200 bin lira için İlkan'ı kaybetti
-Galatasaray ve Fenerbahçe bu kez de İlkan Karaman için karşı karşıya geldi. Yaptığı özel sözleşmeye dayanarak İlkan'ın kendi oyuncusu olduğunu savunan Galatasaray araya giren Fenerbahçe'ye de tepki gösterdi. Sizce kim haklı ve Fenerbahçe'nin davranışı etik mi?
Fenerbahçe'nin ki anamın ak sütü gibi tertemiz, pırıl pırıl bir transferdir. Galatasaray, Basketbol Federasyonu'nun kurallarına karşı eskilerin deyişi ile hile- i şer'iyye yaptı.
Bir basketbol takımının iki oyuncusunu kiralama hakkı var. İki basketbolcusunu kiraladıktan sonra İlkan için Karşıyaka ile özel anlaşma yapılmış.
Karşıyaka'ya 'Bizim kiralama hakkımız doldu. Bunu sana ancak lisansı ile verebiliriz. Fakat biz bunu kaybetmek istemiyoruz. Size bunu kağıt üzerinde vermiş gibi yapalım ama sen seneye bize bunu iade et' denilerek gizli bir anlaşma yapılmış.
Karşıyaka verdiği sözü tutup, centilmence İlkan'ı serbest bırakıyor. Bu arada Galatasaray, İlkan ile de bir sözleşme yapmış. Bu da federasyondan gizli... Çünkü Karşıyaka'ya verdiği andan itibaren Galatasaray'ın üzerinde hiçbir hakkı yok resmen...
Türk Borçlar Hukuku derki, "Kanuna aykırı sözleşme olmaz." Yasaların, kuralların dışındaki sözleşmeler geçersiz.
Türkiye Basketbol Federasyonu ve devletin tanıdığı bir tane sözleşme var.
O form var, o form yoksa bunun arkasından ben gizlice sözleşme yapacağım, bu sözleşmenin geçerli olduğunu iddia edeceğim; böyle bir şey yok.
Karşıyaka, İlkan'ı serbest bıraktığı andan itibaren, İlkan bonservisi elinde özgür bir basketbolcudur. Her kulübe gidebilir. Fenerbahçe de almış...
FENER'E ÇAMUR ATIYORLAR
- Galatasaray sezon bittikten sonra İlkan'ı yeniden kadrosuna katabilirdi. Fenerbahçe'ye kadar beklemesi de bir ihmal olduğunu gösteriyor.
Sezon bitiyor, bitmeden evvel Karşıyaka'ya git. İlkan'la görüş; 'Arkadaş biz geçen sene aramızda bir centilmenlik anlaşması yapmıştık' de...
Şimdi o gizli anlaşma ile federasyona gidiyor Galatasaray! Şapşallığa bakar mısın! Kelimeyi aynen kullanıyorum. 'Ey Basketbol Federasyonu, biz seni kandırabilmek için bir anlaşma yapmıştık. Bu anlaşmaya bak, İlkan'ı bana ver!' Yok ya... Sen beni kandırmak için anlaşma yapacaksın, sonra bu anlaşma ile bana gelip, hak talep edeceksin!
Şike yapıyorlar, şikeye de federasyonu alet etmeye uğraşıyorlar. Bizim yaptığımız şikeyi 'onayla' diye... Bu nasıl bir ayıptır! Galatasaray'ın tarihsel şaşkınlıkları da bu... Ribery'yi de böyle kaybetmediler mi?
Galatasaray'da bu işlerle ilgilenecek bir kişi yok mu? Bilgisayarda bir alarm kurarsın. 'Karşıyaka'dan İlkan'la görüşülecek' diye yazarsın.
Mayıs ayı geldiği zaman bilgisayar yazmaya başlar. 'İlkan'ı çağırın' diye...
Beynin çalışmıyorsa, bilgisayara yaz.
Koca Galatasaray'ın, Fenerbahçe alana kadar haberi yok. Ondan sonra Fener'e çamur atıyorlar!
-Ribery'nin kaçışı gerçekten unutulmaz bir olaydı!
Galatasaray'ın Ribery'yi kaptırmasının sebebi 200 bir dolardı, İlkan'ı kaptırmasının sebebi 200 bin lira...
İlkan'ın menajeri Galatasaray'a, 'Karşıyaka ile sözleşmesi bitti. Şu anda serbest ve bu adam Brooklyn Nets tarafından 57. sıradan draft ediliyor. Draft edilmek, 'fiyatın birden patlama yapması' demek. Fenerbahçe, İlkan'a yıllık 900 bin lira teklif ediyor. 450 bin lirayı hiç olmazsa 200 bin lira artırın' diyor. 'Bizim İlkan ile 5 senelik sözleşmemiz var.
Ücretini artırmamıza gerek yok' cevabı alınca da menajer 'O yaptığınız sözleşme hukuken hiçbir anlam taşımaz.
Sizi uyarıyorum.
Bu çocuğun 450 bin lirasına 200 bin lira ekleyin, anlaşalım' diyor ancak karşılık bulamıyor.
Galatasaray 200 bin lirayı vermemek için 'Kapı gibi sözleşmemiz var. Hiçbir yere gidemez' diyor ve İlkan 900 bin liraya Fenerbahçe'ye gidiyor. 5 yıllık sözleşmenin de 'hukuken hiçbir önem taşımadığı' uyarısının da ne kadar haklı olduğu ortaya çıkıyor.
Aynen Ribery olayı... O 200 bin dolardı, bu 200 bin lira...
Adam uyarmış da...
Q7'DEN HAYIR GELMEZ
Beşiktaş tribünleri Quaresma'nın affedilmesini istiyor. Portekizli yıldız bir şansı daha hak ediyor mu?
Bu işin o kadar cılkı çıktı ki dönmemesi lazım. Varken zaten bir işe yaramadı. Şimdi iyice işin suyu çıktı. Bundan sonra hiç hayır gelmez. Ben ayrıca Quaresma'nın iyi bir topçu olduğuna inanmıyorum.
Doğru dürüst topçu olsa Portekiz Milli Takımı onu bu kadar dışlar mı?
Alex için de aynı şey... 2000 yılından bu yana tarihin en kötü Brezilyası...
Alex tarihin en kötü Brezilyasında yedek bile değil. Kadroya bile çağrılmıyor.
Bakmayın bizim medyaya...
Şişirmeye meraklılar...
Peki son dönemde sıkça konuşulan Baros-Quaresma takasına nasıl bakıyorsunuz? Quaresma, Galatasaray'da faydalı olur mu?
Yok canım... Terim'in, Quaresma'ya 'Hayır' demesine hiç itirazım yok. Fatih Terim'in yabancı oyuncu derdi yok. Yabancı gelecekse Kaka gibi, Ronaldinho gibi biri olması lazım. Onlara da 'Hayır' dedikten sonra Quaresma'yı alıp takımın neresine koyacak!
FUTBOL KALİTESİ YÜKSELDİ
Sıkıntılı günleri aşmaya çalışan Beşiktaş lige bir puanla başladı. Belediye karşısında geri düştü ancak son dakikalardaki arzulu futbolla en azından mağlubiyetten kurtuldu! Beşiktaş'ı nasıl buldunuz? Tabii bir türlü Belediye'yi yenememesi de ilginç!..
Belediye de bu sene iyi takım... Şu ana kadar seyrettiklerim içinde kötü takım yok. Geçen sene ligleri konuştuğumuz zaman "Her takım her takımı yenebilir" diyorduk ama bu takımlar çok iyi olduğundan değildi.
Her takım birbirinden kötü olduğu içindi... "Futbol 10 üzerinden 3-4 civarında oynandığı zaman her takım her takımı yenebilir" diyordum. Bu sene de her takım her takımı yenebilir ama futbol kalitesi geçen yıla göre çok yukarıda... Kasımpaşa da çok iyi bir takım olarak gözüme göründü, Büyükşehir Belediye de çok iyi takım olarak göründü.
Galatasaray yendi ama yenilebilirdi.
Beşiktaş berabere kaldı ama kaybedebilirdi ki Büyükşehir Belediye de büyük oranda yenilenmiş.
Hocası da yeni... Yıllardan beri o takımı çalıştıran Abdullah Avcı yok.
Carvalhal gelmiş... Çok iyi top oynadı.
Bu sene lig bayağı ilginç geçecek.
Her maç her hafta sürprizlere açık...
TRİBÜNLER SEVMİYOR
Yıllardır Beşiktaş'ın başına geçmeyi bekleyen Samet Aybaba sonunda bu hedefine ulaştı. İlk izlenimleriniz nasıl? Zor günler yaşayan Beşiktaş'ı taşıyabilecek mi?
Beşiktaş'ın en büyük sorunu sabır...
Beşiktaş yönetiminin ve tribünlerinin Samet Aybaba'ya karşı sabırlı olması lazım.
Oysa ben o tribünlerin Samet Aybaba'dan hazzetmediğini biliyorum.
Tribünler hazzetmediği zaman Beşiktaş yönetimi kaybeden bir teknik heyetin arkasında fazla duramaz.
Onun için Samet orada kalmak istiyorsa 'Arkanızdayız' diyenlere değil kendi alacağı sonuçlara bakmalı...
DERBİ G.SARAY'A BAĞLI
Hafta sonu oynanacak Beşiktaş-Galatasaray maçıyla ligde sezonun ilk derbisi yapılacak. Favori sarı kırmızılı takım gibi gözüküyor. Siz nasıl bir derbi bekliyorsunuz?
Hiç belli olmaz. İşte Kasımpaşa yenebilirdi Galatasaray'ı. Beşiktaş-
Galatasaray maçının sonucu tamamen Galatasaray'a bağlı... Kasımpaşa maçındaki iki ayrı Galatasaray'dan yenisi oynarsa Galatasaray kesin kazanır. Eski Galatasaray oynarsa o zaman her şey olur.
DEMiREL KENDiNi TAYiN ETTi
Avrupa Şampiyonası elemeleri başladı. Dünya ikinciliğine ulaşan ve 28.5 milyon liralık ödüle hak kazanan milli oyuncuların çoğu çeşitli mazeretlerle kadroda yok.
Basketbolcuların durumu felaket...
Turgay Demirel, bu işin iyice suyunu çıkardı. Yeniden Tanjevic'i getirmesi, ayıpların, skandalların en büyüğü...
Ama Türkiye'de bir spor bakanı, bir spor teşkilatı olmadığı için... Başbakan'ın verdiği 28.5 milyon liranın hesabını daha açıklamaya cesaret edemedi; Türkiye Cumhuriyeti Spor Bakanı...
Demirel'in seçim kararı almasıyla ilgili neler söyleyeceksiniz?
15-18 Eylül'e seçim koymuş. Daha kimse adaylığını belirlemeden, düşünmeden, kadrosunu kurmadan, yangından mal kaçırır gibi basketbol federasyonu seçime gidiyor! Tam baskın seçim...
Genel kurul üyelerini de kendi seçiyor.
Öyle bir yönetmelik yapmış ki tam kendine göre yontacak. Mesela; bugüne kadar milli takım hocalığı yapmış 5 kişiyi koymuş. Peki o 5 kişiyi kim seçecek? Antrenörlerin kendi aralarında toplanıp seçmeleri lazım değil mi? Hayır; federasyon seçiyor!
Bugüne kadar 'basketbol yazmış 5 kişi' dersen, o 5 kişiyi Türkiye Spor Yazarları Derneği seçer. Hayır, Turgay Demirel seçiyor!
Böylece rakiplerine hazırlanma fırsatı dahi vermeden, kendi hazırladığı yönetmelikle baskın seçim yapıp bir 4 sene daha Türk basketbolunu yönetmeyi planlıyor. Onun için ne söylesen, ne yazsan boş! Türkiye'de bir Spor Bakanı da olmadığı için...
Bu işi önleyebilecek, Turgay Demirel'e 'dur' diyebilecek bir tek kişi var:
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan. Türkiye'deki her şey onda bittiği gibi bu da ancak Başbakan'da biter.
Başbakan önce desin ki Turgay'a 'Şu benim verdiğim 28.5 milyon liranın hesabını bir getir bakayım.
Kimlere dağıttın, kaç para dağıttın, ne zaman dağıttın?
Tarihleriyle, ıslak imzalı makbuzları bana bir getir' desin.
Ondan sonra da sorsun bakalım 'Bu seçimi niye böyle yangından mal kaçırır gibi yapıyorsun?' diye.
Bugün ilan edip eylülde seçim olur mu? Bugün ilan edersen aralıkta seçim olur ki insanlar hiç olmazsa 3 ay hazırlanır. Ben şimdi Hıncal Uluç olarak Federasyon Başkanlığı'na adayım, eylüldeki seçime kimi bulayım?
Millet tatilde, şurada burada... Ekip nasıl oluşturacağım? Propaganda faaliyetimi nasıl yapacağım? Neler yapacağımı genel kurulun üyelerine nasıl anlatacağım?
Böyle bir şey olur mu!
Turgay Demirel kendi kendini Basketbol Federasyonu Başkanlığı'na yeniden tayin ediyor ve Türkiye'de devlet buna gık çıkarmıyor. 'Efendim Türkiye'de basketbol özerk!' Hayır, Sayın Suat Kılıç.
Devletin denetim ve gözetim hakkı, yani vesayet hakkı her zaman vardır.
Mali durumlarını da kontrol edersin, aldığı bu hukuk dışı, adalet dışı, hak dışı kararları da denetlersin.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.