bakıyor. Bu bakan gözler, acaba fikstürde kalan maçlara bir göz attı mı? Bundan sonraki maçların
sonuçlarını falcılar bile çözemez. Benim korkum kalan maçlarda
'teşvik primlerinin' ligi berbat etmesidir. Şampiyonluğu
kaçıran bazı kişilerin tek yolu teşvik primidir. Anlayacağınız hangi yasa çıkarsa çıksın Turkcell Süper Lig bundan böyle
teşvikçilere teslimdir.