G.Saray'ı durdurdu

Hıncal Uluç hincal.uluc@sabah.com.tr
Fenerbahçe derbi öncesi büyük oranda favori gösteriliyordu ancak Galatasaray maçın hakimi olan taraftı. Karabük ve Ankaragücü maçında dökülen futbolcular müthiş oynadı. Derbiyi ve Galatasaray'daki değişimi nasıl değerlendireceksiniz?
Bu maçın Hagi ile ilgisinin pek fazla olmadığını, olamayacağını geçen hafta söylemiştim. Ben mesela geçen cumartesi günü Hagi'nin yerinde olmayı çok isterdim.
Herkes isterdi. Dünyada çok az teknik direktörün başına gelebilecek bir talih bu... En büyük rakibinle, en büyük yerel derbiyi oynuyorsun ama kaybedersen, hatta hezimete uğrarsan seni hiç kimse suçlamayacak. Ama kazara iyi bir sonuç alırsan, 'İşte ben geldim. Böyle oldu' diyebileceksin. Dünyanın en güzel kumarı bu... Kol çekme makinesine para atmadan büyük ikramiyeyi yakalayabilme şansın var. Hagi'nin durumu buydu...
Şunu yapmış olabilir; o gün sahaya ilk 11'de üç adam çıkardı. Misimovic, Cana ve Elano... Bunlar Rijkaard'ın yüz vermediği adamlardı, bunları 'Eski hoca sizi harcıyordu.
İşte size fırsat, göreyim bakayım' diye motive etmiş olabilir.
Öteki taraftan onun böyle bir hırs aşılamasına da gerek yok. Bu üç adam sokaktan toplanmış değil. Futbol kariyerleri olan, büyük futbolcular. Rijkaard tarafından aylarca harcandıktan sonra yeni bir hoca ile hem de Fenerbahçe karşısında kendilerini gösterme fırsatının doğduğunu biliyorlar. Hagi olmasaydı da canlarını dişine takıp oynayacaklardı zaten...
Onun için bu maçta Hagi'nin fazla bir pozitif katkısı yok. Yine hep söylüyorum. Fenerbahçe ahım şahım bir futbol oynamıyor. Kimse şişirmesin, kimse büyütmesin.
Bugün lider olan takım kim; Bursaspor. İkinci olan takım Trabzonspor.
Fenerbahçe 4., Galatasaray 9.. Fenerbahçe liderin 6 puan, Galatasaray 10 puan gerisinde. Fenerbahçe'yi yenmeye niyetli sahaya çıkmış herhangi bir takım yenebilir.
Galatasaray'ın sahaya çıkardığı takım da boş değil. Tamam Baros yok, Kewell yok, Arda yok ama sahaya çıkan takım da mahalle takımı değil.
MAÇI NASIL SEYREDİYORLAR!
-Aslında sizin geçen hafta söylediğiniz mucizevi sonuç da gerçekleşebilirdi. Galatasaray özellikle ilk yarı, ilk dakikalardan itibaren büyük bir baskı kurdu.
O mucizevi sonucun gerçekleşmesini Hagi önledi bana sorarsan... Birinci devredeki maç Galatasaray'ındı. Devreyi çok rahatlıkla 2-0 önde bitirebilirdi.
Çok pozisyona girdi, tek kale oynadı neredeyse...
Ama Fenerbahçe'yi dağıtamadı. Neden dağıtamadı: Buradaki baş sorumlu Hagi.
Türkiye'de futbol yorumculuğu, maç eleştirmenliği nasıl yapılıyor, maçaları nasıl seyrediyorlar anlamıyorum.
Maçın birinci devresinde Fenerbahçe'nin direncinin kırılmamasının üç tane sebebi var: Sabri, Servet ve Ayhan. Ayhan için 'Maçın en iyi adamı' diyorlar.
Maçtan iki enstantane söyleyeceğim: Fenerbahçe'nin ilk yarıda yarattığı ender gol hücumlarından ikisi, Galatasaray'ın attığı kornerlerle başladı. Neden; çünkü Galatasaray'da kahrolası, yok olası, silinesi, bitirilesi bir geriye, yana oynama hastalığı var. Bunun başaktörleri de Sabri, Servet ve Ayhan!..
Galatasaray, Fener sahasına Neill'ine varıncaya kadar yüklenmiş, tam böyle eziyorsun, onu hissettireceksin, topu Aykut'a kadar geriye oynuyorlar. Fenerbahçe'nin açılmasına, nefes almasına, 'Bak biz ezilmiyoruz, oynuyoruz' demesine sebep oluyor. Böyle bir yanlışı yapması için insanın futbol psikolojisinden sıfır derecede haberdar olması lazım. Galatasaray yıllardır bunu yapıyor. Tam 'rakibi çökertecek' diye bekliyorsun, yana, rakibe oynayıp adamları alıyorlar kendi sahalarına, rahatlatıyorlar, nefes almalarını sağlıyorlar. Çok da kötü pas attıkları için orada muhakkak top kaptırıyorlar ve rakibe gol pozisyonu verip, moralinin yükselmesini sağlıyorlar.
O yok olası yan ve geri paslar olmasa Galatasaray birinci devre maçı çözerdi. Birinci devrenin Galatasaray lehine bitmemesinin tek sorumlusu bu üç adamın ısrarla ve inatla geri ve yan pas yapmasıdır. Hagi'nin en büyük sorunu bu olacak. Bunu önleyemezse Galatasaray hiçbir rakibini ezemez. Ne kadar kötü olursa olsun rakibi. 'Ezmek' demek 'yüklenmek' demek. Sen 8 kişi ile rakip yarı sahasındayken kalecine oynarsan oyunu o rakip takım ezilmiş olmaz. Nasıl bunu anlamıyorlar, nasıl bunu göremiyorlar, çözemiyorum.
İkinci yarıda tablo tamamen değişti. Maçı kazanacak takım Fenerbahçe'ydi. Maç öncesi tahminlerin görüldüğü tablo ikinci yarıda vardı. Bunun sebebi de Hagi'ydi. Akıl almaz derecede yanlış değişiklikler yaptı.
Aykut Kocaman'ın yanına gitseydi, 'Hocam ben Türkiye'ye yeni geldim. Buraları pek bilmiyorum. Şu bizim Galatasaray'da seni rahatsız edenler kimler, söyle de onları çıkarayım' dese Aykut Kocaman, 'Bunları çıkart hocam.
Allah senden razı olsun' der Elano, Misimovic ve Cana'yı söylerdi. İnanamadım. Hagi ve Tugay gibi iki teknik adam orada otururken, çıkan adamlar Elano, Misimovic ve Cana. Fenerbahçe'yi perişan eden adamlar. İkisi harika kanat akınları yapıyor, öbürü orta sahada oyun kuruyor ve çok iyi de kesici. Ortada yorgunluk alameti falan da yok. Hatta çıkarken ikisinin de yüzünde, 'Biz niye çıkıyoruz hocam' ifadesini gördüm. Hagi korktu.
KENARDA İKİ BEYİN ŞART
Birinci devrenin 0-0 bittiğini görünce 'Ben bu beraberliğin üzerine yatayım. Yarın kahraman olurum' dedi ve nitekim haklı çıktı. Herkes Hagi'yi 'kahraman' ilan etti.
Bir tane soran yok; 'Hoca alacağın maçı niye Fener'e hediye ettin?' diye. 'O aptalca değişiklikleri niye yaptın' diye bir tane soran yok.
Tugay niye oturuyor orada? Derwall'in yanındaki Denizli ya da Piontek'in yanındaki Fatih Terim olacaktı da Elano, Misimovic ve Cana oyundan çıkacaktı. Katiyen. Onlarla beraber Denizli de Terim de çıkar giderdi. 'Hocam, kafan buysa ben seninle çalışmıyorum' derdi.
Kenarda ikili olmanın anlamı bu... İki beyin lazım. 'Evet efendim, tamam efendim' diyerek iki beyin olmaz kenarda. "Hoca ne yapıyorsun" diyebilecek biri lazım yanında.
Şimdi Hagi'nin korkaklığının açık ifadesi şu. Diyelim ki Elano'yu 'yoruldu' diye oyundan alıyor, diyelim ki Misimovic'i 'yoruldu' diye alıyor. Yerlerine soktuğu adamlara bak. Misimovic'in yerine soktuğu adam Barış. Galatasaray'ın ünlü kazmalarından... Elano ve Misimovic birinci devrede oyunu kanatlara yayan ve Fenerbahçe savunmasının dağılmasına sebep olan adamlar.
Sen ilk yarıdaki tabloyu devam ettirmek, o kanat oyunlarıyla Fenerbahçe'nin üzerine gitmek ve onu dağıtmayı sürdürmek istiyorsan ne yapacaktın? Sağ açığın Elano yoruldu ya da sol açığın Misimovic yoruldu. Bir tane açık oyuncusu var santrforda oynattığın Pino. Kimi çıkarıyorsan sağda ya da solda onun yerine kanada Pino'yu çekersin. Ortaya da geleceğin Hakan Şükür'ü kenarda oturuyor Mehmet Batdal. Oyuna alırsın.
GELECEĞİN HAKAN ŞÜKÜR'Ü
Birisinin Mehmet Batdal'ıHagi'ye anlatması lazım. Bu çocuk geleceğinHakan Şükür'ü. Şu anda Türkiye'nin yegane pivot santrfor adayı.
Kafa hakimiyeti var, çok iyi top indiriyor, çok iyi kafa şutu atıyor, çok iyi şut atıyor. Bir pivot santrforun yapması gereken her şeyi yapıyor. Tek ihtiyacı kendisine güvenilmesi ve maç tecrübesi... Arka arkaya 5 maç oynasın, milli takıma gider.
Böyle bir adam kenarda otururken sen kazma Barış'ı sokarsan ben "Sen korkuyorsun arkadaş!" derim. Hagi Galatasaray'a korkmak için mi geldi? "Ben Fenerbahçe'yi yenmeye gidiyorum. Korkanlar benimle gelmesin" demiş. Bunu diyen bir adama bu hareket yakışır mı? Mehmet Batdal'ı, Hagi bilmez. Nereden bilsin!
Tugay ne yapıyor orada? 'Hocam burada harika bir santrfor var. Geleceğin yıldızlarından biri. Tam zamanı. Pino'yu sağa çekip, onu sokalım' demesi gerekiyordu. Yani bu maçla ilgili bana Hagi'yi soruyorsan Galatasaray'ın maçı kazanamamasının en büyük sebebidir. Beraberliğin sahibi değil.
* * *
HAGİ'DEN AŞAĞI KALMADI
Kocaman'ın maça etkisi nasıldı? Fenerbahçe'nin fark beklenilen maçta kötü futbol oynaması büyük hayal kırıklığı yaşanmasına neden oldu.
Aykut da maçı okuyamadı. Bu çok önemli. Şimdi birinci devre Galatasaray'ın kanatlardan yaptığı akına önlem alamadı, Fenerbahçe dağıldı.
İkinci yarıda Galatasaray, Fener'i dağıtan adamları dışarı almaya başladı. Yani Galatasaray tanklarını çekti, piyadelere döndü.
Fenerbahçe'nin kenardaki koçu, maçı okuyan bir adam olsaydı bu fırsatı çok iyi değerlendirir, Galatasaray'ı perişan ederdi. Ama Aykut, Fenerbahçe'nin oyununda bir değişiklik yapamadı. Neden? Çünkü o da biliyor ki 0-0 başına dert olmaz.
Ama birinci devrede gözü korktu ya kazara kaybederse Fenerbahçe'de sonu olabilir.
10 senedir beraberliği yok Fenerbahçe'nin. 'Vay, Aykut hoca geldi, kaybetti' olursa biter. Yani bu maçta bitmese de izi kalır. Seyircinin güvenini kaybeder. Ama 0-0'ı her zaman idare edebilirsin.
Şimdi ikinci yarıya bak. Sahada artık 'Galatasaray' diye bir takım yok. Ama Fenerbahçe'de oyun kuramıyor.
Galatasaray'ın üstüne gidemiyor, pozisyon bulamıyor.
Böyle bir Fenerbahçe var. Galatasaray tam rölantiye almış çünkü motorunda güç kalmamış, Fenerbahçe de rölanti oynuyor.
ALEX'İ ÇIKARMASI İNANILMAZ
Böyle bir ortamda skoru değiştirebilecekbir tek adam var o 22 kişinin içinde: Alex. Bir tek adam var. Çünkü tek başına Alex bir şey yapabilecek güçte. Koşmuyor doğru, eksik oynatıyor doğru. Ama beş senedir Alex böyle.
Bu yeni bir Alex değil ki!..
5 senedir Fenerbahçe'nin en çok gol atan ve de en çok asist yapan adamı. Alex'in en iyi oynadığı maçta Fenerbahçe 10 buçuk kişi oynamıştır. Alex'in oynadığı maçlarda Fenerbahçe hiç 11 kişi oynamadı. Bunların hepsi gerçek. Ama hazır oyun rölantiye girmişken, tam Alex'in istediği oyun haline gelmişken, artık bu iki tarafında tatsız tuzsuz top itelemeleri arasında, tek başına 'yaratıcı' vasfı olan bir tek adam var: Alex. Onu oyundan alıyor.
İnanılır gibi değil.
Öndeki takımın oynamadığını, oyun kurmadığını görüyorsun, şut atabilecek, duran toptan pozisyon yaratabilecek, asist yapabilecek, kafa vurabilecek, gol atacak ya da attıracak bir tane adamın var. Onu kenara alıyorsun!
Yani diyorsun ki 'Sevgili Hagi. Sen Elano'yu, Cana'yı ve Misimovic'i alarak bana büyük bir iyilik yaptın. Ben bunun altında kalmıyorum. Ben de Alex'i alıyorum".
Eski şövalye romanlarında vardır ya. İki şövalye karşı karşıya gelir. Birinin elinden kalkan düşerse öbürü de kalkanını atar. 'Ben seni düşmüş kalkan ile yenmeye razı olamam' diye. Aynen onu yaptı. Hagi'nin yanlış hamlelerine karşı da Aykut Kocaman en can alıcı yanlış hamleyi yaptı. Dedi ki 'Rica ederim. Ben senin altında kalmam.' Böylece maçı 0-0'a bağladılar.
* * *
UTANÇ VERİCİYDİ
Sabri maç sonunda üçlü çektirdi ve Kadıköy'de büyük tepki çekti. Futbolcuların maç sonrası veya öncesi bu tür hareketler yapması doğru mu?
Maçın 90. dakikası da dahil en ilginç sahnesi Sabri'nin Galatasaray tribünlerine gidip üçlü çektirmesiydi.
Yani Galatasaray için bundan daha utanç verici bir sahne olamaz. Ben işte o an Galatasaraylılığımdan utandım. Ve de Fenerbahçeliler buna neden kızdılar anlamadım.
Bir Fenerli olarak, Fener tribününde otursam Sabri'nin üçlüsüne katılırdım. Kahkahalar atarak katılırdım. 'Hey, koca Galatasaray'a bak. Berabere kaldım diye bayram yapıyor. Ne hallere düşmüş.' Yani Fenerbahçe ile berabere kalmış olmak Galatasaray tribünlerinin coşması için yeterli! Önde kaptan, Sabri kaptanlardan biri. Bütün tribünler ayakta. Ne o? Fenerbahçe ile berabere kaldı.
O maçta kaybettiğin iki puanla sen liderin 10 puan gerisine düşüyorsun. İkincinin 7 puan gerisine düşüyorsun.
Bu ne demek? Birinci ve ikinci Şampiyonlar Ligi'ne gidecek. Şampiyonlar Ligi'nden asgari 7 puan uzaklaşıyorsun ve bunu kutluyorsun. Bunu kutluyorsun! Zavallı Galatasaray'a bak!
* * *
EZİKLİĞİNİ İLAN ETTİ

Bundan daha kötüsü 'Küme düşmedik onu kutlayacağız' demek ki... Sabri sahanın ortasına koşacak. üçlü yaptıracak. Çünkü Galatasaray o beraberlikle kümede kalacak! Böyle bir rezalet olur mu? Galatasaray kutluyor ve bu kutlamaya Fenerbahçeliler kızıyor.
Kafası çalışan bir tane adam yok mu ya tribünlerde!
Fener'de de Galatasaray'da da. Sabri'yi dövmek için sahaya inmeye kalkıyorlar. İnanılır gibi değil ya!
Sabri'yi ben Fener formamla omuzlarda taşırım. 'Galatasaray kaptanı olarak takımının ne hallere düştüğünü kanıtlıyorsun bize burada' diye.
Fenerbahçe'nin büyüklüğünü kanıtlıyorsun. 'Ben öyle bir takımım ki benimle berabere kalman coşku sebebi!' Sabri ilan ediyor. Galatasaray'ın Fenerbahçe önündeki ezikliğini ilan ediyor.
Galatasaray tribünleri coşuyor, Fenerbahçe tribünleri kızıyor. Vay anasını ya! -Beşiktaş maçından sonra da aslında böyle bir sahne yaşanmıştı. Şimdi beraberliğe sevinirsin.
Hatta 4-0 yenilirsin sevinirsin.
Bir ikili averaj maçıdır.
Sen ilk maçı 5-0 kazanmışsındır.
4-0 kaybederek şampiyon olacaksındır, tur atlayacaksındır, sevinirsin.
Ama bu maçın berabere bitmesi halinde, tekrar söylüyorum birinciden 10, ikinciden 7 puan geriye düşüyorsun ve dokuzunculuğa düşüyorsun.
Sen iki puan kaybediyorsun! Çok önemli 2 puanı kaybediyorsun ve bunu kutluyorsun. Niye? 'Fener'den bir puan aldım' diye.
Çatladıkspor, İstanbul'a gelip Fener'den 1 puan alınca bayram yapar. Galatasaray yapar mı? Fenerbahçe'yi 7 kişiyle Fenerbahçe Stadı'nda 7-0 yenen Galatasaray 0-0 beraberlik de bayram yapar mı? Galatasaray'a bakar mısın; nereden nereye gelmiş!
SOUNESS'İN YAPTIĞI SUÇ
-Bu konuya bir de tahrik açısından bakabilir miyiz? Tuncay da bu hareketi yapan futbolculardan biriydi. Üçlü çektirmek ne kadar doğru?
Efendim, seyirci alışacak. Futbolda coşku bu. Yani sen de yaparsın, o da yapar. Benim buna bir itirazım yok. Rakip takımın seyircisini tahrik etmedikten sonra kendi tribünün önüne gidip istediğin tezahüratı yaparsın.
Fener tribününe gidersen, zaten yazıyor kitapta, cezası var. Souness'in bayrak dikmesi suç, ayıp. Ben yani o gün televizyonun başında kızanların başındaydım.
Çünkü Allah göstermesin, insanlar ölebilirdi. Çünkü Fener stadının ortasına bayrağı diktiğin zaman Fener seyircisini tahrik ediyorsun.
Elinde bayraklarla Galatasaray tribününe koşabilirsin.
Ona kimse hiçbir şey demez. Ama bu iş çok farklı...
Fener stadının ortasına bayrak diktiğin zaman başka bir şey oluyor. Rakip seyirciyi tahrik etmeyeceksin.






X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.