Futbolu bilmiyor
- Hıncal Uluç Yazıları
- 26 Ekim 2009, 21:27:47, Güncelleme: 15 Temmuz 2010, 16:29:40
* Daha maçın başında ofsayttan bir gol atılıyorsa bu oyunu etkiler. Alex kendini yere bıraktı
* Benim cumartesi günü yazdığım yazıyı ve Rijkaard'ın oynattığı oyunu ortaya koyalım ve tartışalım
* Ben G.Saray'ı Rijkaard'dan iyi biliyorum. Rijkaard, G.Saray'ı bilmiyor, futbolu bilmiyor
<ı>
_Galatasaray, Kadıköy'den bir kez daha eli boş döndü. 3-1 yenildi ama sizin de dediğiniz gibi '6-0 tarih olabilirdi.' Mağlubiyeti getiren faktörler nelerdi?
Fenerbahçe'de sahanın en iyilerinden olan Kazım, son vuruşları doğru dürüst yapsaydı bir tarihi hezimet daha yaşanırdı. Niye böyle oldu, kalın bir perde ile ikiye bölmek lazım.
1- Hakemler.
2- Rijkaard. Galatasaray maçı, hakemler ve kendi teknik direktörü Rijkaard'a karşı oynadı. O zaman da ortaya bu tablo çıktı. Önce hakemlerden başlayayım. Bir derbinin 12. dakikasında, daha 'maçın başı' denilebilecek bir zaman sürecinde ofsayttan bir gol atılıyorsa o gol oyunu büyük ölçüde etkiler. Efendim, 'Fenerbahçe o gole kadar zaten iyi oynuyordu, gol atacaktı.' Dünyanın bütün takımları kendi sahalarında maça iyi başlarlar, 10 dakika, 15 dakika iyi oynarlar. Galatasaray, Fenerbahçe arasındaki bütün maçlara bakın. Önemli olan bu 10-15 dakikalık süreyi golsüz geçirmektir. Bu iyi oynadığın süreç içinde gol olmuyorsa maçın sonucu başka türlü gelir. Ama iyi oynadığın süreç içinde golü ofsayt ile buluyorsan, maçın geri kalanı başka olur. Hele bir derbide maçın başında gelen bir ofsayt gol çok şey değiştirir. Sadece o bariz ofsayt ile kalmadı iş. Bünyamin Gezer'in kendisiyle de maçı beraber seyretmeye hazırım, Oğuz Sarvan ile de seyretmeye hazırım. İlk yarıda Fenerbahçelilere gösterilmesi gereken en az 6 sarı kart var. Hiçbirini göstermedi. Bu çok önemli bir yorum. Benim senelerden beri söylediğim bir inancım var. "Akıllı hakem, kurnaz hakem, çaldığı ve gösterdiği kartlarla değil, çalmadığı ve göstermediği kartlarla taraf tutar." Aktif olduğun zaman anında yorumlanırsın. Fenerbahçe maç boyu oyununu Galatasaray'ı yıldırma üzerine kurdu. Buna bir itirazım yok ama hakemin müsamahasını hisseder hissetmez o sertliği dövmeye götürdüler. Kazım, Galatasaray savunmasını darmadağın etti. Ama darmadağın ederken arka arkaya kaç tane de faul yaptı!.. Bünyamin Gezer arka arkaya, ısrarla faul yapmanın, o faulün tek başına sarı kartlık olmasa bile uyarı ve kart gerektirdiğini bilmiyor mu? Cristian daha maçın başında niyetini gösterdi ve maç boyunca da Arda'yı dövdü. Emre ilk yarıda iki sarıyla oyun dışı kalırdı. Ben bir Galatasaray-Fenerbahçe derbisinin bu kadar taraflı yorumlanarak, yönetildiğini ilk defa görüyorum. Nonda'ya hakemi aldatmaktan sarı kart, 18'in içinde eliyle topu alıp giderken yakalanan Fenerlilere bir şey yok... Nonda ile onu düşüren arasında temasın olup olmadığı tartışmalı! Peki Alex ile onu düşüren Leo Franco arasındaki pozisyonu 'tartışmaya gerek olmadığını' söyleyebilir miyiz!.. Leo Franco dokunuyor mu acaba; yoksa Alex mi kendisini atıyor?
FUTBOL DEHASI DEĞİLİM
<ı>_ Tam belli değil. Leo Franco elini uzattığı ilk andan itibaren Alex düşmeye başlıyor!..
Alex'in kendini atma hareketi yaptığı açık. Kaleci, Alex'e temas ediyor mu, etmiyor mu; üç kere yavaşlatılmış olarak izlememe rağmen emin değilim. Ama emin olduğum bir şey var; Alex kendini atıyor. O niyetle hareket ediyor. Aynen Nonda gibi kendini bırakıyor. Birisine sarı kart, diğerine penaltı. Böyle bir hakem yönetimine karşı mücadele eden futbolcunun psikolojisini düşünebiliyor musun? Hem de 9 senedir galip gelemediğin bir sahada oynuyorsun. Bir yığın baskı varken üstüne bir de hakemler böyle olunca, maçın başında da ofsayt golle geriye düşünce moral olarak o futbolcuların ne duruma geleceğini tahmin ediyorum.
3 - Gelelim Rijkaard'a... Cumartesi günkü Sabah gazetesinde, madde madde Fenerbahçe'nin Galatasaray kalesine nasıl hücum edeceğini, nasıl gol atacağını yazdım. Bu maddelerin hepsinde Galatasaray başroldeydi. 'Fenerbahçe hücum etmeyecek, gol atmayacak, Galatasaray'ı hücum ettirecek. Bu aptal yan paslar ve geri paslar yüzünden Galatasaray'ın başına iş açılacak' dedim. Penaltı pozisyonu nasıl oldu? Aynı hatayı ikinci kez yaptılar. Franco'ya aptalca geri pas verdiler, Franco sahanın ortasına vurdu, Alex'in attığı şutu da kıl payı kurtardı. Aynı yanlışı bir daha yaptılar, ikinci de penaltı oldu. "Top auta çıksın diye kıvranan Servet'in topu kaptırdığında Galatasaray'ın gol yiyeceğini" yazdım, cumartesi günkü Sabah'ta, Mehmet Topuz'un Servet'ten çaldığı topu boş kaleye vuramadı Fenerliler. Aynen benim yazdığım gibi. "Ayhan'ın ve Mustafa Sarp'ın kaptırdığı topların Fenerbahçe'ye gol kontratağı olarak geri döneceğini" söyledim. Ayhan'ın kaptırdığı toplarla atağa kalkan Fenerbahçe'nin girdiği gol pozisyonlarının haddi hesabı yok. Ofsayttan atılan gol dışında Fenerbahçe'nin attığı ve atamadığı her şey birebir benim cumartesi günü Sabah gazetesinde yayınlanan, "İşte böyle olacak" dediğim pozisyonlar sonunda oldu. Yine o yazıda "Galatasaray maçı 11 kişiyle bitiremez" dedim. Arkadaşlarım bana maçtan sonra telefon ettiler, mesajlar attılar. "Bir daha maçtan evvel senin yazını okumayacağız. Polisiye filmin katilini söyler gibi yazı yazıyorsun" dediler. Hayır; ben bir 'futbol dehası' olduğum iddiasında değilim. Ben 9 haftadır izlediğim Galatasaray'ın ne olduğunu, Rijkaard'ın ne olmadığını görüyorum ve onların sonucunu yazıyorum. Benim gördüklerimi herkes görüyordur. Ben gaipten bir takım şeyler duyarak yazmadım. Gördüklerime dayanarak madde madde yazdım.
SAVUNMA DÖKÜLDÜ
Servet'in böyle top kaptırdığını bilmeyen var mı? Ayhan'ın takım tam hücuma kalkarken orta sahada top kaptırıp, rakibe gol pozisyonu verdiğini görmeyen, bilmeyen var mı? Galatasaray'ın yan paslarının, kaleciye paslarının başa bela olacağını görmeyen, bilmeyen var mı? Rakipler bunları 'gole çeviremiyor' diye Galatasaray başarılı görünüyordu. "Ama bu Fenerbahçe" dedik. Dua etsinler ki Kazım, Kazım değildi. Şimdi gerçekler bu kadar ortadayken bunları göremiyorsa eğer Rijkaard; söylesinler bana, ne işe yarar? Maçtan evvel "Ben futbolu biliyorum" diye basın toplantısı düzenledi. Benim de cumartesi günü yazdığım yazıyı ortaya koyalım, onun oynattığı futbolu da koyalım, tartışalım bakalım; Rijkaard mı iyi biliyor, yoksa ben mi iyi biliyorum? Şimdi bunu açık açık söylüyorum: Ben Galatasaray'ı Rijkaard'dan iyi biliyorum. Rijkaard, Galatasaray'ı hiç bilmiyor.