Üçü de 1-1'i İstedi
- Hıncal Uluç Yazıları
- 27 Ekim 2015, 23:11:27, Güncelleme: 28 Ekim 2015, 10:23:09
10. dakikada G.Saray'ın santrayı geçmeye niyeti olmadığı anlaşıldıktan sonra o Souza denilen adamın hâlâ oyunda kalması sanki emredilmiş.
Pereira, Sneijder'in gölgesi olacak diye, ona tekme atacak diye, onu yere düşürecek diye, oyunda tutacağına hiçbir iş yapmayan Souza'yı çıkarıp Fernandao'yu oyuna alsaydı Van Persie'nin yanına... O Fernandao dağıtırdı, zaten dağılmaya hazır olan G.Saray savunmasını!
Hakan sağlam ama Türkiye'de Chedjou kadar gollük hata yapan stoper yok. İyi oyuncu, itirazım yok! Hücuma gidip kafa golü atıyor. Ama savunmada yaptığı hatalarla G.Saray'a yedirdiği gollerin de haddi hesabı yok!
Van Persie'nin işi bitiricilik olmalıydı
Şimdi Fernandao o savunmayı Hakan ile Chedjou'nun arasında dağıtan adam olsaydı, Van Persie'ye de sadece Fenerbahçe'nin karşılaşma boyunca yapamadığı, el oğlunun "Finish" dediği bitiriş kalsaydı!
Galatasaray ayakta kalmadı. Ayakta bırakıldı.
Ağacı düşün baltayı vurmuşsun, vurmuşsun, son darbeyi vuramadığın için deviremiyorsun.
Galatasaray'ın 68'e kadar ayakta kalmasını önleyemeyen Vitor Pereira da sonunda bedelini daha ağır ödeyebilirdi. 1-1 ile değil!
Yani iki taraf da eğer korkunun ecele faydasının olmadığını anlamışlarsa, Hamza da Pereira da Türk futbolu da bundan çok kazançlı çıkarlar.
Eğer anlamışlarsa!
Tarihin en zevksiz, en sıkıcı, en bunaltıcı derbilerinden birini izledik. Yayıncı kuruluş övüyordu: "Harika derbi!!!" Yayıncı kuruluşlar ya! Reyting lazım! Bunlar derbi izlememişler herhalde.
Bu derbiye iyi diyen derbi izleyememiş.
İki korkak boksör ikisi de köşesine çekilmiş gölge boksu yapıyorlar. Vay be. Ne maç ama!
Maç 1-1 bitti diye 3 kişi çok sevindi. Hamza Hamzaoğlu, Vitor Pereira ve maçın hakemi Fırat Aydınus. Öldüler zevkten!
Böyle istatistik olmaz
Fenerbahçe bütün maç boyunca Gökhan'ın sağdan, önünde Markovic'le, Caner'in soldan, önünde Nani ile müthiş kanat akınları yaparak Galatasaray'ı açtı. Bunu herkes gördü..
90 dakika boyunca Fenerbahçe'nin isabetli orta sayısı 3! Bütün maçı kanat akınlarıyla oynadığı açık seçik herkesin gördüğü maçta isabetli orta sayısı 3! Neden? Çünkü ortada Van Persie kafaları vuramamış! Ya da Van Persie'nin yanında ortaya dalan kimse, Sosa mı daldıysa, sağdan geldiyse Nani soldan geldiyse Markovic topa giremediyse, içerde, kafa vuramadıysa dünya güzeli gollük ortalar boşa gidiyor ve istatistiğe geçen rakam; Fernandao'nun kafasına çarpan tek top! İsabetli orta olması için o olması lazım, Adam ıska geçiyorsa, adam vuramıyorsa sen dünyanın en güzel ortalarını yapsan istatistiklere göre; isabetsiz orta diye geçiyorsun! Futbolu katleden istatistikler bunlar!
İsabetli pas da öyle. İsabetli pas yüzdesini artırmak için Muslera'ya pas veriyor G.Saraylı.
Çünkü Burak'ın Umut'un önüne atar da adam topu alamazsa "isabetsiz pas" oluyor.
Iska geçince isabetsiz pas oluyor
El oğlu bu istatistiği böyle yapmıyor. Hücum sayısını yazıyor. Kaç hücum yaptı Sivasspor? Ve bunların kaçında gol tehlikesi vardı? Vurdu, vuramadıyla alakası yok! Van Persie vuramadı diye asist, hayır... Asisti yapmış... Gol atsın diye yapmış, Van Persie ıska geçmiş, Mehmet Topal ıska geçti! Kalenin önünde vuramadı!
İstatistik, kaç hücum yaptı? Kaçı gollüktü?
Bana bunlar bir şey ifade eder. Sivas kaç atak yapmış, gollük? Trabzon kaç atak yapmış, gollük?
Genelde bütün atakların sayısı Sivas'ın kaç, Trabzon'un kaç? 398 pası ben kendi sahamda da yapsam rakibimden fazla pas yaparım. Rakibim beni seyrediyorsa, "Bunlar kendi kendine oynuyorlar aman ben de deplasmandayım bırakayım oynasınlar!" der. Sivas 400 pas Trabzon 10 pas! Böyle istatistik olmaz!
Bu istatistikler Türk futboluna ihanet ediyor.
Kim yapıyorsa! Selçuk'un etkin pası önemli. İsabetli pası değil. Umurumda değil Burak, Podolski yetişmiş mi? Yasin ayağının altından taça kaçırmış mı? Etkin pas önemli. Selçuk, Muslera'ya verirse, Chedjou'ya verirse isabetli pas! Burak'ın önüne rakibin arkasına gollük pas atarsa; isabetsiz
pas! Selçuk da bunu çok iyi biliyor.
Spor tarihine geçebilirdi
Milli Takım oyuncuları 500 bin euro prim almak için ne kazandırdılar? sorusunu tartışmaya açtığı için Aziz Yıldırım yüzde yüz haklı. Bu çok önemli bir konu. Fransa 2016'da oynayacak Türkiye'nin reklam potansiyeli kaç milyar euro'dur? Öte yandan da Aziz Yıldırım'ın dediği gibi bu futbolcuların kendi kulüplerinden bir yılda aldıklarının misliyle prim almaları ne derece doğrudur?
Aziz Yıldırım'ın bu eleştirdiğimiz yanları olmasa Türk spor tarihine geçecek en önemli başkanlardan biridir. Bugün F.Bahçe, G.Saray ve Beşiktaş'ta eskiden bizim amatör dediğimiz branşlar hâlâ ayakta duruyorsa.
Mesela G.Saray hâlâ kürek çekiyorsa, mesela G.Saray basketbolda başa güreşecek takımlar kuruyorsa, kadınlarda, erkeklerde, voleybolda! Aziz Yıldırım Fenerbahçe'de bunların kapanmasına izin vermedi.
Ben biliyorum Galatasaray içinden, bir kısmına "Kapansa da kurtulsak" diyenleri.
Bir basketbol takımının maliyeti bir futbolcunun yıllık ücreti. Bir futbolcunun yıllık ücretine basketbol şubesini kapamaya yönelik yönetimler vardı Galatasaray'da.
Aziz Yıldırım bırakmadığı için, F.Bahçe Türkiye Şampiyonu voleybolda, Türkiye Şampiyonu atletizmde! Beşiktaş ve G.Saray potada kalmaya mecbur hissetti kendilerini.
Bugün üç büyüklerin amatör dediğimiz branşlarda gayreti varsa Aziz Yıldırım sayesindedir.
Yıldırım, tesisçilikte önderlik etmiştir.
Alt yapılarda önderlik etmiştir. Yıldırım'ın bu futbol merakı, öne çıkma merakı, böyle en En-el Hak merakı olmasaydı Türk Spor Tarihine en başarılı başkanlardan biri olarak geçecekti. Ama ne olduysa, biz mi azdırdık! Yoksa etrafını saran danışmanları mı! Ama bu hale geldi.
Dalga geçer gibi konuştu
Galatasaray'ın topa sahip olduğu dönemlerde Volkan'a attığı bir top yok! Muslera'ya giden 5 top var. İşte iki korkak diyoruz ya! Niyeti yoktu! Diyorlar ki Podolski ile Yasin yoktu. İkisi de önce Carole sonra da Olcan'a destek olmak için çıktılar. Buradan Nani ile Caner, Markovic ile Gökhan geliyor. Muhteşem kanat akını! Aman ha siz beklere yardım edin, hücumu düşünmeyin. Podolski ile Yasin birinci yarı ön bek gibi oynadılar. Bu nedenle ileride adam yok ki kime atacaklar?
Ya orada bir de başka kaleci var ya! Santradan salla belki ayağı kayar düşer! Bu nedenle Volkan'ı ilk devre görmedik. Bir de o Hamza kardeşim sıkılmadan maçı izleyenleri gerizekalı yerine koyup "Ben maça kazanmak için çıktım" diyor! Maazallah bir de oynamak için çıksa bir 6-0 daha yaşayacaktık!