Aykut'un sonu Daum gibi olur

Fenerbahçe'de Daum dönemi sona erdi. Daum'dan boşalan yere Aykut Kocaman getirildi.
Fenerbahçe her getirdiği teknik direktör ve futbolcuyla sorun yaşadı.
Sizce bu durumdan Aykut Kocaman olumsuz etkilenir mi?
Geçen sene Aykut ile Daum'un durumlarını, tribün görüntülerine bakarak yorumladığım zaman başta Aziz Yıldırım olmak üzere Fenerbahçe camiası bana çok kızıyordu.
Güya, Futbol Şubesi Sportif Direktörü Aykut Kocaman, teknik direktör de Daum!
İmaj olarak bu ikisinin kenetlenmiş çalışması lazım. Oysa sahanın kenarında Daum, Aykut Kocaman tribünün en arkasında, tam bir "poker face" dedikleri hiçbir ifadesi olmayan ne seviniyor, ne üzülüyor, ne kıpırdıyor, buz gibi bir suratla oturuyor.
Hatta Fotomaç'taki bu söyleşilerden birinde Aykut, "Şu Daum gitse de yerine artık ben gelsem" der edasında neredeyse dedim ve kıyametler koptu. Bugünkü tablo ne? Daum şutlandı ve Aykut geldi. Yani perşembenin gelişi çarşambadan değil pazartesiden belliydi. O noktaya geldiler. Peki, niye şimdi geldiler? Niye böyle bir Daum fiyaskosu yaşandıktan sonra sonuç biline biline Türkiye, Avrupa'ya, dünyaya rezil olduktan sonra (Fenerbahçe değil, Türkiye diye geçiyor olay) bu noktaya gelindi? Buna çok dikkatle bakmak lazım.
Ercan Güven yazdı galiba Aziz Nesin'in bir hikâyesini. Sık sık kullanılır Aziz ustanın o öyküsü; "Sabahleyin ağa ile arabacısı kasabaya doğru gidiyorlar. Yolun kenarında manda pisliği var. Ağanın da canı eğlenmek istiyor.
Arabacısına diyor ki "Şu pislikten bir avuç ye, bu araba olduğu gibi senin olsun."
Bir avuç yiyor ve gidiyorlar. Giderken arabacı "Ulan bugüne kadar onurunla, namusunla yaşadın ettin. Şimdi bir araba için bu pislik yenir mi? Köyde bunu nasıl anlatacaksın?
İnsanlar senin yüzüne bakmazlar" diyor.
Ağa da arabaya bakıyor. Sırmalar, işlemeler, altınlar, gümüşler... Dünyanın paha biçilmez arabasını bir şaka uğruna arabacıya vermesinden dolayı o da pişman. Dönüşte köye yaklaşırlarken tam manda pisliğinin yanından geçerken arabacı şöyle diyor:
- Ağam arabanı geri ister misin?
- İsterim.
- Şu pisliğin kalanını da sen ye. Araba yine senin olsun! Ağa kalan yarısını yiyor ve araba yine onun oluyor.
Köyün girişine gelirlerken arabacı gülmeye başlıyor. Ağa :
- Niye gülüyorsun?
- Ağam biz sabah köyden çıkarken bu araba kimindi?
- Benimdi!
- Peki şimdi kimin?
- Eee benim!
- Eee biz bu pisliği niye yedik? diyor.
CEVABI YILDIRIM'DA
Ercan da onu yazmış. Tamam, Daum gidecekti.
Başından belliydi adamın gideceği.
Niye 'Daum'la yeniden devam edilecektir' ilanları yapıldı. Adam Samandıra'lara gönderildi... Değer miydi? Bu sorunun cevabını Aziz Yıldırım'ın vermesi lazım.
Daum 2 milyon 400 bin euro'yu cebine koydu ve gitti. Onun verecek bir hesabı yok. _ Bu tazminatı Aziz Yıldırım'ın vermesi gerektiği ifade ediliyor. Sizce de bu parayı Aziz Yıldırım mı vermeli? Aziz Yıldırım'ın kendisi söyledi; "Daum'un gidişi yüzünden Fenerbahçe tek kuruş zarara uğramayacaktır. Ben cebimden ödeyeceğim" dedi. Şimdi bekleyip göreceğiz bakalım.
KARIŞMAMASI GEREK
Fenerbahçe, teknik direktör Aykut Kocaman ile başarılı olabilir mi? Aziz Yıldırım olduğu sürece ve Aziz Yıldırım huylu huyundan vazgeçmez. Bu medyadaki yandaşlarının "Azizsilin" gazları da devam ettiği sürece Aykut'un sonu da Daum gibi olur. Aykut buraya Daum'un yıkılmasını bekleyerek geldi. Birileri de Aykut'un yıkılmasını bekliyorlar tabii. İşlerin ilk iyi gitmediği maçta Aziz Yıldırım devre arasında soyunma odasına inecektir. Fenerbahçe o maçı çevirirse 'Vay, Fenerbahçe'yi yine Azizsilin kurtardı' diye yazılar yazılacaktır. Aykut'un itibarı iki paralık olacaktır. Aykut'un gitmesini bekleyenin de biti kanlanacaktır. Aynen böyle devirdaim gidecektir. Aykut'un, Fenerbahçe'de herhangi bir başarısı olması için Aziz Yıldırım bugünden 'Benim artık futbol takımı ile alakam kalmadı. Bu takımın bütün işleri Aykut'tan sorulur. 10 tane de yeseler ben soyunma odasına gitmem' açıklamasını yapmalı. 'Samandıra'ya gitmem, soyunma odasına gitmem. Ben başkan olarak beğenmediğim zaman Aykut'u değiştiririm. Ama Aykut'un işine karışmam' demesi ve bu dediğini uygulaması lazım. Çünkü Aziz Yıldırım'ın karışmadığı bütün branşlarda Fenerbahçe çok iyiydi. Aziz Yıldırım'ın karıştığı futbolda bir türlü kendine gelemiyor.
KAZIM GELMEMELİYDİ
Kazım takıma tekrar döndü. Kazım için yeni bir şans doğar mı? Kazım'ın gitme sebebi futbol ile alakalı değil. Futbol dışı bir olay. Üzücü bir olay. Fenerbahçe camiasında bilinen bir olay. Ben Aziz Yıldırım ve Aykut'un yerinde olsam Kazım'ın geri dönmesine izin vermezdim. Çünkü her zaman söylediğim bir laf vardır: Şuyuu vukuundan beterdir. Yani konuşulması, gerçekleşmesinden beterdir. Kazım'ın gitme sebebi bütün Türkiye'de konuşuldu. Doğrusunu yanlışını bilmem. Ama konuşuldu. Bu yaz Fenerbahçeli futbolcuların özel yaşamları ile ilgili tefrikalarda yayınlanmaya başladı. Bu demektir ki Kazım gelirse bunlar yeniden ortaya atılacak.
* * *
SCHUSTER'İN İŞİ ZOR
Beşiktaş'ın hocası Schuster dedi ki "Bana forvet lazım" Biliyorsunuz ki Bobo, Nihat, Holosko, Nobre gibi golcüler de var Beşiktaş'ta.
Siz Beşiktaş'taki durumu nasıl görüyorsunuz?
Schuster bana forvet lazım diyor! 11 Haziran'dan beri Dünya Kupası'nı seyrediyoruz, hangi takıma forvet lazım değil?
Dünya Kupası'nın 32 finalistinde forvet diyebileceğimiz kaç tane adam var?
Dünyada yok. Yani koskoca İngiltere Defoe diye adını ilk defa duyduğumuz bir adamla, 10 para etmez Crouch'la, Rooney'den forvet yaratmaya uğraşarak mücadele etti. Yani İspanya'da kimsenin yüzüne bakmadığı Higuain, Arjantin'de kahraman.
Bana forvet lazım diyorsa Schuster o forveti kendisi ortaya çıkaracak, bu da dünyanın en zor işi. Teknik direktörler savunma oyuncusu yaratabilirler. Bu, öğreti gerektirir. Forvet ise yetenek gerektiriyor.
Ne kadar iyi hoca olursan ol, bir forvet yaratamazsın adamda eğer yetenek yoksa.
Onun için Schuster'in eldeki mevcutlarla maç kazanabilecek taktikler bulması icap ediyor. Yoksa 'Bana forvet lazım, bulalım, alalım o zaman' demekle olmaz!
RAKİPLERE BAĞLI
Peki Beşiktaş'ı şampiyonluk yarışında yeterli görüyor musunuz?
Mustafa Denizli gönderildi, çok şey değişecek mi sizce?
Şimdi Mustafa Denizli gönderildi lafına itiraz ediyorum. Mustafa Denizli'nin gönderilmediğini, gittiğini en iyi bilenlerden biriyim, yakın arkadaşım olduğu için.
Gerçekten çok ciddi sağlık sorunları vardı, hâlâ da var. Kendine gelmesi lazım.
Beşiktaş'ın ne yapacağından evvel öbür takımlara, rakiplere bakmak lazım.
Geçen sezon Bursa şampiyon mu oldu, yoksa bizim büyükler dediğimiz Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray el birliğiyle şampiyonluğu Bursa'ya ikram mı ettiler? Geçen seneki Fenerbahçe olursa, geçen seneki Galatasaray olursa, Schuster'in önüne böyle altın bir tabakta kupa sunulur! _Quaresma, Beşiktaş'ı zirveye taşıyabilecek güçte bir yıldız mı? Bunu geçen hafta geldiği zaman da söyledim, Schuster ile Quaresma arasındaki frekans uyumuna bakar bu iş. Quaresma iyi futbolcu, ama son 3 senesi fiyasko.
Avrupa'da doğru dürüst oynadığı takım yok. Quaresma, Türkiye'ye gelip Türkiye ayağa kalkarken, Milano'da da İnter'liler bayram yapıyorlardı, kurtulduk bu adamdan nihayet diye. Ama o İtalyanlar Hagi'den kurtulduklarında da bayram yapıyorlardı. Real Madrid'de Barcelona'da başarısız olan Hagi, İtalya'dan adeta kovulur gibi ayrılıp İstanbul'a geldiğinde de seviniyorlardı, ama Fatih Terim-Hagi uyumu ortaya muhteşem bir Hagi çıkardı. Hatta kariyerinin en iyi Hagi'sini çıkardı. Avrupa'dan kovulan, artık emekli olsun denilen Hagi neler oynadı ve bugün hâlâ efsane o.
UYUM SAĞLANMALI
Quaresma'nın da aşağı yukarı Hagi'ye paralel bir özelliği var. Portekiz'in en önemli ismiyken, Portekiz, finalleri oynuyor Quaresma orda yok. Niye? Çünkü son 3 senesi felaket. Ama bu demek değildir ki Quaresma bitti. Bitip bitmediğini Schuster ile uyumu gösterecek. Futbolda bu çok önemli. Hoca da çok iyi olabilir, futbolcu da çok iyi olabilir, uymazlarsa olmaz. Ama uyarlarsa faydalı olur...
* * *
EFES PİLSEN'İ YÖNETEMEDİLER
Efes Pilsen basketbol takımı çok fazla sporcu kaybetti. Acaba Sponsorluk Yasası'nın verdiği sıkıntıyla mı oldu bu? Efes Pilsen'in yasal bir sorunu olacağını düşünmüyorum, Efesliler de düşünmüyordur. Böyle bir yönetmelik hazırlanıyor ama bütün hukuk anlayışları içinde Efes'e herhangi bir şey yapılmasının mümkün olmadığını biliyoruz. Bunu Tuncay Özilhan da biliyor. Ancak Efes yanlış yönetiliyor. Şimdi bakın, sezon sonunda Erman Kunter geliyor dediler. Bu iş bitti dediler. Erman Kunter, Türk hocalar arasında en iyisi. Fransa'da çalıştırdığı takımı şampiyon yaptı. İki gün kala Erman olmadı. Sonra Repesa dediler. O da Avrupa'nın en iyi hocalarından biri. Yüzde doksan dokuz dediler ona da. O da olmadı. İşte şimdi adını sanını ilk defa duyduğumuz Velimir Perasovic isimli bir Hırvat'ı getirdiler. O zaman demek ki Tuncay Bey Efes Pilsen'i gözden çıkarmış. Böyle bir hocayla olmaz. O hocaya göre de o takım olacak.. TOFAŞ'ı nasıl boşlamıştı Koç Holding, demek ki Anadolu Holding de Efes'i boşluyor. Yoksa senelerce bu kadar bütçe ayırdılar ama bir türlü profesyonel, iyi bir basketbol yönetimi kuramadı Efesliler. Efes'in çoktan Avrupa Şampiyonu olması lazımdı. Bir kere Final Four'a kaldılar diye iftihar ediyorlar. O kadar para, o kadar transferle Efes'in Avrupa'da bir başarısı yok. Tuncay bey de bir yere kadar artık...




X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.