Galatasaray'ı uyutuyorlar
- Hıncal Uluç Yazıları
- 06 Ocak 2011, 23:29:41
-Devre arasında takviye amaçlı yapılan transferler takıma ne derece faydalı olabilir?
Devre arasındaki transferler ilk yarıda 17 hafta boyunca görünen ve kupa maçlarını da eklersen 20 hafta eder. Ortaya çıkan eksikliklerin giderilmesi açısından iyi bir şey. Ama devre arasının şöyle bir özelliği var; senin eksiğini mükemmel dolduracak adam bulma şansın az.
Çünkü transfer sezonu değil. Kulüplerin oynatmadıkları ya da takımıyla anlaşmazlığa düşmüş ya da kulübünde mutsuz adamlardan ya da dara düşmüş adam satmak zorunda kalmış bir kulüpten ne bulursan! Yani umduğunu değil, bulduğunu aldığın bir pazar devre arası. Onun için temmuz gibi değil.
Beşiktaş'ın getirdiği Portekizliler dahil, şu devre arasında beni heyecanlandıran, gazeteciyi geç yani insan olarak televizyonda beni heyecanlandıran bir futbolcu yok.
FUTBOL BİR SİRK
-Beşiktaş'ın yeni transferlerini havaalanında abartılı bir sevinçle karşılandı. Gelirken omuzlara alınıyorlar, gönderirken tek başına gidiyorlar. Beşiktaş'ın transferleri de böyle mi olur sizce?
Biz Roberto Carlos'a bile neredeyse teneke takıp gönderdik. Oyunun kuralı bu! Futbol bir sirk oldu.
Bu marka değerli futbol. Transferde takıma faydadan çok tribüne ve reytinge fayda öne çıkmaya başladı.
Beşiktaş da bu oyunu açıkçası iyi oynuyor. Yani işin halkla ilişkiler piar kısmını çok iyi yapıyor.
Böyle havaalanı şovlarıyla başlıyor, stadyumda imza şovlarıyla devam ediyor. Televizyonların ve gazetelerin de hoşuna gidiyor. Herkes oyundan bir pay alıyorlar yani.
-Beşiktaş'ta basketbolcular paralarını alamıyor. Iverson'ı getiren Beşiktaş'ın diğer oyunculara paralarını ödememesi garip değil mi? Hatta protesto eden oyunculara kızan başkan Demirören, "Erkeklerin yerine kızlara ödeme yapın" talimatı vermiş.
Chatman, Beşiktaş'ın en iyi oyuncusuydu. Ama Iverson ile Chatman'ın parası fazla gelince Chatman'ı yolladılar. Dediğin doğru Beşiktaş'ın amacının basketbolda şampiyon olmak, öne çıkmak değil televizyonda reyting yapmak olduğu ortaya çıktı.
-Lider Trabzonspor, Brozek kardeşleri aldı, Mehmet Çakır'ın da transferini bitirdiler. Sizce şampiyonluğa oynayan Trabzonspor için bu takviyeler yeterli mi?
Yabancıları var ya Şenol Güneş'in şu baş kaldıran asi yabancıları! Trabzonspor onlara önlem alıyor.
Bunlar baş kaldırırsa? Ya boyun eğecek, boyun eğerse biter. Ya da "Gidin"diyecek. Giderse kimle oynayacak?
-Trabzonsporlular geçtiğimiz hafta yaptığınız "Trabzonspor bu sene şampiyon olamaz" lafınıza biraz kırılmış. Trabzonlular benim söylediklerimden alınmışlarsa bunu bir "Laz fıkrası" olarak kabul ediyorum. Bana konuşmalarımdan dolayı teşekkür etmeleri gereken insanlar, demek benden alınıyorlar. Öyle anlıyorlar demek ki. Bana alınanlar için söylüyorum. Ben "Trabzon şampiyonluğu rüyasında görür" derken sahada oynanacak futbolu kastetmedim. Açık açık söyledim. 9 puana kimse güvenmesin, üç tane hakem düdüğü, beş tane kartla o dokuz puan gider. "Geçmişte örnekleri de var" dedim. Aziz Yıldırım'ınbu açıklamaları hakemleri fena halde baskı altına almıştır.
Medya da buna sesini çıkarmamıştır.
Bu iş bitti. Şimdi burada Trabzon'un bana alkış mı tutması lazım, yoksa bana kırılması mı lazım?
Hakikaten bu bir "Laz fıkrası" oldu.
HAGİ İLE OLMAZ! -
Galatasaray'ın eski futbolcusu Necati'yi transfer etmesini doğru buluyor musunuz? Galatasaray'a Necati çare olur mu?
Tüccar züğürtleyince eski defterleri karıştırırmış. Bakalım Hasan Kabze'ye ne zaman sıra gelecek? Necati'nin yerinde olsam dönmem. Galatasaray'dan nasıl gönderildiğini en iyi Necati biliyor.
Antalya ona kral muamelesi yaptı.
Şimdi Galatasaray'a dönecek, Galatasaray'dan yine kovulursa onu hiçbir kulüp almaz. Galatasaray'a çare olunmaz,Galatasaray bu Adnan'ların elinde olduğu sürece. Zaten Hagi ile bir şey olmaz. G.Saray kamuoyunu uyutuyorlar.
-G.Saray'ın basketbolda yüzü gülüyor. Güçlü rakipleri Fenerbahçe ve Beşiktaş'ı arka arkaya yenip ligde liderliğe yükseldi.
Futboldaki durum aynen basketbolda da var. Yani her takım her takımı yenebilir. Çünkü futbola göre daha fazla yıldız taşımasına rağmen doğru dürüst yönetilmediği için 'coaching' denen olay Türkiye'de neredeyse yok. Iverson'ı getiriyorsun ama Iverson'ı oynatabilecek bir coacha sahip değilsin. O zaman Iversonorada süs gibi kalıyor. Basketbolda da öyle bir bakıyorsun hiç kimseyi yenememiş bir takım şampiyon adaylarından birini yeniveriyor. O hiç kimseyi yenememiş sondan bir evvelki takımın başarısı değil. Yukardaki takımın takımlığı yok da onun için. Onun için Galatasaray basketbolda Fenerbahçe'yi yenebilir ama yarın lig sonuncusuna yenilebilir.
SEMPATİ KAYBETTİ -
Avrupa Atletizm Şampiyonası'nda başarılı olan Elvan genelde iyiler arasında yer almadı.
Bunu neye bağlıyorsunuz?
Elvan yaşantısıyla, davranışlarıyla, tutumuyla sempati kaybetti. Geldiğinde herkesin sevgilisiydi. Etiyopya'dan gelmiş, fakir, kimsesiz bir kızdı. Tam böyle Yeşilçam filmlerindeki gibi. Burada böyle bir başarıya ulaşmaya uğraşıyor. Fakat sonra birden ortaya başka bir kız çıktı. Kazandığı başarıların, paraların arkasında kibirli, kendisini yetiştiren antrenörleri dahi kabul edemeyen...
Kaç antrenör kovdurdu Elvan! Ben mesela şahsen şu anda Elvan'a sempati duymuyorum.Kamuoyu da aşağı yukarı öyle.
Antrenman yapmayı sevmiyor.
Antrenmana zorlayan hocanın da kovulmasını şart koşuyor. Teşkilat da direnemiyor Elvan'a karşı'Ya ben ya o deyince' Elvan.
Antrenör Türkiye'ye madalya getirmez, madalyayı Elvan getirir. Tabii ki bu durumda antrenör yolcu oluyor!
Devre arasındaki transferler ilk yarıda 17 hafta boyunca görünen ve kupa maçlarını da eklersen 20 hafta eder. Ortaya çıkan eksikliklerin giderilmesi açısından iyi bir şey. Ama devre arasının şöyle bir özelliği var; senin eksiğini mükemmel dolduracak adam bulma şansın az.
Çünkü transfer sezonu değil. Kulüplerin oynatmadıkları ya da takımıyla anlaşmazlığa düşmüş ya da kulübünde mutsuz adamlardan ya da dara düşmüş adam satmak zorunda kalmış bir kulüpten ne bulursan! Yani umduğunu değil, bulduğunu aldığın bir pazar devre arası. Onun için temmuz gibi değil.
Beşiktaş'ın getirdiği Portekizliler dahil, şu devre arasında beni heyecanlandıran, gazeteciyi geç yani insan olarak televizyonda beni heyecanlandıran bir futbolcu yok.
FUTBOL BİR SİRK
-Beşiktaş'ın yeni transferlerini havaalanında abartılı bir sevinçle karşılandı. Gelirken omuzlara alınıyorlar, gönderirken tek başına gidiyorlar. Beşiktaş'ın transferleri de böyle mi olur sizce?
Biz Roberto Carlos'a bile neredeyse teneke takıp gönderdik. Oyunun kuralı bu! Futbol bir sirk oldu.
Bu marka değerli futbol. Transferde takıma faydadan çok tribüne ve reytinge fayda öne çıkmaya başladı.
Beşiktaş da bu oyunu açıkçası iyi oynuyor. Yani işin halkla ilişkiler piar kısmını çok iyi yapıyor.
Böyle havaalanı şovlarıyla başlıyor, stadyumda imza şovlarıyla devam ediyor. Televizyonların ve gazetelerin de hoşuna gidiyor. Herkes oyundan bir pay alıyorlar yani.
-Beşiktaş'ta basketbolcular paralarını alamıyor. Iverson'ı getiren Beşiktaş'ın diğer oyunculara paralarını ödememesi garip değil mi? Hatta protesto eden oyunculara kızan başkan Demirören, "Erkeklerin yerine kızlara ödeme yapın" talimatı vermiş.
Chatman, Beşiktaş'ın en iyi oyuncusuydu. Ama Iverson ile Chatman'ın parası fazla gelince Chatman'ı yolladılar. Dediğin doğru Beşiktaş'ın amacının basketbolda şampiyon olmak, öne çıkmak değil televizyonda reyting yapmak olduğu ortaya çıktı.
-Lider Trabzonspor, Brozek kardeşleri aldı, Mehmet Çakır'ın da transferini bitirdiler. Sizce şampiyonluğa oynayan Trabzonspor için bu takviyeler yeterli mi?
Yabancıları var ya Şenol Güneş'in şu baş kaldıran asi yabancıları! Trabzonspor onlara önlem alıyor.
Bunlar baş kaldırırsa? Ya boyun eğecek, boyun eğerse biter. Ya da "Gidin"diyecek. Giderse kimle oynayacak?
-Trabzonsporlular geçtiğimiz hafta yaptığınız "Trabzonspor bu sene şampiyon olamaz" lafınıza biraz kırılmış. Trabzonlular benim söylediklerimden alınmışlarsa bunu bir "Laz fıkrası" olarak kabul ediyorum. Bana konuşmalarımdan dolayı teşekkür etmeleri gereken insanlar, demek benden alınıyorlar. Öyle anlıyorlar demek ki. Bana alınanlar için söylüyorum. Ben "Trabzon şampiyonluğu rüyasında görür" derken sahada oynanacak futbolu kastetmedim. Açık açık söyledim. 9 puana kimse güvenmesin, üç tane hakem düdüğü, beş tane kartla o dokuz puan gider. "Geçmişte örnekleri de var" dedim. Aziz Yıldırım'ınbu açıklamaları hakemleri fena halde baskı altına almıştır.
Medya da buna sesini çıkarmamıştır.
Bu iş bitti. Şimdi burada Trabzon'un bana alkış mı tutması lazım, yoksa bana kırılması mı lazım?
Hakikaten bu bir "Laz fıkrası" oldu.
HAGİ İLE OLMAZ! -
Galatasaray'ın eski futbolcusu Necati'yi transfer etmesini doğru buluyor musunuz? Galatasaray'a Necati çare olur mu?
Tüccar züğürtleyince eski defterleri karıştırırmış. Bakalım Hasan Kabze'ye ne zaman sıra gelecek? Necati'nin yerinde olsam dönmem. Galatasaray'dan nasıl gönderildiğini en iyi Necati biliyor.
Antalya ona kral muamelesi yaptı.
Şimdi Galatasaray'a dönecek, Galatasaray'dan yine kovulursa onu hiçbir kulüp almaz. Galatasaray'a çare olunmaz,Galatasaray bu Adnan'ların elinde olduğu sürece. Zaten Hagi ile bir şey olmaz. G.Saray kamuoyunu uyutuyorlar.
-G.Saray'ın basketbolda yüzü gülüyor. Güçlü rakipleri Fenerbahçe ve Beşiktaş'ı arka arkaya yenip ligde liderliğe yükseldi.
Futboldaki durum aynen basketbolda da var. Yani her takım her takımı yenebilir. Çünkü futbola göre daha fazla yıldız taşımasına rağmen doğru dürüst yönetilmediği için 'coaching' denen olay Türkiye'de neredeyse yok. Iverson'ı getiriyorsun ama Iverson'ı oynatabilecek bir coacha sahip değilsin. O zaman Iversonorada süs gibi kalıyor. Basketbolda da öyle bir bakıyorsun hiç kimseyi yenememiş bir takım şampiyon adaylarından birini yeniveriyor. O hiç kimseyi yenememiş sondan bir evvelki takımın başarısı değil. Yukardaki takımın takımlığı yok da onun için. Onun için Galatasaray basketbolda Fenerbahçe'yi yenebilir ama yarın lig sonuncusuna yenilebilir.
SEMPATİ KAYBETTİ -
Avrupa Atletizm Şampiyonası'nda başarılı olan Elvan genelde iyiler arasında yer almadı.
Bunu neye bağlıyorsunuz?
Elvan yaşantısıyla, davranışlarıyla, tutumuyla sempati kaybetti. Geldiğinde herkesin sevgilisiydi. Etiyopya'dan gelmiş, fakir, kimsesiz bir kızdı. Tam böyle Yeşilçam filmlerindeki gibi. Burada böyle bir başarıya ulaşmaya uğraşıyor. Fakat sonra birden ortaya başka bir kız çıktı. Kazandığı başarıların, paraların arkasında kibirli, kendisini yetiştiren antrenörleri dahi kabul edemeyen...
Kaç antrenör kovdurdu Elvan! Ben mesela şahsen şu anda Elvan'a sempati duymuyorum.Kamuoyu da aşağı yukarı öyle.
Antrenman yapmayı sevmiyor.
Antrenmana zorlayan hocanın da kovulmasını şart koşuyor. Teşkilat da direnemiyor Elvan'a karşı'Ya ben ya o deyince' Elvan.
Antrenör Türkiye'ye madalya getirmez, madalyayı Elvan getirir. Tabii ki bu durumda antrenör yolcu oluyor!