Yine aynı oyun
- Hıncal Uluç Yazıları
- 10 Mart 2011, 00:22:40, Güncelleme: 10 Mart 2011, 00:28:08
İnan Kıraç harika açıklamalar yaptı ve beni Adnan Polatçı yaptı. İnan Kıraç ben bildim bileli bu!.. Katiyen ön plana çıkmaz. 'Ben varım' demez. Talip olmaz. Öne sürdüğü kuklalarıyla kulübü arkadan yönetmeye kalkar.
Kendisine boyun eğmeyenleri de yok eder. Şimdi yine aynı oyunuoynuyor. 'Ben adayım. Adnan Polat'ı devireceğim. Galatasaray'ı ben yöneteceğim.' Hay hay buyur kardeşim. 'Ama Adnan Polat'ı devireceğiz.
Ünal Aysal başkan olacak. Adnan Polat'ı devireceğiz falan.'
' O yok. O senin haddin değil. Yıllar yılı bunu yaptı.
Galatasaray Vakfı Başkanı olarak, Galatasaray Başkanlarını nasıl ezmek istediğini, bazılarını nasıl ezdiğini, kimleri nasıl seçtiğini gayet iyi biliyorum. Burada bir İnan Kıraç-Adnan Polat mücadelesi olacaksa bütün gücümle Adnan'ın yanında savaşırım. Bütün gücümle. -Galatasaray üyelerini, kongresini bir nevi yok farz etmiş oldu. Hep ona uğraşıyor. Oldum olası öyle. Yıllar yılı vakfı kullandı, cemiyeti kullandı, onu kullandı, bunu kullandı. Derin ağabey!..
G.SARAY HAMAMINA GİRECEK
_Aysal ortada yok ama çevresinde tartışmalar yaşanıyor. Işın Çelebi, Kıraç'ın adayı Aysal'ı, ünlü Rus işadamı Abromovich'e benzetti.
O çok talihsiz bir benzetme. Ünal Aysal'ın ne kadar iyi bir Galatasaraylı olduğunu en iyi bilenlerden biriyim.
Sovyetler Birliği'nden arda kalan kara para ile zengin olmuş bir 'oligark'a Ünal Aysal'ı benzetmesi, çok yanlış.
Ünal Aysal her kuruşunu kendi kazanmış, tertemiz para kazanmış, çok iyi işler yapmış fevkalade başarılı işadamı, fevkalade iyi bir Galatasaraylı. Bir tek kusuru var bence; "Ben" diye ortaya çıkmıyor.
Ali Dürüst'te hangi kusur varsa Ünal Aysal'da da o kusur var. Bunlar Galatasaray başkanlığı, bir altın tabakta önlerine koyulsun istiyor. Böyle bir şey yok arkadaş.
Hamama giren terler. Önce Galatasaray hamamına gireceksin. Bir terleyeceksin. Gerekirse kaybedeceksin... İnan Kıraç'ı arkasına alacaksın ondan sonra İnan Kıraç o diyeti sana habire ödetecek. "Seni ben başkan seçtirdim" diye... Adnan Polat ile arası neden bozuldu? "Senin başkan olmanı ben sağladım. Şimdi benim lafımı dinlemiyorsun"a geldi iş!..
_Hagi, "İstenmiyorsam erkekçe söylensinler" diyerek yönetime rest çekti ama yönetim hoca konusundaki sessizliği devam ediyor. Ne destek ne de aksi yönde bir açıklama yapıldı. Hagi ile bağlar gün geçtikçe biraz daha kopuyor gibi.
Ben olsam Hagi'yi sezon sonuna kadar tutarım. Hagi kim ne derse desin doğru işleryapmaya başladı. Galatasaray'daki takım içi arayışlarını sürdürüyor ve her hafta biraz daha iyi oluyor. Bu Hagi, Fenerbahçe'yi yenebilir.
HAGİ İLK DEFA DOĞRU YOLDA
Galatasaray gol atamadı ama Fenerbahçe'yi yenebileceğinin işaretini veren bir futbol ortaya koydu geçen hafta... Taşlar yerine oturuyor. Sakatları da iyileştiği zaman; Pinolar, Keweller ve Ardalar biraz daha adapte oldukları zaman Fenerbahçe şaşkına uğrayabilir Arena'da. Hagi doğru yolda. İlk defa doğru yolda... Tutum olarak da doğru yolda... 'Arkamdan dümen çevirmeyin. Açık konuşun' derken de doğru yolda... İnan Kıraç'ın sayesinde Adnan Polatçı, Adnan Polat'ın sayesinde de Hagici oldum!..
KINA KARA BORSAYA DÜŞMÜŞ
_Bu arada Galatasaray'da son yıllarda en çok eleştirilen isimlerden birisi olan Adnan Sezgin istifa etti ve de kabul edildi! Sezgin'in gidişi ve tabii istifasını isteyenlere "Kına yaksınlar" şeklindeki açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Vallahi o açıklamayı duyar duymaz ben İstanbul'daki bütün kına satıcılarına adam gönderdim. Kına kalmamış. Adnan Polat sayesinde kına kalmamış! Bütün Galatasaray düşmanları o kadar çok kına yakmışlar ki 3 senedir, kına kara borsaya düşmüş artık. Adnan Polat iftihar etsin. İnsanda utanma olur.
Bu kadar kıymetli adamdı da beş kere istifasını reddettin de altıncıyı niye kabul ediyorsun? "Balon alçaldı safra atayım ki ben yükseleyim." Adnan Polat'ın ifadesi bu... Adnan Sezgin'e yapılacak en büyük hakaret de bu. 'Kardeşim sen safrasın. Seni atayım ki yükselsin' diyor. Şimdiye kadar sen "Bu çok kıymetli bir profesyonel.
Bundan vazgeçmem" demedin mi? Taa Uzakdoğular'dan bayramlarda haberler göndermedin mi? Helvacı ve arkadaşlarını o yüzden şutlamadın mı? Cemal Özgörkey, Haldun Üstünel onun yüzünden gitmedi mi?
Ne oldu şimdi birdenbire!..
Peki devre arasında "Başaramazlarsa Adnan da Hagi de gider" diyen ben miyim? Kendisi... Şimdi ne oldu kına yakıyoruz? Kendi yaksın o zaman kınayı. "Başarılı olamazlarsa giderler" dedi. Başarılı olamayacakları güneş gibi meydandaydı. Olamadılar nitekim. Şimdi ben kına yakacağım öyle mi?
Peki, bu kadar kıymetli bir profesyonel, bu kadar kıymetli iş yöneticisi niye Polat Holding'e transfer etmedi de kapıya koydu? Koca holding... Tonla şirketi var. Polat Holding CEO'su yapsın. Hadi göreyim. Bu kıymetli adam sadece Galatasaray'ı batırmakla mı kıymetli oluyor?
ULTRASLAN YANLIŞ YAPTI
_İspanya'da statlarda istenmeyen teknik direktörler veya yöneticiler için gerçekleştirilen 'Beyaz mendil sallama' geleneğine, Galatasaraylı taraftar da uydu. Karabük maçında protestoların hedefinde Polat vardı.
Şimdi tabii taraftar Arda'ya sövünce sayın başkan diyor ki "Taraftar bizi uyardı, dersimizi aldık." Taraftar kendisine tepki yapınca herhangi bir tepki yok. Al taraftarı vur başkana... Galatasaray'ın tutar tarafı yok. Bu taraftar bu tepkisini göstermekte çok geç kaldı.
Hiçbir suçu olmayan futbolculara, kaptandan başlayarak perişan ettikten sonra nihayet ve nihayet işin Adnan Polat'ta olduğunu farkına vardı 'ultrAslan' denilen deha kardeşlerim.
Galatasaray'ın bu hale düşmesinin en büyük sebeplerinden biridir ultrAslan. Yanlış yönetilen tribünlerdir.
Futbolcuya saldıran tribün kötü tribün...
DEVLET BABA VAZGEÇMİYOR
_Protokol tribünleri son dönemde olaylarla anılır oldu. Bu konuya bir çözüm bulunması gerekmiyor mu?
Protokol tribününün sahibi kim? Yasalara göre protokol tribünü hâlâ, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'ne ve ona bağlı İstanbul İl Müdürlüğü'nde...
Nerede İl Müdürü!.. Niye Beşiktaş sorumlu oluyor, protokol tribününden? Protokol Tribünü'nde Fatih Altaylı dayak yiyince niye kulüp sorumlu oluyor? Protokol tribünlerinde kulüplerin etkinliği yok. Orada çıkan olaylardan sorumlu kişi; İstanbul İl Müdürü...
Bu sistemden vazgeçilmeli... Dünyada yokartık. Stat hangi kulübün ise protokol tribünü de o kulübe aittir.
O zaman ben muhatabımın da kim olduğunu bilirim.
Kimi suçlayacağımı, kime ceza vereceğimi de bilirim.
Bu sistem derhal değişmeli ama devlet baba, şeref tribünlerinde kurulmaktan vazgeçmeyeceği için bu kararı alamıyorlar. Bu yüzden de protokol tribünleri sahipsiz.
Çünkü İl Müdürlüğünün gücü o protokol tribününe girenlerin herhangi birine, herhangi bir şey yapmaya yetmez.
Oraya gelenlerin hepsi büyük adam. İş adamı olarak büyük adam, kulüp olarak büyük adam... Yarın öbür gün Başbakan'ın yanına çıkarlarsa İl Müdürü'nün esamesi okunmaz. O yüzden adam haddini biliyor.
* * *
DUYGUSALLIĞA YER YOK
Şampiyonluğa giden bir takımın hocasının, "Ben sahaya çıkıp çıkmayacağımı bilmiyorum" demeye hakkı yok
_ Hakeme itiraz etmesi nedeniyle tribüne gönderilen Güneş, alkışlarla çıktığı tribünde Beşiktaşlıların tacize uğramasının da etkisiyle çok sinirli göründü. Ardından da yaşananlardan dolayı özür diledi ve sahaya çıkmama kararı alabileceğinin sinyallerini verdi.
Bu duygusal bir açıklama. Ben orada sinirlerime hakim olamadım, duygusal bir hareket yaptım, 'Bu yüzden kendimi affetmiyorum' demek de ayrıca bir duygusallık. Şampiyonluğa giden bir takımın teknik direktörü, "Ben sahaya çıkıp çıkmayacağımı bilmiyorum" diyemez. Böyle bir şey söyleme hakkı yok. O futbolcu nasıl güvenecek ona, bundan sonra!..
İKTİDAR 4'TE 1'İN ELİNDE
_Sadri Şener, "Türkiye'nin 4'te 3 Trabzonspor'un şampiyon olmasını istiyor" dedi. Bu görüşe katılıyor musunuz?
Anketlerde gösteriyor ki en abartılı ölçü ile Türkiye'nin 4'te 1'i Fenerbahçeli... Demek ki 4'te 3'ü Fenerbahçe'nin şampiyon olmasını istemiyor. Galatasaraylı ümidi kesince Fenerbahçe olmasın' diyor, Beşiktaşlı Beşiktaş şampiyon olsun ama ümidi kesince aman Fenerbahçe olmasın' diyor. Bursalı da öyle... Çatladıkapısporlu da öyle Çemişgezeksporlu da öyle... Türkiye'nin hangi stadına gidersen git, Fenerbahçe'ye küfür ediliyor; hangi stadına gidersen git Fenerbahçe Başkanı'na hakaret ediliyor. Bu tablodan da ortaya çıkıyor. Ama bu siyasetteki gibi sandığa yansımıyor. 4'te 1'ler ama iktidar onlarda... Federasyona onlar hükmediyorlar, yayıncı kuruluşa onlar hükmediyorlar, medyaya onlar hükmediyorlar, hakemlere onlar hükmediyorlar. Bütün güçler Fenerbahçe'nin elinde...
* * *
DERBİ NİYE CUMA GÜNÜNE ALINDI?
Sayın Aziz Yıldırım, 'Final-four maçlarını rahat izlesin' diye... Bu, Yıldırım'ın federasyon üstündeki gücünü gösteriyor
_Trabzon zorlandı ama Beşiktaş karşısında kazanmasını bildi. "Çok önemli bir galibiyet" diyebilir miyiz?
İkisi de zorlanıyor. Fener de zorlanıyor, Trabzon da zorlanıyor. Ama Fenerbahçe'nin o zorluktan çıkacak kozu fazla... Takım içinde de fazla... Alex'i, Lugano'su var... Dışarıda da fazla... Hakemleri var, medyası var, federasyonu var!.. Galatasaray- Fenerbahçe maçı niye cuma gününe alındı?
GÜVENLİKLE NE ALAKASI VAR!
_Nevruz kutlamaları gerekçe gösterildi.
Gelecek hafta sonu Fenerbahçe Kadın Voleybol Takımı, Final-four oynayacak. Sayın Aziz Yıldırım, 'Fenerbahçe Voleybol Takımı'nın maçlarını rahat rahat seyretsin' diye Galatasaray- Fenerbahçe karşılaşması cuma akşamına alındı. Bu neyi gösterir; Aziz Yıldırım'ın federasyon üzerinde ne kadar etkili olduğunu gösterir. Cumaya alınması, güvenlik açısından nasıl bir fayda sağlıyormuş? Bana İstanbul Valisi bir anlatsın bakalım... Herkesin evinde oturduğu, polislerin ve güvenlik güçlerinin mümkün olduğu kadar serbest olduğu bir tatil gününde mi güvenlik kolay sağlanır, yoksa herkesin sokakta olduğu, bir yerlere gittiği Cuma akşamı mı?
İZAH ETSİN
_Aslında cuma günü dehşet bir trafik oluyor. Özellikle de Seyrantepe civarında...
Cuma akşamı en belalı... Herkes bir yerlere gidiyor, polis de bunun için o bir yerlerde oluyor. Toplayıp, Arena'nın etrafına yığamazsın. Gebze'de de polise ihtiyaç var, Beylikdüzü'nde de polise ihtiyaç var cuma gecesi... İstanbul'dan gidenler var tonla, İstanbul'a gelenler var ve sen TEM yolundaki stadyumda cuma maçı koyarak, bunun adına da 'Güvenlik' diyorsun. Lütfen izah etsinler. İşte Vali, işte Emniyet, işte Türk medyası... Çıksınlar televizyonlardan birine 'Ben cuma akşamı, güvenliği daha kolay sağlarım. Çünkü trafik tıkalıdır, yollar kapalıdır, kimse bir yere gidemez. O yüzden de güvenliğe ihtiyaç kalmaz!' diyorlarsa!.. O zaman diyecek bir şey yok!..