İşine geliyor
- Hıncal Uluç Yazıları
- 28 Nisan 2010, 00:56:22, Güncelleme: 28 Nisan 2010, 01:29:58
* Yıldırım'ın beni NTV'den kovdurduğu iddiası bir şehir efsanesi. Her şeyi yalanlayan Yıldırım bunu tekzip etmiyor
* G.Saray'ın yurt dışı maçlarında gazetecilerin nasıl fahişe avına düştüğünü çok iyi biliyorum. Açıklayım mı isimlerini şimdi
* Ben Yıldırım'ın böyle bir gücü olmadığını göstermek için NTV'ye geri döndüm. Özgür basın için Erman da aynı şeyi yapmalı
_
Aziz Yıldırım'ın bu konularda etkili olduğu bir şehir efsanesi olarak ortaya atıldı ve Aziz Yıldırım bunları yalanlamadı. Aziz'in işine geliyor. Çünkü Aziz genç spor yazarlarını 'Sizi patronunuza söylerim ha!..' deyip şikayet eden bir adam. Bu şikayetinin boş olmadığının kanıtı da 'Ben Erman'ı Lig TV'den, Hıncal'ı NTV'den kovduruyorsam eğer anlayın gücümü!..' mesajı...
Niye tekzip etmiyor, 'Benim alakam yok' demiyor. Sitesinde her gün, her şeyi tekzip eden ya da tetikçiler var etrafında, onlara ettiren Aziz Yıldırım, bu dedikodulara ya da bu iki şehir efsanesine niye cevap vermedi!.. "Bizim programdan ayrılmamızın altında Aziz Yıldırım'ın parmağı olduğunu fena halde duyuyorum" diyen Haşmet (Babaoğlu)...
NTV'den bana yeniden teklif geldiği zaman, düşünmedim bile 'evet' demek için... Çünkü Aziz Yıldırım'ın yarattığı bu şehir efsanesine cevap vermenin başka yolu yok. Şimdi el altından istedikleri kadar 'Hıncal'ı NTV'den ben kovdurdum' desinler ama nerede Hıncal; NTV'de. Demek ki Aziz Yıldırım kovdurmamış. 'Demek ki Aziz Yıldırım'ın böyle bir gücü yok' demeye uğraşıyorum ben.
BENİ YIPRATAMAZSIN
Çünkü Erman gerçek bir televizyon yıldızı.
Aziz Yıldırım'ın yayın grupları üzerinde insan kovduracak gücünün olmadığını kanıtlamamız lazım. Özgür bir spor basını istiyorsak. 'Hıncal Uluç'a dişini geçiren, Erman Toroğlu'na dişini geçiren Aziz Yıldırım, 20 yaşındaki genç spor yazarına kimbilir neler yapar!..' Bu çocuk Fenerbahçe yazılarında, haberlerinde özgür olabilir mi, bundan sonra!.. Evine ekmek parası götürmek zorunda olan spor yazarı özgür olabilir mi? 'Hıncal'ı kovdurduktan sonra bizim esamemiz okunmaz!..' derler ve biterler. Bizim bu hava ile mücadele etmemiz lazım.
Ama benim geri zekalı arkadaşım, sırf bana saldırmak için benim söylemediğim bir lafı söylüyor.
Böylece tereyağı sürüyor Aziz Yıldırım'a. Güya beni yıpratacak.
Arkana ordu takıp gelsen beni yıpratamazsın. Benim arkamda 53 yıl var, beni kimse yıpratamaz. Geçmiş ola!..
Okur ve seyirci Hıncal Uluç'u tanıyor, istediğinizi yazın, istediğinizi söyleyin. Bunların hiçbirine cevap bile vermiyorum. Cevap vermem ayıp, onları adam yerine koymuş olduğum ortaya çıkar çünkü. Bu yazılanlardan alındığım ortaya çıkar çünkü.
Haa.. Şimdi bu tıklamalar var ya!.. Kimi kaç kişinin okuduğu belli değil ama kaç kişinin tıkladığı belli bilgisayar çağında...
İçinde 'Hıncal Uluç' geçen yazının tıklanma oranı fazla olduğu için yazılarda sık sık 'Hıncal' geçirmeye ve böylece tıklanma sayısını artırmayı keşfeden bazı sivri akıllı arkadaşlarımız var. Özellikle onlar her fırsatta pişirip pişirip aynı şeyleri ortaya koyuyor!
Ee ne yapayım, o da öyle reyting yapacaksa, gazetede kalması sağlanacaksa, o da öyle üç kuruş zam alacaksa, o da meslektaşımız sebeplensin, ne yapayım!..
_Aynı röportajda Toroğlu, federasyon başkanı olmak istediğini açıkladı. Yapabilir mi?
Türkiye'de kimler federasyon başkanı oluyor!.. Turgay Demirel'in Basketbol Federasyonu Başkanı olduğu bir ülkede Erman Toroğlu zemzemle yıkanmış bir federasyon başkanı olur.
_Rıdvan Dilmen ve Colin Kazım ile ilgili medyada yer alan belgelerin sahte olduğu şeklinde haberler çıktı. Bu konularda bir otokontrol yapmak gerekmiyor mu!.. Suçlanan suçlandığı ile kalıyor.
Türkiye'de yığınla belge var, yığınla dava var ve bu yığınla belge ve davanın gerçek olduğu kabul edilip, mahkum edilen insanlar var. Biz bir türlü bir davanın sonunu beklemeyi öğrenemedik. Sahtekârın biri, sahte bir belge hazırlıyor biz, hemen adamı idam ediyoruz.
Şimdi bu belgenin nasıl düzmece olduğu ortaya çıktı. Peki Rıdvan temizlendi mi? Temizlendi mi söyleyin bana bakalım!..
Çünkü çamur attığın zaman izi kalıyor. Türkiye'de medya bu hale düşmüş.
Geçen hafta 3 tane, 5 tane Rus kızının fahişelik yaptığı bir çete ele geçmiş. Bir yığın tanıdığımız, sevdiğimiz insanın ismi dillerde. Efendim bu kadınlarla yatmışlar. Yatarlarsa yatarlar size ne!..
Bir insanın özel hayatına bu kadar girmeye, bu kadar teşhir etmeye kimin ne hakkı var!
Bunları yazan, bunları sayfalarına koyan, bunları başlığa çıkaran editörlerin, yazı işleri müdürlerinin, genel yayın müdürlerinin hayatında genel kadın olmamış mı hiç? Birisi desin bana bakalım!.. Senelerden beri bunu söylüyorum: İlk taşı günahsız olan atsın.
Rıdvan İddaa oynuyormuş, oynamayan var mı? Rıdvan'ın İddaa oynamasını eleştirecek kişinin hayatında İddaa'ya elini sürmemiş olması lazım. 'Telefon dinletiyor.' Dinletmeyen var mı?
MİLYON KİŞİ TIKLAMIŞ
İnternette Allah'ın günü özel telefon konuşmaları yayınlanıyor. Herkes giriyor, milyonlarca tık, onlar kim!.. Bilmem ne partisinin lideriyle, bayan gazetecinin özel konuşmasını internette 3 milyon kişi tıklıyor, dinleyen namuslu, Rıdvan birini dinletti o namussuz!..
Yok ya!.. Dinlemek ayıpsa sen de dinleme... 'Ayıp' diyenin o ayıbı işlememiş olması lazım.
Bütün bu kişilerin adlarını yazanlar, fahişe olayında, adlarını yazanlar, bana bir gelsinler. 'Benim hayatımda genel kadınla bir ilişkim yok' desinler.
Biri desin bakalım!.. 15 sene ben Galatasaray ile deplasman maçları için yurt dışına gittim.
Uçaktan iner inmez gazetecilerin nasıl fahişe avına düştüğünü en iyi bilenlerdenim.
Açıklayım mı isimlerini şimdi!..
Kaçar para verdiklerine gelinceye kadar!..
_Açıklayın!..
Ama bunları herkes biliyor. Bunları herkes biliyor. Sonra hiç utanmadan Türkiye'nin ünlü bir yazarı, ünlü bir şovmenini teşhir ediyorlar. 'Kadın istemiş.' İstemişse, istemiş. Eroin istememiş, kokain istememiş. Sanane!..
* G.Saray'ın yurt dışı maçlarında gazetecilerin nasıl fahişe avına düştüğünü çok iyi biliyorum. Açıklayım mı isimlerini şimdi
* Ben Yıldırım'ın böyle bir gücü olmadığını göstermek için NTV'ye geri döndüm. Özgür basın için Erman da aynı şeyi yapmalı
_
Aziz Yıldırım'ın bu konularda etkili olduğu bir şehir efsanesi olarak ortaya atıldı ve Aziz Yıldırım bunları yalanlamadı. Aziz'in işine geliyor. Çünkü Aziz genç spor yazarlarını 'Sizi patronunuza söylerim ha!..' deyip şikayet eden bir adam. Bu şikayetinin boş olmadığının kanıtı da 'Ben Erman'ı Lig TV'den, Hıncal'ı NTV'den kovduruyorsam eğer anlayın gücümü!..' mesajı...
Niye tekzip etmiyor, 'Benim alakam yok' demiyor. Sitesinde her gün, her şeyi tekzip eden ya da tetikçiler var etrafında, onlara ettiren Aziz Yıldırım, bu dedikodulara ya da bu iki şehir efsanesine niye cevap vermedi!.. "Bizim programdan ayrılmamızın altında Aziz Yıldırım'ın parmağı olduğunu fena halde duyuyorum" diyen Haşmet (Babaoğlu)...
NTV'den bana yeniden teklif geldiği zaman, düşünmedim bile 'evet' demek için... Çünkü Aziz Yıldırım'ın yarattığı bu şehir efsanesine cevap vermenin başka yolu yok. Şimdi el altından istedikleri kadar 'Hıncal'ı NTV'den ben kovdurdum' desinler ama nerede Hıncal; NTV'de. Demek ki Aziz Yıldırım kovdurmamış. 'Demek ki Aziz Yıldırım'ın böyle bir gücü yok' demeye uğraşıyorum ben.
BENİ YIPRATAMAZSIN
Çünkü Erman gerçek bir televizyon yıldızı.
Aziz Yıldırım'ın yayın grupları üzerinde insan kovduracak gücünün olmadığını kanıtlamamız lazım. Özgür bir spor basını istiyorsak. 'Hıncal Uluç'a dişini geçiren, Erman Toroğlu'na dişini geçiren Aziz Yıldırım, 20 yaşındaki genç spor yazarına kimbilir neler yapar!..' Bu çocuk Fenerbahçe yazılarında, haberlerinde özgür olabilir mi, bundan sonra!.. Evine ekmek parası götürmek zorunda olan spor yazarı özgür olabilir mi? 'Hıncal'ı kovdurduktan sonra bizim esamemiz okunmaz!..' derler ve biterler. Bizim bu hava ile mücadele etmemiz lazım.
Ama benim geri zekalı arkadaşım, sırf bana saldırmak için benim söylemediğim bir lafı söylüyor.
Böylece tereyağı sürüyor Aziz Yıldırım'a. Güya beni yıpratacak.
Arkana ordu takıp gelsen beni yıpratamazsın. Benim arkamda 53 yıl var, beni kimse yıpratamaz. Geçmiş ola!..
Okur ve seyirci Hıncal Uluç'u tanıyor, istediğinizi yazın, istediğinizi söyleyin. Bunların hiçbirine cevap bile vermiyorum. Cevap vermem ayıp, onları adam yerine koymuş olduğum ortaya çıkar çünkü. Bu yazılanlardan alındığım ortaya çıkar çünkü.
Haa.. Şimdi bu tıklamalar var ya!.. Kimi kaç kişinin okuduğu belli değil ama kaç kişinin tıkladığı belli bilgisayar çağında...
İçinde 'Hıncal Uluç' geçen yazının tıklanma oranı fazla olduğu için yazılarda sık sık 'Hıncal' geçirmeye ve böylece tıklanma sayısını artırmayı keşfeden bazı sivri akıllı arkadaşlarımız var. Özellikle onlar her fırsatta pişirip pişirip aynı şeyleri ortaya koyuyor!
Ee ne yapayım, o da öyle reyting yapacaksa, gazetede kalması sağlanacaksa, o da öyle üç kuruş zam alacaksa, o da meslektaşımız sebeplensin, ne yapayım!..
_Aynı röportajda Toroğlu, federasyon başkanı olmak istediğini açıkladı. Yapabilir mi?
Türkiye'de kimler federasyon başkanı oluyor!.. Turgay Demirel'in Basketbol Federasyonu Başkanı olduğu bir ülkede Erman Toroğlu zemzemle yıkanmış bir federasyon başkanı olur.
_Rıdvan Dilmen ve Colin Kazım ile ilgili medyada yer alan belgelerin sahte olduğu şeklinde haberler çıktı. Bu konularda bir otokontrol yapmak gerekmiyor mu!.. Suçlanan suçlandığı ile kalıyor.
Türkiye'de yığınla belge var, yığınla dava var ve bu yığınla belge ve davanın gerçek olduğu kabul edilip, mahkum edilen insanlar var. Biz bir türlü bir davanın sonunu beklemeyi öğrenemedik. Sahtekârın biri, sahte bir belge hazırlıyor biz, hemen adamı idam ediyoruz.
Şimdi bu belgenin nasıl düzmece olduğu ortaya çıktı. Peki Rıdvan temizlendi mi? Temizlendi mi söyleyin bana bakalım!..
Çünkü çamur attığın zaman izi kalıyor. Türkiye'de medya bu hale düşmüş.
Geçen hafta 3 tane, 5 tane Rus kızının fahişelik yaptığı bir çete ele geçmiş. Bir yığın tanıdığımız, sevdiğimiz insanın ismi dillerde. Efendim bu kadınlarla yatmışlar. Yatarlarsa yatarlar size ne!..
Bir insanın özel hayatına bu kadar girmeye, bu kadar teşhir etmeye kimin ne hakkı var!
Bunları yazan, bunları sayfalarına koyan, bunları başlığa çıkaran editörlerin, yazı işleri müdürlerinin, genel yayın müdürlerinin hayatında genel kadın olmamış mı hiç? Birisi desin bana bakalım!.. Senelerden beri bunu söylüyorum: İlk taşı günahsız olan atsın.
Rıdvan İddaa oynuyormuş, oynamayan var mı? Rıdvan'ın İddaa oynamasını eleştirecek kişinin hayatında İddaa'ya elini sürmemiş olması lazım. 'Telefon dinletiyor.' Dinletmeyen var mı?
MİLYON KİŞİ TIKLAMIŞ
İnternette Allah'ın günü özel telefon konuşmaları yayınlanıyor. Herkes giriyor, milyonlarca tık, onlar kim!.. Bilmem ne partisinin lideriyle, bayan gazetecinin özel konuşmasını internette 3 milyon kişi tıklıyor, dinleyen namuslu, Rıdvan birini dinletti o namussuz!..
Yok ya!.. Dinlemek ayıpsa sen de dinleme... 'Ayıp' diyenin o ayıbı işlememiş olması lazım.
Bütün bu kişilerin adlarını yazanlar, fahişe olayında, adlarını yazanlar, bana bir gelsinler. 'Benim hayatımda genel kadınla bir ilişkim yok' desinler.
Biri desin bakalım!.. 15 sene ben Galatasaray ile deplasman maçları için yurt dışına gittim.
Uçaktan iner inmez gazetecilerin nasıl fahişe avına düştüğünü en iyi bilenlerdenim.
Açıklayım mı isimlerini şimdi!..
Kaçar para verdiklerine gelinceye kadar!..
_Açıklayın!..
Ama bunları herkes biliyor. Bunları herkes biliyor. Sonra hiç utanmadan Türkiye'nin ünlü bir yazarı, ünlü bir şovmenini teşhir ediyorlar. 'Kadın istemiş.' İstemişse, istemiş. Eroin istememiş, kokain istememiş. Sanane!..