G.Saray kazanır

Hıncal Uluç hincal.uluc@sabah.com.tr
_Herkesin aklı derbide... Sonucu merakla bekleniyor. Ancak sonuçtan önce takımları gözden geçirelim. Lugano ve Santos'un yokluğunda Fenerbahçe'nin zorlanabileceğini söylemiştiniz ama Konya'yı mağlup ederek galibiyet sayısını 9'a çıkardı. Bunda Konya'nın gününde olmaması da etkendi.
Ben Fenerbahçe'nin yoluna iyi bir şekilde devam ettiği görüşünde değilim. Şansları yanında... Her şey onlardan yana... Konya beklendiği gibi hiç değildi.
_Lugano ve Santos'un yokluğunda, Fenerbahçe'yi zorlayabileceği bekleniyordu.
Gazetelerde okuyorum Yılmaz Vural, "Bu takım ruhunu kaybetmiş" diye laflar etmiş. Yılmaz Vural'ın ikinci yarı başlarken sahaya çıkıp, yerine oturuşunu Lig TV'den izlesin. Yılmaz Vural kendine bir baksın. Yılmaz Vural ikinci yarıya maçı kaybetmiş ve kaybetmeyi kabullenmiş bir teknik direktör olarak çıktı.
Yılmaz Vural, Kasımpaşa'da görev yaparken de bu durumdaydı.
Yılmaz Vural'ı ben tanıyamıyorum. Yılmaz bana sorarsa, teknik direktörlüğü bu sezon sonuna kadar bırakıp, kendine çeki düzen vermeli. Hatta bir süre yurt dışına gitmeli. Zaman zaman yapardı bunu... Avrupa'da bir kulüple anlaşır, gözlemci olarak onun antrenmanlarına katılırdı, yeni gelişmeleri görmek için... Bu Yılmaz Vural, benim bildiğim Yılmaz Vural değil.
FENERBAHÇE'DEN ÇEKİNDİ
Kaybedecek hiçbir şeyi olmayan, muhakkak kazanmaya ihtiyacı olan Konya çok pasifti. Bir puan alsa ne olacak!.. Konya'nın her maçta üç puana ihtiyacı var. Yılmaz Vural gibi hocanın da Fenerbahçe'nin yenilmeyecek bir takım olduğunu görmesi lazım. Çapı ona müsait çünkü...
Buna rağmen Yılmaz Vural hem de Lugano gibi bir ateşleyicisi, duran toplarda en büyük kozu eksik Fenerbahçe'den çekindi, tamamen savunmaya ve Fenerbahçe'yi oynatmamaya yönelik bir futbol sergiledi.
Fenerbahçe zaten oynamıyor ki onu oynatmamaya yönelik önlemler alıyorsun!.. Fenerbahçe'nin attığı gollere bak, tamamen Konya'nın kendi yarı sahasında oynarken kaptırdığı toplardan geldi. Daha da farklı olabilirdi maç... Stoch'u çok eleştiriyorlar, kaçırdığı goller yüzünden... Aynı şeyi Bobo için söylüyorlar... Sen adamı uzun süre oynatmazsan, kenarda unutursan, ondan gol yollarında yüzde yüz etkili olmasını bekleyemezsin.
Fenerbahçe'nin 5 gol pozisyonunun 3'ünde Stoch var. Beşiktaş'ın hemen hemen bütün gol pozisyonları içinde Bobo var.
İşte Trabzon'u çekip götüren Burak... Yuhalıyordu Trabzon seyircisi Burak'ı... 'Niye oynatıyorsun!' diye Şenol Güneş'e tepki gösteriliyordu. Adam oynatılarak kazanılır.
Oynatmadığın adamı kaybedersin. Uzun bir aradan sonra sahaya döndüğü zaman da ona destek olmak lazım.
Ama önemli olan Stoch'un ve Bobo'nunbütün gol pozisyonlarının içinde olmaları... Toptan kaçan, saklanan bir adam olsa; hiç kimse onların gol kaçırdığını farkına bile varmayacak.
Konya çok kötüydü, hocası dahil... Tarihin en kötü Konya'sına karşı Fenerbahçe'nin fark atması lazım ama maça baktığın zaman Fenerbahçe güç bela kazanıyor ve Konya defansının bariz hatalarında gollerle kazanıyor.
O zaman Fenerbahçe'nin iyi oynadığını söylemek mümkün değil.
Galatasaray'da tersine iyiye gidiş vardı. Hagi o ikinci yarıda orta sahayı mahveden değişiklikleri yapana kadar Galatasaray iyiydi.
GELENİ GİDENİ YİYOR
_Defansla çok oynadı. Bu hataları da beraberinde getirdi.
Defans önemli değil. Önemli olan orta saha... Orta saha hem rakibin akınlarını kesmekte önemli hem de topu oyuna sokup, hücumu başlatmakta önemli... Bunları en kötü yapan iki adam Barış ve Mustafa; ikisini birden oyuna soktu. Cana'nın stoperde oynaması falan değil, Galatasaray'ın sorunu...
Galatasaray'ın savunmadaki sorunu kaleci... Çok kötü bir kalecisi var Galatasaray'ın... Galatasaray'ı kim kazıklamışsa... Romanya gibi bir ligde yedek kalan bir kaleci, Galatasaray'ın bir numarası olur mu! Ayrıca onun uğruna Aykut ile Ufuk'u harcıyorsun.
Tamamen Hagi'nin yakın dostu Becali'nin kazığı bu Galatasaray'a!..
Ama görüyor; her maç üçer üçer yiyor. Adamın gol kurtardığı yok. Geleni gideni yiyor. Kaleciliği unutmuş, bilmiyor.
Ufuk bundan çok iyi, Aykut bundan çok iyi... Böyle bir kaleci için Ufuk ve Aykut harcanır mı!..
Ankaragücü karşısında Hagi o garip değişiklikleri yapmasa Galatasaray çok iyi top oynuyordu. Derbide daha da iyi oynayacak bir görüntüsü vardı. Pino ısınmaya başlamış, Arda gelecek...
Arda sıfır olarak Fener maçında sahaya çıksa en az iki Fener savunma oyuncusunu meşgul edecek. Gitse sol açıkta dursa birisi yanında, birisi kademesinde olacak.
Böyle bir adam...
Ve Aydın olağanüstü iyi oynadı. Galatasaray'daki en iyi maçlarından birini oynadı. Ben bu kadar iyi Aydın görmedim.
Adnan Polat kızmış, etmiş... Adnan Polat herhalde futboldan anlamaz hale gelmiş. Şu Aydın'a laf söylüyorsa eğer...
G.SARAY'IN TEK HEDEFİ VAR
_
Hagi'nin, Fenerbahçe maçını düşünerek Culio'yu Ankara'ya götürmemesi, ceza sınırında bulunan Gökhan, Kazım, Yekta gibi oyuncularını oynatmaması doğru muydu?
Niye Fenerbahçe'de Santos ve Lugano oynamadı? Niye kart gördüler?
_Tabii Fenerbahçe için de geçerli...
1- Kendi oyuncularına güvenmiyorlar, 2- Açık seçik söylüyorum; hakemlere güvenmiyorlar. 'Cart' diye bir kart çıkarır hakem, gitti... Ayrıca Galatasaray için Ankaragücü maçı önemli değil. Oysa Fenerbahçe için Konya maçı çok önemli. Galatasaray, Ankaragücü'ne yenilse ne olacak? Zaten 11 mağlubiyet almış!.. Avrupa'dan elendi, kupadan elendi, ligden elendi... Galatasaray'ın bu sene için artık bir tek ümidi var:
Arena'da Fenerbahçe'yi yenmek...
Onun için Galatasaray'ın bütün hesabını bu maça göre yapması normal. Ama Fenerbahçe'nin Konya maçını riske etmesi doğru değil. Konya adam gibi top oynasaydı ben soracaktım; Lugano ile Santos'a 4. sarı kartı gösteren Fenerbahçe yönetimine...
HAGİ DOĞRUYU BULMUŞTU
_Kafa kafaya giden ligde Fenerbahçe'nin puan kaybı yapması büyük bir darbe olurdu.
Tabii... Galatasaray'ın umurunda değil; derbi için istediği önlemi alabilir.
Önemli olan şu; Hagi'nin "Ben nerede yanlış yaptım!" demesi. Ankaragücü maçının değerlendirmesini çok iyi yapması lazım. 1- Kaleci seçiminde yanlış yapıyor. 2- Orta sahada doğruyu bulmuşken, medyanın baskısı ile yine yanlışa döndü. Ayhan-Mustafa-Barış... Maçı kaybetmek istiyorsa bunlarla oynamaya devam etsin!
* * *
TÜRKİYE'Yİ CİDDİYE ALMADI
_Schuster sürpriz bir şekilde istifa ettiğini açıkladı. Beşiktaş yapılan tüm yatırımlara rağmen kötü gidiyordu ama kimse 'Schuster bırakmalı' diyemiyordu. Alman hocanın pes etmesini neye bağlıyorsunuz?
Geç kalmış bir istifa. Sanıyorum; herkes tazminat hesaplarını yaptı. Yani, Schuster 'Ben beklersem onlar kovarlar'; Beşiktaş da 'Kendi istifa ederse etsin' dedi. Avukatlar falan geldi. Demek ki birtakım gizli görüşmeler, falanlar filanlar oldu. Neticede belki de bir miktar para vermişlerdir. İstifa etmesine karşılık. Olabilir, olmayabilir.
Çünkü geçen günler Schuster'in geleceğini de ipotek altına alıyordu. Bu kadar başarısız olduktan sonra, ipliği pazara çıktıktan sonra... Schuster kötü hoca değil.
Ama açık seçik Türkiye'yi ciddiye almadı.
Bazı Almanlar'da vardır; ben Almanya'ya gittiğim zaman görüyorum. Türkleri ikinci sınıf vatandaş gören bir hans kafası var. Türkiye'yi adam başından sonuna ciddiye almadı. Haftalar boyunca akreditasyon kartını takmadı.
Hiddink teknik direktörlerle toplantı yaptı; 17 teknik direktör var, bir tek Schuster yok. Umursamadı. Ben şu anda Avrupa'da işsizim. 'Gideyim Türkiye'de bir tatil yapayım.
3-5 kuruş kazanayım' diye geldi Türkiye'ye sadece.
Başka niyetle de gelse uymadı. Dünyanın en iyi hocası olabilirsin. Mourinho'yu getirirsin, uymaz frekans.

MİLNE ŞAMPİYON YAPTI
Gordon Milne, Türkiye'ye geldiği zaman teknik direktör değildi. Bizim bildiğimiz anlamda kondisyoner sıfatı ile geldi. Üç sene üst üste Beşiktaş'ı şampiyon yaptı.
Çünkü frekansı uydu, Schuster'in uymadı.
Bu kadar masraf etmiş, bu kadar oyuncu almış bir dönemde Beşiktaş taraftarı da Beşiktaş yönetimi de Schuster'in kendisi de daha iyi sonuçlar bekliyordu. Onlar olmayınca 'olmayacak duaya amin' demenin alemi yoktu. Bir an evvel ayrıldı.
_Yabancıların son kuruşlarına kadar tazminatlarını aldıklarını da biliyoruz. Bu açıdan bakılırsa Schuster'in istifası takdire değer.
Bir takım hesaplar var burada. Diyelim Beşiktaş'tan 500 bin euro alacak tazminat. Ama Beşiktaş'tan kovulacak hale gelirse sezonun sonunda ve kovulursa Beşiktaş'tan 500 bin euro alır ama ne bileyim ben Valencia'dan alacağı 2 milyon euro'yu kaybedebilir.
* * *
POLAT TOZ OLDU
Polat, havaalanına gitmeye cesaret edemedi ve takımı hedefe koydu. Komutan firar ederse, ordudan hayır gelir mi!
_Galatasaray cephesinde, 'Derbiye Hagi ile çıkılmamalı' şeklinde görüşler ağırlıktaydı. Ancak yönetim bir kez daha Hagi'den yana tavır almış görünüyor. Bu karara katılıyor musunuz?
Şimdi,Hagi ile çıkmamak radikal bir karar.
Bu kararı Hagi verirse mesele yok. Ama bu kararı Galatasaray yönetiminin, yani başkanının vermesi için o başkanda mangal gibi bir yürek olması lazım. Çünkü benim tabelacı medyam Fenerbahçe maçı kazandığı andan itibaren 'Derbiye üç gün kala hoca değiştirilir mi?
Dere geçerken at değiştirilir mi?' diye başlayacak yaygaraya ve bütün faturayı Adnan Polat'a kesecek. Adnan Polat bunun hesabını veremeyeceğini biliyor. Ama Hagi ile çıkılırsa onun hesabını verir. 'Derbiye üç gün kala hoca hoca değiştirilmez' der sıyrılır. Hagi'nin gönderilmesi dediğim gibi çok radikal bir karar. Radikal kararı alacak başkanın mangal gibi bir yüreği olması lazım.
ALKIŞ ALMAK GÜZEL
Ankara'dan havaalanına takımı ile gelmeye cesaret edemeyen ve takımdan ayrı dönen...
Bu takım havaalanında nelere muhatap oldu. Adnan Polat olsaydı onların hiçbirine takım muhatap olmayacaktı, tepkiler Adnan Polat'a yönelecekti. Adnan Polat aslında kendisini hedefe koyarak takımı kurtaracaktı.
Ama Adnan Polat takımı hedefe aldı kendi toz oldu. Bu yürek ile Galatasaray Başkanı olunmaz. Yıllar evvel Neuchatel Xamax gibi hiç adı sanı olmayan bir İsviçre takımına 3-0 yenildi Galatasaray.
Otele ilk gelen Alp Yalman'dı. Bütün takımı topladı ve onlara dedi ki "Arkadaşlar, bu köy takımı bize 3 tane attığına göre biz onlara İstanbul'da 5 atarız." İstanbul'da uçaktan en evvel Alp Yalman indi.
Bütün televizyonlar, kameralar beklerken en önde Alp Yalman indi. Sonuç 5 attılar. O gece Alp da kaybolabilirdi Adnan'ın Ankara'da kaybolduğu gibi... En evvel komutan firar ederse ordudan hayır gelir mi! "Önemli olan düşmek değildir ayakta kalmaktır" diye yazar bütün dünya tarihi...
Yenilince kaybolan Adnan Polat, Galatasaray'ı nereye götürecek? Zafer kazanmış takımın önünden gitmek kolay...
Alkışlara el sallamak kolay... Böyle bir zamanda orada oluyor musun? "Başkanımıza bak, yanımızda. Kalkanımız.
Bizim önümüzde duruyor" der, o çocuklar onun için ölür. Şimdi hangi Galatasaraylı'nın umurunda acaba Adnan Polat. Kendilerini bırakıp kaçan...
Ondan sonra gazetelerde aleyhlerine "O şöyleydi, bu böyleydi. Onu asarım, bunu atarım" diyen.
Bütün bunlara rağmen bu Galatasaray bu derbiyi kazanabilir. Neden; çünkü Fenerbahçe iyi top oynamıyor.
2- Fenerbahçe'nin en önemli adamı Emre yok. Öfkeli, sinirli, bağırıyor, çağırıyor. Takımı 10 kişi bırakma riski var. Gerçi hiçbir hakem onu yapamıyor, cesaret edemiyor. Ama Arena'da belli olmaz. Galatasaray'ın stadında çevre Galatasaray taraftarı ile doluyken hakemin ne yapacağı belli olmaz...
Ama o Emre şimdi yok. Ve o Emre'nin yerini dolduracak bir adam da Fenerbahçe'de yok ki hepimiz biliyoruz Galatasaray'a karşı üç misli bilenmiş olacak. Sadece şampiyonluk için falan değil. Kişisel sebepleri ile üç misli bilenmiş olacak.
Onun için büyük eksiklik. Bir şey daha var; alınması gereken ama Galatasaray'ın bir türlü almadığı derslerden bir tanesi: Ankaragücü'nün birinci golü kornerden arka direğe geldi. Galatasaray bu zavallı kaleci ile hâlâ arka direğe adam koymamakta ısrar ediyor. Kaç senedir konuşuyoruz bunu biz?
KALECİ HOCASI FACİA
Kalecinin gördüğü ön direkte adam var da arka direğe gelen her korner Galatasaray'da gol tehlikesi... Şimdi bu kornerleri Alex atacak ve de Lugano kafaya çıkacak. Arka direği boş bıraktılar mı bütün kornerler penaltı gibi... Galatasaray'ın ne teknik direktörü ne futbol yöneticileri ne de olmayan kaleci antrenörü farkında değil! Bunu hep söylüyorum; Galatasaray'a gelen bütün kaleciler yerli-yabancı geriye gitti. Eskisinden iyi olan bir tane kaleci yok. Galatasaray'da kaleci antrenörü bir facia...
_Galatasaray'da kaleciler değişiyor ama antrenörler değişmiyor.
Evet. Aynen duruyorlar ve bu kalecilerin bu halleri meydandayken aynen duruyorlar. Yani dünyanın en iyi kalecilerinden bir tanesi Cech, iki adam koyuyor kornere...
Sen Zapata'ya mı güvenip arka direği boş bırakıyorsun ve durmadan kenardan gol yiyen bir takımsın. Sayalım mı arka direkten yenen korner gollerini!

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.