Kendini kurtaramaz
_Galatasaray, Wolfsburg'dan Misimovic ve Liverpool'dan İnsua'yı transfer etti. "Gençlere yöneleceğiz, bütçemizi aşmayacağız" deniliyordu ama bu karardan vazgeçilmiş görünüyor. Avrupa'dan elendikten sonra bu transferlere gerek var mıydı?
Adnan Polat, kendini kurtarmaya uğraşıyor. Ama kurtaramaz.
1- Adnan Polat geçen seneki müthiş kadronun hesabını Rijkaard'dan sormadı.
2- Adnan Polat, camianın nefret ettiğiAdnan Sezgin'i temizleyemiyor. Onun için hikaye. Bu transferler taraftarların gözünü boyamak için. Rijkaard ve Adnan Sezgin kaldığı sürece Adnan Polat gider. Bu defa gidecek de... Çünkü Galatasaray'da muhalefet bu defa ciddi ciddi harekete geçti. Bugüne kadar liderleri yoktu. Ali Dürüst nihayet "Bu işler böyle gitmez" diyerek lider olarak ortaya çıkmaya karar verdi. Bu yönetimin dışladığı adamlar destek verecekler. Adnan Polat'ın, yönetim içindeki istifalarla ilgili, "Hukuksaldır. Şirketler birleşiyor" demesi falan palavra. O istifa edenlerin, neden istifa ettiklerini Adnan Polat da biliyor, ben de biliyorum. Kimseyi kandırmasın. Kemal Özgörkey bu yönetimde yer alacak, Haldun Üstünel bu yönetimde yer alacak, daha başka isimler de yer alacak. 16 Ekim'de yapılacak tüzük kongresindeçok önemli gelişmeler olacak. Adnan Polat'ın bu apar topar transferleri, o kongrede 'olağanüstü kongre' kararı alınmasını önlemek için. Göz boyamaya uğraşıyor. Ama muhalefet kararlı... Tüzük kongresi Adnan Polat'ın sonunun başlangıcı olacak.
DEDİKODU BATAKLIKTA ÜRER
_Galatasaraylı bazı yöneticilerin eşleri adına şirket kurup transferden pay aldığı şeklinde iddialar ortaya atıldı ve medyada oldukça konuşuldu. Bu iddialarla ilgili ne söyleyeceksiniz? Galatasaray'daki dedikodunun haddi hesabı yok. Bana gelen dedikoduları ve de sağlam kaynaklardan gelen dedikoduları ima etsem yer yerinden oynar. Ki bunlardan bir tanesi elendiğimiz Karpaty maçıyla ilgili... Şimdi mesele şu; Galatasaray'daki yönetimin bütün bu dedikodulara imkan verecek güvensizliği yaratmış olması. Güven ortamında dedikodu üremez. Dedikodu, bataklıkta ürer. Dedikodu, pislikte ürer. Dedikodu, güvensizlikte ürer. Türkiye'de bu kadar dedikodu medyası var. Mazbut bir genç kız için bir tane dedikodu duydun mu? Dedikodular hep hoppa kızlar için çıkar. Çünkü onlar uygundur. Herkes sallar kafadan. 'Dün gece şunlaydı, bu gece şunlaydı' diye. Kimse de yok demez. 'Yok canım' denilen kişi ile ilgili bir şeyler yazdığınız zaman 'Hadi canım oradan' derler ve sana kimse inanmaz. Adnan Polat bu ortamı yarattı ne yazık ki!.. Galatasaray için herkes en çirkin iddiayı üretebiliyor. Kötü olan bu... Eskilerin "Şüyuu vukuundan beterdir" dedikleri ortam bu. Her gün yeni bir dedikodu çıkıyor. Ben bunların hiçbirine 'Olmaz. Mümkün değildir' diyemiyorum. Bu hale geldi çünkü Galatasaray. Esas sorun bu...
TURGAY ŞEREN NE GOLLER YEDİ
_Eskişehir-Galatasaray maçında İvesa ve Aykut'un yaptığı hatalar çok konuşuldu. Özellikle de Aykut'tan sonra Ufuk'un da hatalı gol yemesi sarı-kırmızılı camiada tedirginlikle karşılandı.
Ufuk, şu anda Türkiye'nin en iyi kalecisi... Israr ve inatla söylüyorum. Bu sene Galatasaray'da oynamaya devam etsin, gelecek sene milli takımda rakipsiz olur ve dışarıdan teklifler alır. Bunu benim söylememem lazım. Bunu mesela Turgay Şeren'in söylemesi lazım. Ama Turgay tam tersini yazıyor. "Ufuk kaleci değil, Galatasaray'ın kaleciye ihtiyacı var" diyor. Ben Turgay Şeren'in ne goller yediğini biliyorum. Ufuk'un yediği gol zemzem ile yıkanır, onun yanında. Galatasaray, o Turgay'a tahammül ettiği için Turgay, Türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük kalecisi oldu. Kaleci oynayacak; oynamadan kaleci olunmaz. 'Maç noksanlığı' diye bir şey var. Maç noksanlığının en çok hissedildiği yer kaleciliktir. Adam büyük baskı altında oynuyor. Milan Baros'un kaçırdığı gol kimsenin umurunda değil. Galatasaray o yüzden elendi, Galatasaray o yüzden yenildi. Kimsenin umurunda değil! Kaleci bir hata yaptığı zaman tabelaya yazıldığı için... Tabelaya yazılmayanlar kimsenin umurunda değil! Kalecinin hatası tabelaya yazılıyor. O ellerinin arasından kayan topa Burhan yetişemeseydi ve kornere gitseydi, ne olacaktı? Kimse üzerinde duracak mıydı? Burhan yetişip çevirdiği zaman oluşuyor bu... Herkesin yazdığı Ufuk'un hatası. Peki, Bursa yetişip çevirdiği zaman Galatasaray savunması nerede? Sağ açıktan bir adam geliyor, Tello ortasını yapıyor, kimse müdahale etmiyor, kalecinin elinden kaçıyor... Öbür taraftan sol açıktan Burhan koşuyor, çizginin üstünde topu yakalıyor, Galatasaray savunması hâlâ ortada yok. Topu ortaya çeviriyor. Galatasaray savunması hâlâ ortada yok. Adamların stoperi Vuckogelip gol atıyor. Kabahatli Ufuk oluyor.
ADAM ZATEN TİR TİR TİTRİYOR '
Bu takımın sağ beki, bu takımın sol beki nerede' diye soran bir tane adam yok! Türkiye'de spor yazarlığı bu... Şimdi bu çocuk bu baskının altında oynuyor maçı bir de... Her gün gazetelerde manşet... 'Galatasaray'a kaleci lazım' diye. Kimsenin adamı savunduğu yok. Gencecik çocuk. Adam zaten tir tir titriyor. Bütün bu maç eksiğinin üstüne bir de müthiş bir şekilde sinirsel baskı altında. Stres içinde. Ertesi gün gazetelerde "O golü yemen normal. Canın sağ olsun" yazısı görmek istiyor. Hayır! Turgay Şeren başta olmak üzere herkes 'Galatasaray'a kaleci lazım' diye yazıyor. 'Kaleci lazım' diye diye Galatasaray'ın öldürdüğü kalecilerin haddi hesabı yok. Ufuk'a bir tavsiyem var. Eğer Galatasaray, Leo Franco ve De Sanctis gibi beşinci sınıf bir kaleci getirip bunu yedek bırakırsa derhal gitsin. Arkada bekleyerek kaleci olunmaz. Arkada bekleyerek ölünür. Aykut öldü. En iyisini Turgay Şeren bilir. Galatasaray'ın 19 sene kalesini korudu; kimler öldü onun arkasında? Oynamadan kaleci olunmaz. Aykut'a benzemesin, Fevzi'ye benzemesin. Fevzi ile Ufuk aynı milli takımın kalecileriydi. Fevzi birinci kaleciydi, Ufuk yedekti. Fevzi, Galatasaray'da bekleye bekleye yok oldu. Öbürü Anadolu'da oynadığı için yükseldi, Galatasaray'a transfer oldu. Şimdi Galatasaray'da Fevzi'nin durumunda. Sakın ha! İkinci kaleciliğe razı olup kalmasın. Galatasaray yabancı kaleci alırsa derhal gitsin. Bank Asya Ligi'ne, Altay'a gitsin, daha iyi. 90 dakika oynayacağı, her hafta oynayacağı ve birinci kaleci olacağı bir takıma gitsin. Tekrar söylüyorum; Ufuk şu anda Türkiye'nin en iyi kalecisi. Hakan'dan da iyi, Rüştü'den de iyi, Cenk'ten de iyi, Onur'dan da iyi, Tolga'dan da iyi. Hepsinden iyi. Tek ihtiyacı olan şey güven. Yani maç oynamak...
_Fenerbahçe'de futbolu tartışılan Aurelio yeniden Türkiye'ye döndü. Bu defa Beşiktaş forması giyecek. Beşiktaş'a yararlı olur mu?
Aurelio tipi oyuncuların iki faydası var. 1- "Kazma" dediğim ön libero olarak bunlar iyi. Bazı taktik maçlarında işe yarayabilirler. 2- Şimdi 6 futbolcu limiti var. 6 futbolcu limiti içinde çeşitli taktikleri uygulayabilmek için Türk oyuncuya ihtiyaç oluyor. Türk pasaportlu oyuncular öne çıkıyor. Aurelio'yu almak Beşiktaş'ın aklına dahi gelmezdi. Bir taktik transfer yani...
* * *
YAYINCILIK CİNAYETİ İŞLEDİ
_Quaresma harikalar yaratıyor. İnter ve Chelsea'de bekleneni veremedi ama Beşiktaş'ta farklı bir profil çiziyor. Müthiş teknik, hırslı, olgun ve çok istekli. Birçok transfer yapan ancak tutmayan Beşiktaş 'bu kez doğru oyuncuyu buldu' diyebilir miyiz?
Bir defa şunu söyleyeyim ben. Kazakistan maçı dolayısıyla "3 büyüklerin" maçların üçünü de aynı güne koydular. Bu yanlış. Ben Fenerbahçe ve Beşiktaş karşılaşmalarını dönerek seyretmek zorunda kaldım. Pek çok seyirci böyle izlemek zorunda kaldı. Fenerli, Fenerbahçe'yi, Beşiktaşlı, Beşiktaş'ı seyretti. Benim gibi hepsini seyretmesi gereken bir adam, Galatasaraylı olduğu için ikisine de aynı mesafede duran adam zorlandı. Ben Querasma'yı seyretmek isterim. İsterim çünkü büyük bir futbolcu. Ben Guti'yi seyretmekisterim. İlle de Fenerbahçe'de izlemem gereken bir adam yok. Ama Fenerbahçe de şampiyonluk iddiası bulunan bir takım. Perşembe günü de Avrupa'da aptalca elenen takımlardan birisi. 'Ne halde' diye merak ediyorum. Bu yüzden maçları dönerek izledim. Seyirciyi böyle bir seçime zorlaması yayıncı kuruluş için çok yanlış. Federasyonunda yanlışı, yayıncı kuruluşun da yanlışı. Maçların üçünü de aynı güne toplamak neyin nesi... Pazartesiye koy bir tanesini; ne olacak! Kazakistan'a Trabzonsporlu oyuncu gidiyor da Beşiktaşlı oyuncu neden gitmesin? Fenerbahçe ve Galatasaray maçlarını 20.00 ve 22.00 saatlerine koyarsın, Beşiktaş ile Trabzonspor'u da 20.00, 22.00 saatlerinde pazartesi gününe koyarsın. Ya da bu üç maçtan birini 18.00'e koyarsın. 18.00, 20.00, 22.00 oynarsın. Fenerbahçe ve Beşiktaş'ı hem de sene başında herkesin en çok merak ettiği dönemde üst üste getirmek bir yayıncılık cinayetidir. Bunu sorumlusu yayıncı kuruluş ve federasyondur.
QUARESMA, HAGİ'NİN YOLUNDA
Onun için Quaresma'yı yarım yamalak izledim. Fakat şu hükme varmama yetti: Her maçta daha iyioynuyor. Bu durum aynen Hagi'devardı. Galatasaray'a geldiği zaman ilk maçlarında çok tutuk ve çekingendi. O Avrupa'daki mağlup havasını sürdürürken kendini bulmaya başladı. O da öyle. Geldiğinde hezimete uğramış, Portekiz Milli Takımı'na çağrılmayan Querasma, Beşiktaş'ta kendine gelmeye başladı. Seyrettiğim dördüncü ya da beşinci maçı ama her maç bir üstüne bir şeyler koyuyor.
_Beşiktaş'a oldukça yararlı olacak gibi... Beşiktaş açısından da güzel, taraftar açısında da... Futbol sadece tabela için oynanan bir oyun değil. Bizde böyle. Güzel bir şey seyretmek istiyorsun. Gol olsun ya da olmasın. O golü attığı pozisyon, topu 40 metre götürdü, adamları birer birer eksiltti...
_Bir de penaltı kazandırdı.
Orada biraz hile yaptı. Hareket penaltı mı, değil mi tartışılır ama Quaresma'nın kendini yunus balığı gibi çok güzel bir şekilde yere attığı tartışılmaz. Ben büyük futbolcuların bu tür hareketlerine çok kızıyorum.
_Baros da bunu çok sık yapıyor.
Baros rezalet yapıyor. Baros'un bu hareketinden nefret ediyorum. Baros gol atmak için değil, penaltı alıp, rakibe kırmızı kart gösterilmesi için oynuyor. Bu bir futbolcu adına, bir meslek adına çirkin bir şey... Bir insan meslektaşına böyle ihanet etmez.
* * *
HİDDİNK KİMSEYE HAVA BASMASIN
_Avrupa Şampiyonası Eleme maçlarımız Kazakistan ve Belçika ile start alacak. Ancak karşılaşmalar öncesi Hiddink'in kadroyu yapmadığı, Türkiye'ye fazla gelmediği şeklinde eleştiriler var. Siz bu iddialarla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Bu kadro Hiddink'in değil, Hiddink, 'Türk Milli Takımı'nın teknik direktörüyüm' diye hava basmasın. Bu Oğuz Çetin'in takımı. Ayrıca ayıp bir kadro bu... Takımın yarısı sakatlık ya da başka sebeplerle bu sezon hiç top oynamayanlardan kurulmuş. Belli ki Oğuz Çetin zerre araştırma gereği duymamış! Aykut; Kocaman'ın cesareti, yüreği bile onda yok. Aykut, Okan'ı bulup getiriyor, 18 yaşındaki çocuğu Fenerbahçe'nin en kritik maçına, belki de kendisi için kader maçına çıkarıyor. Avrupa'dan elenmiş, Manisa'ya da yenilse Aykut'un sonu olur. Okan ile oyuna başlayabiliyor, Oğuz efendi, iki tane sakat Sabri ve Gökhan ile Kazakistan'a gidiyor. Ama kimse de sormuyor. Gökhan Zan'ı nasıl çağırırsın, Kazım'ı nasıl çağırırsın, sakat Semih'i nasıl çağırırsın, sakat Sabri'yi nasıl çağırırsın, sakat Gökhan'ı nasıl çağırırsın? Kimse sormuyor! Türkiye'de spor yazarı kalmamış, Türkiye'de yürek kalmamış. Şimdi biz Allah göstermesin Kazakistan'dan mağlup dönersek hangi yüzle yazacaklar, 'Oğuz efendi bu takımı nasıl seçtin' diye. Bir gün evvel niye yazmıyorsun? Maçı bekliyorlar. Tabela yazarı oldukları için... Türkiye'de kazanan eleştirilmez çünkü!.. Kazanan daima haklıdır. Ama bir kaybederse bak neler yazacaklar. Çünkü testi kırılınca yol göstermek çok kolaydır. Türkiye bu kadar oyuncu kıtlığı içinde mi? Bir yığın sakat ve oynamayan adama mahkum oluyor. Büyük bir takımın olur, geniş bir kadron olur, bunların içinde bir Metin Oktay vardır, sakatlıktan yeni çıkmıştır, alırsın, koyarsın. Böyle biri de yok. Yerini konulmayacak, vazgeçilmeyecek bir adamın da yok. O zaman niye bu sakatları, takımlarında oynamayanları seçti, götürdü? Türkiye'yi bütün dünyaya rezil eden Emre takım kaptanı! Kazım'ı Fener'den niye gönderdiler, bir araştırın bakalım! Ondan sonra milli takıma çağrılır mı, çağrılmaz mı bir bakın!..
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.