Polat ve Üstünel
- İsmet Tongo Yazıları
- 10 Temmuz 2009, 20:54:43, Güncelleme: 15 Temmuz 2010, 17:32:25
Yönetim mi? Üstünel mi?
Geçen sezon Arda'nın yaşadığı kaptanlık olaylarını herkes bilmektedir. Bu sezon başında, Adnan Polat'ın "Kaptanımız Arda Turan'dır" demesinin ardından alevlenen kaptanlık olayı, bu defa Haldun Üstünel'in gereksiz yere tecrübeli futbolcularla yaptığı ve "Arda kaptan olsun mu?" araştırması ile eksi yönde zirveye çıkmıştır. Nedenleri de bence şudur. 1- Takımda hâlâ bir kaptan vardır. Ayhan bu göreve devam ederken, yeni bir kaptan seçmek istenmesi hatadır. Futbolcuların "Arda'dan daha tecrübeli futbolcu var" şeklinde görüş çıkması, Hem Arda'yı, hem de Ayhan'ı psikolojik yönden etkilemiştir. Buna rağmen başkan Üstünel'in dün 'Kaptanımız Arda Turan' diye yaptığı açıklama gecikmiş bir karardır. 2- Üstünel'i iyi tanırım, üstelik severim. Galatasaray'ın birçok seyahatinde bir arada olduk. Son derece efendi, saygılı, zeki ve bir tribün Galatasaraylısı kadar Cimbom aşığıdır. Ancak başarıları yanında hatalarını da yazmak görevimizdir. Kaptanlık seçiminde yetki yönetimce ona verilmişse, çok daha ciddi yollardan bunu yapmalıydı. İkinci ve en önemli konu ise yönetimce futbol sorumlusu olarak görevlendirilmesi onu bazı sorumluluklara itmektedir. 1- Bir futbol sorumlusu hiçbir zaman yöneteceği bir futbolcunun omzuna elini atıp onunla saha içinde yürüyemez. Bu otoritesini sarsar. 2-Galatasaray Başkanı Adnan Polat, Divan gibi çok önemli bir yerde "Artık transfer yapmayacağız" derken, futbol sorumlusu Haldun Üstünel, hazırlık kampında hemen hemen aynı saatler de "Biri defansa, biri orta sahaya iki futbolcu alacağız" demiştir. Bu ikilem "Camiada birbirlerinden haberleri yok" havası yaratmıştır.
Aziz Beyin Arda masalı
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın saman altından pek ortalığa çıkmayan geçen yılın başarısızlığı Daum'un alınması ile transfer de beklenenlerin olmamasına tepkiyi önlemek için Arda tuzağına Polat yönetimi çok çabuk düştü. Bu olay uzadıkça Aziz Yıldırım istediği kolayca elde ederken, Arda'nın yıpranmasını Galatasaray yönetimi dahil hiç kimse ciddiye almadı. Tabii bu arada Aziz Bey kıs kıs gülerken, Fenerbahçe medyası da bu olayı çok iyi kullanıp tepkili Fenerbahçelileri susturmuştur. Yukarıda yazdıklarımız "Ufak sineğin mide bulandırması gibi" bir şeydir. Çözümü de otorite sınırlarının çizilmesi ile kolayca çözülür. Esas konu Galatasaray'ın şu anki görüntüsüdür. Galatasaray'ın gittiği yol mali yönden "batak'tır ama gidilmesi de 'kurtuluş' için şarttır. Alınan transferler görüntüde çok iyi. Esas sevindirici olan ise Galatasaray'ın geleceği gençlerin hazırlık maçlarında göz doldurmasıdır.