Fırtına gibi esti
İlk yarıda nasıl fırtına gibi bir Galatasaray ve seyrine doyulmaz bir futbol izledik.. Bakmayın golün 44'üncü dakikada gelmesine ve devrenin sadece 1-0 bitmesine.
Devre arası tabelada 1 ve 0 yazıyordu.
Galatasaray'ın oynadığı futbolun keyfi için de o iki rakama ihtiyaç vardı..1 ve 0!.. Yani, 10!..
O sihirli futbolun cambazları, savunmanın iki kanadında yer alan Mariano ile geçen yıl sırf onun için Karabük maçlarını izlediğim Latovlevici'ydiler..
İki bek.. İki harika kanat oyuncusu ve iki oyun kurucu.. Kasımpaşa'yı darmadağın ettiler.. Galatasaray sağdan soldan fırtına gibi akınlar geliştirdi..
İgor Tudor, o nefret dolu yan oyundan, dikine futbola geçiren adamdı Galatasaray'ı..
İlk yarı, harika bir taktikle oynadı..
Takım iki beki ile çıkarken, ön libero Fernando, iki stoperin ortasına hafiften çekiliyor ve oyun 3-5-2'ye döner gibi oluyordu.. Top rakipteyken gene dörtlü savunma kuruluyordu. Bu oyun tabii, Lato ve Mariano'ya büyük yük bindiriyordu.
Ama ikisi de bunun üstesinden geldiler..
Hele Mariano, muhteşemdi..
Ne var ki orta sahada NDiaye ve de özellikle Belhanda, kendilerinden beklenenin yarısını bile veremediler.
İlerde Rodrigues, adeta Bruma'nın yerini almış, egoizmde..
Buna rağmen çok çok iyiydi Galatasaray, ilk yarıda..
Ama gene ikinci yarı... Gene o futbolun kayboluşu... Gene o lanetlik yan ve geri oyunla rakibi üzerine çekmeler, pozisyona sokmalar..
İgor'un gene oyuna müdahalede geç kalması ve gene yanlış adam değiştirmeleri...
Bu hafta rakip Bursa... Maç da Bursa'da.
Bu hatalar gene yapılırsa, Bursa affetmez, öyle biline.
Ve de benim notlarım...
Muslera (6)- Mariano (9), Maicon (7), Serdar Aziz (7), Lato (8)- NDiaye (4), Fernando (7), Belhanda (4)- Rodriguez (3), Gomis (7), Tolga(7).
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.