Hıncal Uluç

Hıncal Uluç

18 Ağustos 2010 | Çarşamba

Rijkaard şov yapıyor

_Haftanın sürprizi, Galatasaray'dan geldi. Sivas maçı geçen sezonun bir devamı gibiydi ve sarı- kırmızılı ekip, deplasmanda 2-1 mağlup oldu. Takım içindeki problem ve eksiklerin bir dışa vurumu olarak değerlendirebilir miyiz? Ayrıca maç sonrası Rijkaard'ın Hiddink ve yönetimi hedef alan ilginç açıklamaları da vardı.
Rijkaard saçma sapan laflar etti. Milli maçta Hiddink, kendi vatandaşı Hiddink, 'Fenerlileri az oynatmış, Galatasaray'ın adamlarını çok oynatmış!' Diyelim ki doğru; bu hafta Galatasaray'ın Avrupa maçı var, ardından da Bursa maçı var. Demek ki Bursa maçından da umudu kesecek Galatasaraylılar. Galatasaray'ın 3 futbolcusunun milli maçta 90 dakika oynaması, hafta içinde takımı böylesine sarsıyorsa 14 futbolcunun 90 dakika oynaması yıkar. Avrupalı bir hocanın ve haftada iki maça alışkın bir hocanın, "Vay bizim adamları niye 90 dakika oynattın" diye milli takımın hocasına çatması garip!.. Demek ki sen takımı hazırlamadın. Ki gerçekten de hazırlamadı... Sezonu en geç açan takım Galatasaray. Fenerbahçe, Beşiktaş hazırlık maçı yaparken Rijkaard tatildeydi, İstanbul'da değildi. 'Kabahat bende... Sezonu geç açtım. Takım henüz haftada iki maç oynayacak durumda değil' diyeceğine milli takımın hocasını itham ediyor. Hiç sıkılmadan, yüzü kızarmadan...

G.SARAY İLE ALAY EDİLECEKTİ
Yönetime imalarda bulunuyor. "Transferler yapılmadı, edilmedi" diye... Geçen sene senin elinde Galatasaray tarihinin en iyi kadrosu vardı. Ne yaptın!.. Fenerbahçe'nin 10 puan gerisinde kaldın. Bu konuda şikayet edecek sonuncu adamsın Türkiye'de!.. Hangi futbolcunun değerini bildin, hangisini oynattın!.. Galatasaray'ın elindeki futbolculardan hangisi sen geldiğinden bu yana, ileriye gitti? Geçen seneye göre Galatasaray'ın bütün adamları daha kötü top oynuyorlar. Adamı fizik olarak hazırlamamışsın, teknik olarak geriye düşürmüşsün, ondan sonra diyorsun ki kadro eksik! "Kadrom eksik" diyen adama şimdi soruyorum: Maçın Galatasaray mağlup duruma düştükten sonra, takımı kurtarmak için ikinci yarıda Mehmet Batdal'ı aldı oyuna, santrfor, arkadan Milan Baros'u aldı oyuna, santrfor... Galatasaray'ın biri eski, biri yeni iki santrforu kenarda otururken, sahaya santrforsuz çıkan adamın, "Benim eksiğim var" diye şikayet etme hakkı var mı? Sen elindekilerden yararlanmayı bilmiyorsun. Hadi, kadroda olmasalar, oyuna girmeseler tamam... Ama kenarda oturuyorlar ve oyuna alıyor ikisini de... 'Kurtarıcı' diye oyuna aldığı iki tane santrfor kenarda otururken, santrforsuz başlıyor oyuna ve arkadan diyor ki "Benim kadrom eksik" diyor. Üstüne de iki santrforu oyuna soktuktan sonra onlara pas verecek tek adamı, kanattan ya da ortadan orta yaparak ya da ara pası atarak, onları gol pozisyonuna sokabilecek tek adamı, Arda'yı dışarı alıyor. Bunu yapan bir cehaletin, "Benim kadrom eksik" deme hakkı var mı? Mehmet Batdal'ı anlamayan, Milan Baros'u anlamayan, Arda'yı anlamayan bir adama kimi, neyi vereceksin!.. Dünya karmasını versen ne olacak!.. Dani Alves, Xabi Alonso, Messi olsa ne olacak!.. Ama tekrar söylüyorum, bunu söylemekten dilimde tüy bitti; Rijkaard'ı eleştirmek boş laf, bu adam futbolu bilmediğini, anlamadığını geçen sene her maçta gösterdi, her maçta... Koca Galatasaray'ı, Avrupa şampiyonu olabilecek kadroyu, Fenerbahçe'nin 10 puan gerisinde bıraktı. Fener şampiyon olsa neyse, 10 puan fark atan Fenerbahçe şampiyon da olamadı. Geçen senenin alay konusu olan Fenerbahçe'nin 10 puan gerisinde kaldı Galatasaray. Allah'tan Fenerliler timsah yürüyüşü yaptılar da Galatasaray kurtuldu. Yoksa Galatasaray ile alay edecekti Türkiye!..

ÖZGÖRKEY'İN İSTİFASI CEBİNDE
_Geçen sezon sakinliği ile bilinen ve genelde kulübede oturan Rijkaard, bu yıl çok agresif görünüyor... Bu değişimi neye bağlıyorsunuz?
Havalar atıyor etrafa. Bence bu da şov. Çünkü geçen bir sene boyu, anlamaz gözlerle baktı, tribünler bu herif 'futboldan anlamıyor'a gelmeye başladılar, şimdi sinirlenmiş numaraları yapıyor. Yani 'Ben çok şey istiyorum da futbolcular yapamıyor, hakemler bizi satıyor'a getiriyor. Sahadaki tek kusursuzo. Galatasaray yönetimi kötü, hakemler kötü, kadro kötü; ne yapsın zavallı Rijkaard!.. Şov yapıyor resmen ve bu şovu Adnan Polat yiyor. Onun için Galatasaray'da, Rijkaard ile ilgili eleştiri yapmamak lazım. Galatasaray'da çıbanın başı Adnan Polat. Adnan Sezgin yüzünden, Haldun Üstünel'i harcadı, Yiğit Şardan yüzünden Cemal Özgörkey'i harcadı. Cemal'in de istifasının eli kulağında... Ortalarda göründüğü yok. Niye? Adnan Polat'ın aleyhinde çok kötü şayialar dolaşıyor. 'Adnan Polat'ın ekonomik durumu bozuk. Bu yüzden Adnan Sezgin ve Yiğit Şardan'dan kopamıyor' diyorlar. Böyle bir durumu, bir kere daha söylüyorum, eskilerin lafını kimse unutmasın; "şüyuu vukuundan beter" derler. Bu kadar dedikodunun içine düşmüşse bunların gerçek olup olmaması önemli değil. Bu dedikodularla bu Galatasaray gitmez. Adnan Polat'ın, Yiğit Şardan'dan ve Adnan Sezgin'den vazgeçmesine imkan olmadığına göre, sebebini bilmiyoruz, o zaman Galatasaray kongresi tez elden, Adnan Polat'tan vazgeçmeli.

KURTULMA UMUDU DOĞABİLİR
Şu anda bir yorumcu olarak değil, iyi bir Galatasaraylı olarak konuşuyorum. Galatasaray'ın geçen sene kümede güç bela kalan, Ankaraspor düşmese otomatikman düşecek olan Sivas'a yenilmesinde bir hayır var. Hatta bu hafta Bursa'ya da yenilirlerse o zaman bu Adnan Polat'tan, bu Yiğit Şardan'dan da bu Adnan Sezgin'den ve bu Rijkaard'dan kurtulma umudu doğar. İki haftada kaybedilen 6 puan hiçbir şey değil. Galatasaray şampiyon bitirir. Çünkü Bursa yenilgisi de gelirse o zaman ne Adnan Polat, ne Rijkaard hiçbir mazeret üretemezler. Yer yerinden oynar. İyi Galatasaraylı'nın Sivas yenilgisine hayırdır gözüyle bakıp, Bursa karşısında da yenilirse daha da hayırlı olacağına inanması lazım.


* * *
İKİSİ DE BİRİNCİ SINIF KALECİ
_Galatasaray'ın kalesini teslim alan Aykut, yediği hatalı gollerle dikkat çekiyor. Aykut da ısrar edilmeli mi?
Galatasaray'da yenen duran toplardaki bütün hata kaleci antrenörü Nezih ve takım teknik direktörü Rijkaard'a ait. Galatasaray kalecileri Ufuk'un da, Aykut'un da birinci sınıf kaleciler olduğuna inanıyorum. Kalecilik oynamayla gelişir. Sen istediğin kadar yetenekli ol, dünya çapında kaleci ol, yedek beklersen kaleci falan olamazsın. Sabırla oynatman lazım. Ufuk da Aykut da şans verilseydi bugün ikisi de milli takım kalecisiydi. 'Maç eksikliği' diye bir şey var. Bunu en çok hisseden mevki kaleci mevkidir. Yani Galatasaray'da Mondragon'dan bu yana, Mondragon'da dahil aslında yabancı kalecilerin yediği golleri, kaybettiği puanları unutuyoruz. Leo Franco'nun, De Santics'in ne saçmalıklar yaptığını unutuyoruz, 'Vay Aykut yanlış gol yedi, yabancı kaleci gelsin.' Geçiniz. Bu aptalca bir şey.


* * *
EKRANDAN CEZA VERİLSİN
_Sivas-Galatasaray maçının hakemleri pek parlak değildi. Siz nasıl buldunuz? Özellikle bu maçın hakemi parlak değildi. Bunu Galatasaray'dan ayırarak söylüyorum.
1- Belli ki hakemlerimiz Dünya Kupası'nı iyi izlememişler.
FIFA'nın, Dünya Kupası'ndaki hakemlere verdiği yorumun farkında değiller. Rakibi oynatmamaya yönelik taktiği hissettiğin anda kartlarını çıkarmaya başlayacaksın.
Bucaspor'da Bülent Uygun'un, Sivasspor'da Mesut Bakkal'ıntaktiği oydu. Topu hücuma sokmak isterken faul ile durduruluyorsun. Ama nerede olursa olsun. Hakemlerimiz bunun farkında değil. Farkında olunması lazım ki futbol oynamak isteyen takım, oynayabilsin.
Televizyon 9 maçı da veriyor. Aynı gün arka arkaya dört saat ekran başında kalıyoruz. Dört saat maç seyrediyorsun "keçiboynuzu". Üç tane pozisyon yok. Niye? Çünkü pozisyona girmeyi önleyen teknik direktörler iş başında ve hakemler, bu teknik direktörlerin, bu taktiklerine prim tanıyorlar.
2- Ölçüsüz, kontrolsüz dalışlar topa değsin değmesin, rakibe değsin değmesin, her zaman sarı karttır. Çünkü rakibi sakatlar. Hakemlerimiz de farkında değil, yorumcularımız da farkında değil. 'Ama ayağın üstünden atlayabilir.' Niye atlasın? Adamın işi atılan çelmeden atlamak değil, topu sürmek. Oğuz Sarvan, bu hakem yorumunu kafalara yerleştirmeli.
Oynamak isteyeni koruyacaksın. Oynatmamak isteyeni de affetmeyeceksin. Faulün derecesi önemli değil.
Bir şey daha var. Gazetelerde fotoğrafı da yayınlandı.
Bucaspor-Beşiktaş karşılaşmasında Erkan korner atışını çizginin dışında kullandı.

ÇAKTIRMADAN DİRSEK ATAMAZ
Şimdi "Televizyon tek başına ceza sebebi değildir" diyoruz.
Niye? Çünkü bütün maçları televizyonda izleyemiyoruz. Şimdi öyle değil. Bu sene bütün maçları televizyon naklen yayınlıyor. Bütün maçların kaydı federasyonun elinde var.
Kornerin atıldığı köşede yan hakem yok. Yan hakem karşı köşede. Orada yan hakemin olmadığını bildiği için iki kere bir karış dışarıdan attı. Bu nedir?
Uzakta olan hakemin görmeyeceğini bilerek aldatmaktır.
Hakem aldatmanın cezası ne? Sarı kart. İki kere aldatmanın cezası ne? Kırmızı kart. Orada kırmızı kartlık bir suç var. Hakem görmediği için bu kartlar maçta çıkmadı. Ama milyonlarca insan gördü ve bu kayıtlar federasyonun elinde. Derhal müdahale edilip, bunlara ekrandan ceza verilmesi uygulaması başlamalı ki hakem aldatmalarını asgariye indirelim. Bu çok tipik bir örnek. Futbolcunun bu '5 santimlik kara geçme' düşüncesini de anlamak mümkün değil. Yarın 5 santimlik bir fark yüzünden birisi sarı kart görebilir. Sarı kart görürse ne olacak? 'Öbürü bir karış dışarıdan attı, ceza falan vermediniz, şimdi bana sarı kart veriyorsunuz' demeyecek mi?
Hele o ikinci sarı kart ise kırmızıya dönüşüyorsa ve itiraz etse, haksız mı? Onun federasyonda artık bütün maçların kayıtları elinde olduğuna göre 'Ey ahali, kendinize gelin. Öyle çaktırmadan yumruk atmak, dirsek atmak gibi hareketlere başvurmayın.
Hakem atlayabilir ama ekran atlamaz. Gördük mü cezayı bastırırız' demesi lazım.


* * *
YEDİĞİ GOLLERİN FARKINDA DEĞİL
Savunmaya, 18'in içine ortalanacak duran topta nerede duracağını öğretemiyorsan hakeme sövsen ne olur

_Kamil Abitoğlu'nun 43. dakikada verdiği kararla ile ilgili neler söyleyeceksiniz? Rijkaard, hakemin verdiği hatalı faul kararı sonrası çılgına döndü ve o serbest vuruş golle sonuçlandı.
Elmalarla armutları karıştırmamak lazım. Yani, bir hakem bir korner kararını yanlış verebilir. Bir hakem bir frikik kararını yanlış verebilir. Bunu tartışırsın. Ama hakem 'auta, korner verdi' diye golü yemen mi lazım? Faulü Neill yapmadı, Neill'e yapıldı açık. Ama Galatasaray'ın duran toptan yediği kaçıncı gol bu ya! Sen bir teknik direktör olarak 18'in içine ortalanacak bir duran topta savunmanın nerede durması gerektiğini hâlâ anlatamadıysan, hakeme sövsen ne olacak, sövmesen ne olacak! Diyelim doğruydu hakemin kararı... Neill faulü yapmış. Neyi değiştiriyor bu!.. O zaman 'Galatasaray haklı yenilmiş olacaktı' öyle mi? Her duran top ortasında Galatasaray savunması şaşkına dönüyor. Galatasaray'ın, 2-0'dan 2-2'ye getirdiği Belgrad karşılaşmasını düşünün. Adam utanmadan "Biz 0'ın üstüne yatacağımıza 'gol atacağız' diye hücuma gittik. Taçları hızlı attık, autları hızlı attık. O yüzden 2 gol yedik. 2-2 oldu" dedi. Allah'tan kork. Yediğin gol de duran toptan. İki duran topta da içinde 8 Galatasaraylı var. Bırak öyle ileri gideni falan. 8 Galatasaraylı var. Adam "İleri gittik, açıldık, ondan golü yedik" diyor. Farkında değil. İki Avrupa maçında duran toptan gol yemiş, farkında değil. Farkında olmadığı için de Sivasspor maçında bir tane daha yiyor. Ondan sonra da hakemi tartışıyor. Yan hakemi "Sen yanlış verdin" diye gırtlaklamaya gidiyor. Penaltıyı da ters verebilir hakem ne olacak! İlle de yenilmen mi lazım! Emre Çolak'a yapılan hareket penaltıydı. Ama verilmedi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor