Kadıköy’de iki korkak

Kadıköy'de iki futbol teknik direktörü yoktu. İki tane korkak vardı. "Aman ben maçı kaybetmeyeyim" diye düşünen iki korkak vardı!
Bunun nedenini de 10 maç üst üste berabere kalın, 20 puan kaybedersiniz ama kimse "Hocayı kovalım" demez! Bakın 3 maç kaybedin, 20 puan değil sadece 9 puan kaybedersiniz ortalık ayağa kalkar, "Bu hoca bize yaramaz" diye. Beraberlik hocaya yarar.
Beraberliğe oynatan hoca "Kendisine" oynatıyordur maçı; "Bak yenilmedim" Hani o lanet laf var ya; "Yenemiyorsan yenilme!" diye işte bu laf teknik adam lafı. Yenilmezsen rahatsın çünkü. Bu maç olmadı, gelecek maç olur (!) Belki bir gün ben de kazanırım. Yeter ki yenilmeyeyim.
Fenerbahçe-Beşiktaş derbisinde iki takımın da sahaya çıkan kadroları oynayış tarzları da "kazanayım" görünüşünde değildi. Maçın şu 90 dakikasını golleri çıkartıp yurt dışından gelen birine izletsek. Hangisi maçı kazanır diye sorsak. 100 kişiye izletip soralım, 100'ü de "Fenerbahçe" der. Beşiktaş 90 dakika boyunca 2 şut atmadı. Kaleye giden şut; Bir... Yani kaleci Volkan Demirel'in yerine kalede ben Hıncal Uluç dursam sadece bir gol yiyeceğim. Koskoca Beşiktaş, Süper Lig'de şampiyonluğa oynayan Beşiktaş bir isabetli şut atmış! Bu maça çıkarken bir takım tedbir alacaksa o takım Beşiktaş değil, Fenerbahçe olmalıydı. Büyük takım kendine göre futbol oynar, rakibe göre değil!
Bir puan almak ile "0 " puan almak arasında o kadar büyük bir fark yoktur. Şenol Güneş'in kafasıyla Beşiktaş bir şey olmaz.
Benim asıl hayret ettiğim; Şenol'un bu çıkarttığı takım da oynattığı oyun da bana sürpriz olmadı. Hepsini bekliyordum. Ama bu Advocaat'ın Şenol Güneş'ten daha korkak olacağı aklıma gelmezdi. Asıl buna şaşırdım.
Advocaat kafasında ne plan yaptıysa bir takım sahaya çıkardı. Beşiktaş'ın maç kazanmakla uzaktan yakından bir ilgisinin olmadığını böyle bir niyetinin olmadığını maçı izlese 10 yaşındaki çocuklar bile anlar.
Oyuncu bile değiştirmedi
Bu Advocaaat kardeşimiz hamle yapan, icabında iki kişi değiştirerek oyunu maç içinde değiştirdiğini konuştuğumuz adam 0-0 giden ve artık 0-0 gideceği de gök yüzüne varan maçta Fenerbahçe'de üçüncü değişiklik hakkını dahi kullanmadı. Yedekte oturan Van Der Wiel, Ozan ve Fernandao… Bunların üçü de maçın sonucunu değiştirebilecek çapta, yetenekte adamlar.
Neden risk almıyor? O da 0-0'a razı! "Kadıköy'de Galatasaray'ı yendim o yeter bana" diye düşünüyor. Bugün yenilmeyeyim ki bana da gölge düşmesin;
"Maçı 0-0'a, o elda var 0'a bağlayayım" Şimdi kendinizi Katar Şirketi'nin yerine koyun. O şirketin yerinde olsam Ulus Pazarı'na çıkarırım, ucuzluk satışlar var ya orda.
"600 milyon dolara aldım ama ne verirseniz satıyorum" derim.
Zararın neresinden dönerseniz kar ya!
Bu lig böyle oynandığı sürece seyirci meyirci bulamaz! Bu lig bu kafa ile oynandığı sürece seyirci bulamaz. Birer birer iptaller başlar. Sadece Lig TV değil kutusunu da geri veririm.
(Serkan Korkmaz: "Peki futbolumuzu nasıl düzelteceğiz?"
Bas bas bağırdı tribünde
Aziz Yıldırım şeref tribününde ayağa kalkıp Futbol Federasyonu'nun Başkan vekili ve yöneticisini bağıra çağıra azarlıyor.
Şimdi sen futbolcu olsan bu sahneyi görsen TV'de "Haa demek ki biz iyi oynadık.
Hakem bizi sattı" diye düşünmez mi? Bir takım geride oynarsa mecburen üzerine gidersin.
F.Bahçe geride kalan Beşiktaş'ın üstüne mecburen gitti. Takımlar Fenerbahçe'nin üzerine gitmeye korkuyorlar. Bakın Beşiktaş kaç kere gitmiş 90 dakikada Fenerbahçe'nin üzerine.
Bakın Aboubakar da savunma gibi oyuna alındı. Sen oyundan Quaresma'yı çıkarıp Aboubakar'ı alıyorsan oyuna ondan da ne beklediğini anlatıyorsun demektir. Aboubakar'a top atacak tek kişi Quaresma!
Aboubakar oyuna alınırken ilk defa hücuma dönük adam girdi diyoruz bir bakıyoruz Quaresma oyundan alınıyor. Cenk, Aboubakar gibi isimler ileriye, savunma arkasına atılacak toplara koşabilecek özelliği olan adamlar bu ikisi de. Bu savunma arkasına topları en isabetli atacak isim de Oğuzhan.
Oğuzhan var ama Aboubakar yok oyunda.
Cenk de iki stoperin arasında eridi!