Süren'den sonra bitti

Hıncal Uluç hincal.uluc@sabah.com.tr

_UEFA Kupası'nın alınmasından bu yana Galatasaray belini doğrultamıyor gibi... Yönetimler geliyor, gidiyor. Borçlar sürekli yükseliyor.Camia ve taraftar içinde büyük bir bölünmüşlük var. Film nerede koptu, niye bu duruma gelindi?
Galatasaray'daki karambol 'Faruk Süren'i devirme' hareketi ile ortaya çıktı. Faruk Süren çok ileri bir Galatasaray'ın planlarını ve bunun finansmanı da yapmıştı.
Dünyanın en büyük kulüplerinden birisi olan Manchester United'ın 10 yıldan beri göğsünde AIG yazıyor.
O AIG, Galatasaray'ın göğsünde yazacaktı. Faruk Süren o anlaşmayı yapmıştı. AIG'in palavra bir masa, telefon şirketi olduğunu iddia ederek, Faruk Süren'in o anlaşmasını iptal ettiler ve AIG'i devre dışı bıraktılar.
Bunun üzerine AIG, elindeki hisse senetlerini paraya çevirdi. 'Galatasaray'ın başına büyük bela getirir' diye Ünal Aysal'ın devreye girip o hisse senetlerini alması, "İşte senetler burada. Ne zaman isterseniz bunu Galatasaray'a devrederim" demesi o dönemdedir. AIG'i durdurdular.
Ali Sami Yen Stadı'nın modernleşme hamlesini durdurdular.
Muhteşem bir plan yapmıştı Faruk Süren. O muhteşem planı bana anlatan da daha sonra o planı yerin dibine sokan Özhan Canaydın. Bursa'dan randevu alıp geldi bana... Bilgisayarla, maketlerle... Dünyanın en güzel stadını nasıl yapacaklarını anlattı, dört buçuk saat benim evimde Özhan. Sonra kendi başkan olunca birdenbire
değişti.
POLAT'LA DAHA KÖTÜ OLDU
Faruk Süren, 'Galatasaray'ı bir masa, telefon şirketine satmakla' ve 'Ali Sami Yen projesini bilmem kaç milyon dolara yaptırıp paraları cebine atmakla' itham edildi. Bütün o projeler sıfırlandı. Ondan sonra yerine hiçbir şey konmadı.
Başlangıç Faruk'un apar topar gönderilmesi uğruna, kulübün bir yığın maddi yük altına girmesi. Faruk'un hazırladığı bütün finansman yollarının kapatılması...
Ondan sonra gelen yöneticiler başarılı olamadılar.
Özhan Canaydın, Galatasaray tarihinin gelmiş geçmiş en kötü yöneticilerinden biriydi. Allah rahmet eylesin.
Onun yerine gelen Adnan Polat daha da kötü oldu.
_Polat'ın son hamlesi de Hagi'yi yollamaktı. Bu operasyon kendisini kurtaramadı ama Galatasaray bir sezonda 3 hoca görmüş oldu.
Hagi zevali kurtarmak için geldi, görevini yaptı gitti.
_Bülent Ünder'in tercih edilmesiyle ilgili neler söyleyeceksiniz?
Bu tür hocalara, 'caretuker' yani 'geçici hoca' derler. Yeni bir hoca bulana kadar kulüpte saygın, sevilen birisi...
Zaten Galatasaray'ın da iddiası yok. Beşiktaş'taki Tayfur Havutçu'nun durumu da o. Kalli gönderildiğinde Cevat hoca gelmedi mi? Bunlar hep var olacaktır.
HAZIRA KONMAK İSTİYORLAR
_Hagi'nin gidişinin ardından ligde sadece 2 yabancı hoca kaldı. Yerli hocaya ilgiyi neye bağlıyorsunuz?
Bu aslında şaşılacak bir şey değil. Hocanın iyisi-kötüsü vardır, yerlisi-yabancısı yoktur. Yerliler uyum sağlama açısından bir adım önde başlarlar. Ama önemli olan yerlinin devamlılığı... Bizim yerli hocalarda devamlılık göremiyoruz.
Çünkü herkes biliyor ki her yerli hocanın gönlünde yatan aslan; 3 büyükler ya da milli takım!..
Şenol ile Ertuğrul'un, Trabzon ve Bursa geçmişleri var onları çık diğer hocalara şöyle bir bak: Beşiktaş 10 senede kaç tane hoca değiştirdiyse, Yılmaz Vural da o kadar kulüp değiştirdi!..
_İstikrar sağlamaktan çok uzağız.
Gidip Bank Asya'dan bir takımı alıp, birinci lige getiren, Avrupa'da başarı ile oynatan bana bir hoca söyle!.. Herkes hazıra konma peşinde!..
TUTUKLANMIŞ OLURDUM
_Galatasaray'a Fenerbahçe maçının ardından bir maç seyircisiz oynama cezası verildi. Özellikle sahaya atılan şişeler çok konuşulmuş ve siz de tepki göstermiştiniz. Bu cezayı yeterli buluyor musunuz?
Yüzkarası... Bu bir maç ceza şu demek: "Şişeyi atan arkadaş niye isabet ettiremedi!"
Türkiye Futbol Federasyonu'nun verdiği ceza beni ilgilendirmiyor aslında... Volkan'ın yüzü sahaya dönük, şişe arkadan geliyor. Şişe kafasına çarpsa Volkan ölebilir. O şişeyi Volkan'a nişan alıp fırlatmak, Futbol Şiddet Yasası'nda da değil Türk ceza Kanunu'nda suç. Türk Ceza Kanunu'nda suç olan bir eylem; televizyonlar tarafından, milyonlarca kişiye gösteriliyor.
O stadyumda 300 tane güvenlik kamerası var, bu güvenlik kameralarında da şişeyi atan kayıtlı. Buna rağmen İstanbul Valiliği'nin ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün bir hareketi yok! Acı olan şey bu!..
Önümden İstanbul Valisi geçerken, ben yolun kenarından onun zırhlı arabasına bir şişe fırlatmış olsaydım; şimdi neredeydim? Tutuklu yargılanıyor olurdum. Sadece polis beni yakalamış olmaz, yakalamış, savcılığa sevk etmiş, savcılık mahkemeye sevk etmişti, mahkeme de tutuklu yargılanmama karar vermişti.
İstanbul Valisi'nin zırhlı arabasına şişe atmanın sonucu bu; Volkan'ı öldürmeye teşebbüsün karşılığı yok.
Böyle bir hukuk anlayışı olabilir mi? Böyle bir görev anlayışı olabilir mi?
Geçen hafta söyledim; şu anda Türkiye'de iki teknisyen bakan var. İçişleri ve Adalet Bakanı teknisyen... Ne dediğimi çok iyi anlayacak kültüre, bilgiye, eğitime ve deneyime sahip insanlar. Ama onlardan da ses çıkmıyor. Bu adam niye yakalanmıyor, niye ortaya çıkarılmıyor, niye mahkemeye sevk edilmiyor; bilemiyorum.
Locadan atıldığı yönünde haberler çıktı.
Aklıma gelen şu; şişeye atana baktılar, çok önemli birisi çıktı. 'Aman biz bu işe bulaşmayalım' dediler!..

KÖTÜ ŞEYLER ARANMASIN
_Şampiyonluğa oynayan iki takımın futbolcusu Jaja ve Bilica ellerinde şampanya, eğlenceden dönerken görüntülendi.
Seninle ben Brezilya'dabir kulüp ile anlaşsak, o kulüpler de rakip olsalar birbirine, 'Bülent aman görüşmeyelim; dedikodu olur' mu deriz yoksa dostluğumuz orada da devam eder mi?
Her şeyin altında kötü şeyler aramamak lazım. Brezilya neresi, Türkiye neresi... Hele insanlar ülkelerinden uzaklaştıkça böyle şeyleri daha çok ararlar. İki Brezilyalı arkadaş İstanbul'da yan yana gelmişler...
Niye olmasın!.. Şimdi Arda ile Emre'nin ne kadar yakın dost, ne kadar arkadaş oldukları biliniyor. Play station maçında birbirleri ile nasıl mücadele ettiklerinin fotoğrafını çeksek 'Vay Arda ile Emre!..' mi diyeceğiz! Futbolda rakip kulüplere gitmek insanlık dışı yaşamayı mı gerektiriyor?
Bunu mu tavsiye ediyoruz?

'PAPAZ OLUN' DİYEMEYİZ

_Gece gezmeleri ve trafikteki halleri eleştiri topladı. Futbolcu sağlığı açısından bu tür davranışlara nasıl bakıyorsunuz?
25 yaşında ve fevkalade sağlıklı bir insan. Fevkalade antrenmanlı bir adam... Cebinde de parası var. Bu yüzden bir sürü kadın da peşinde... Hem paralı hem de sağlıklı olduğu için...
Bu adama 'Papaz olacaksın' diyeceksin! Olur mu, mümkün mü? Futbolculuk papazlık değil. Adamın bir tatil gecesi olacak. Haftada 5 gün papaz gibi yaşacaklar ama... 'Adama sen futbolu bırakana, 38 yaşına kadar papaz gibi olacaksın' diyemezsin. İnsanlık dışı... İzin günü kaç gün ise o sürede istediği gibi yaşar. Kimse de karışamaz arkadaş.
Benim cebimde 15 milyon, 20 milyon dolar para var, ben bunu kullanmayacağım; ne yapacağım o zaman? Araba koleksiyonu mu yapacağım? 'Sekiz tane araba aldım bak!' Genç adama gençliğini yaşama hakkını tanıyacaksın.
Onun ölçüsünü de teknik direktör koyacak. Diyecek ki teknik adam, 'Evladım ben senin tatil gününe karışmam.' Ya da diyecek ki teknik direktör, 'Tatil gününde erkenden yat.' Ama biz akşam saat 20.00'de yıllardan beri değiştirmediği sevgilisi ile 'arkadaşının restoranın açılışına gitti' diye Arda'ya ceza yazan bir milletiz. O zaman da böyle oluyor.
KIZ TAKIMINI DA DÖVERLER
_Beşiktaş'ın küme düşen Erkek Voleybol Takımı, İstanbul'da saldırıya uğraması ile ilgili neler söyleyeceksiniz?
Yani, Volkan'a atılan şişe ile bunun farkı yok. Yaptığın şey yanına kâr kalırsa kendi kendine tatmin etmek için her türlü rezilliği yaparsın. Şiddet yasaları çıkarıyorsun ama kimse uygulamıyor.
Bu belli ki önceden ayarlanmış. Hatta yasal olarak bakarsan çete faaliyeti... 15, 20 kişi bir araya geliyorlar, takım seyahatten ne zaman geliyor, nasıl geliyor, ne ile geliyor onu öğreniyorlar. Orada buluşuyorlar, adamları çevirip dövüyorlar. Bu organize bir suç. Organize suç, Türk Ceza Kanunu'nda ağırlaştırıcı sebep. Bu organize suçu dahi takip eden savcılar yoksa...
Aynı örneği vereyim; 20 arkadaş bir araya gelsek, İstanbul Valisi'nin arabasını beklesek havaalanının önünde...
Neredeydik şimdi 20'miz birden... Kanunları adama göre uygularsak işte böyle olur. O holiganların her biri biliyor ki başlarına hiçbir şey gelmeyecek.
O zaman gelecek sene basketbol takımını döverler, öbür sene kız takımını da döverler.
* * *
FENERBAHÇE ARTIK BIRAKMAZ
Derbide açık bir şekilde gördük hakemler ve medya F.Bahçe'nin arkasında... Bu sene artık şampiyon olur
_Ligde son 8 haftaya girildi. Yarış nefes nefese sürüyor. Zirvede zorlu maçlar var. Fenerbahçe-Bursa ile karşılaşacak. Trabzon- Konya'yı konuk edecek. Nasıl bir hafta bekliyorsunuz?
Fenerbahçe'nin bu aşamadan sonra şampiyonluğu vermesi çok zor.
Kim ne derse desin; hakemler de Fenerbahçe'nin arkasında duruyor. Galatasaray maçında bunu açık bir şekilde gördük. Adnan Polat yerden göğe kadar haklıydı ama çok geç kalmıştı bağırmakta...
BAŞKAN OLAMAZ
Fenerbahçe maçında, Galatasaray'ın nasıl kurban edildiği medyaya doğru dürüst yansımadı bile...
Çünkü medya da Fenerbahçeli!.. Şu anda Fener lider... Hakemler arkasında, medya arkasında, yine şampiyonluğu kaybederse Aziz Yıldırım bir daha bunu hiç kimseye izah edemez. Hayat boyu bir daha Fener'e başkan olamaz. Bütün bunları bir araya getirdiğin zaman Fenerbahçe artık bu sene şampiyon olur.
KABUL EDEMİYORUM
_Fenerbahçe ile Trabzon arasında bir tercihiniz var mı? Kimin şampiyon olmasını istersiniz?
Ben öyle 'Galatasaray olmazsa, Fener de şampiyon olmasın' diyenlerden değilim. Genelde Galatasaraylıların ve de Fenerlilerin tercih sıralaması şöyledir:
1- Ben şampiyon olayım. 2- Ben olmazsam o da olmasın. Benim evdeki bütün Galatasaraylılar; Trabzonlu şimdi. Benim öyle bir şeyim yok. "Bu sene Galatasaray'ı bıraktığımı" da söyledim zaten. Kalben kendimi Galatasaraylı da hissetmiyorum. Onun için böyle bakıyorum. Ama bariz desteklere de sinirleniyorum. Hakem desteğine de medya desteğine de... İnsanın psikolojisinde 'mazlumun yanında yer almak' vardır hep. 'Ezilenin yanında yer almak' vardır.
Fenerbahçe'nin bu kadar açık seçik desteklenmesini kabul edemiyorum. Yoksa banane; kim şampiyon olursa olsun...

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.