Milli takımı bitirdi
<ı>Milli takım, Bosna Hersek'i yenemeyerek büyük bir hayal kırıklığı yaşattı. Niye bu noktaya gelindi, nerelerde yanlış yaptık!
ı>Fatih Terim, Bosna maçında Nihat'ı nasıl oyuna almadı anlayamadım! O takımın hiçbir şey yapmayacağı belli olmuşken, milli takımın oyuncu değiştirme hakkı varken, mevcut kadro ile maçı bitirdi. Nihat böyle bir maçta oyuna girmeyecekse, Nuri Şahin böyle bir maçta oyuna girmeyecekse ne zaman girecek! Takıma 'kurtarıcı' diye İsmail Köybaşı alınıyor. O Köybaşı'nı 'ilk 11'e koydu' diye Mustafa Denizli yerin dibine sokuldu, 'milli takımın kurtarıcısı' diye oyuna giriyor bir savunma oyuncusu. Gol atmamız gereken maçta Nuri Şahin ile Nihat kenarda oturuyor. O zaman 'Fatih Terim ya takım seçmeyi bilmiyor ya takım yönetmeyi bilmiyor' der insan. Fatih Terim, tribüne atılmış, kenarda oturanlar ne yapıyor? Daha o teknik kadro ilan edildiği gün dedik ki ulufe ile adam seçilmez. Bir yardımcı Galatasaraylı olsun, bir yardımcı Fenerbahçeli olsun, bir yardımcı Beşiktaşlı olsun, ümit takımın başına da bir tane Trabzonlu koyalım, onların da ağzı kapansın ama dediğim dedik Fatih Terim olsun. İşte öyle yaparsan böyle olur. Fatih Terim oyundan atıldığı andan itibaren kenarda hiç kimsenin kalmadığını gördük, dehşet içinde. Sen o sırada oyunu çözmeye uğraşan çaresiz durumdaki futbolcusun, kenardakilere bakıyorsun ve kenarda hiç kimse yok. Futbolcu oyun oynuyorsa zaten kenara bakmaz. Oyun çözülmediği zaman, oyun kilitlendiği zaman 'Hoca şimdi ne yapacak da çözecek bunu. Bizi bu sıkıntıdan nasıl kurtaracak' diye bakar. O sırada kenarda kimse yok. Fatih Terim'in kurduğu kadro bu!.. Fatih Terim'in günahı yanlış teknik kadro ile başladı. Seçtiği kadroya kendisinin dahi itimadının olmadığını gördük. Nihat ile Nuri'yi oyuncu değiştirme hakkı olduğu halde oyuna almayıp, İsmail Köybaşı ile maçı kurtarmayı düşündüğü için. O zaman o milli maçın sorumlusu kim! Sen Bosna Hersek'i yenemiyorsan bu palavra Estonya'ya, bu palavra Belçika'ya puan veriyorsan, İspanya'ya iki maçta da puan veriyorsan ne işin var zaten Dünya Kupası finallerinde, gitme!.. Bu gruptan bizim birinci çıkmamız lazımdı. Play-off'a kalarak falan değil. İspanya'nın oynadığı topu da görüyoruz. Ama daha iki maç kala biz şansımızı kaybettik.
KAZIM TÜKÜRDÜ
<ı>_ Estonya maçının yıldızları, Arda, Tuncay, Bosna karşısında sahada yoktular. Biz enerjimizi çabuk mu harcadık!.. ı>Bunları teknik direktörün bilmesi lazım ama bizim Bosna'yı Arda'sız, Tuncay'sız da yenmemiz lazım. Ancak yenmek için yenmeyi denemek lazım. İkinci yarı boyunca takımın gol atamadığı görülüyor, oyuncu değiştirme hakkın var, kenarda Nuri Şahin ve Nihat var ve oyuna sokmuyorsun. O zaman ben soruyorum: 'Hocam bunları niye çağırdın?' Takım takır takır oynar da değiştirmezsin. Takım oynamıyor. Tuncay yok, Arda yok. Semih geziyor resmen.
<ı>_Hakemin yönetimiyle ilgili neler söyleyeceksiniz?
Maçtan sonra Terim, hakeme yüklendi. ı>Bizim hakemlere dümdüz gidiyorsun, elle, ayakla, tekmeyle, tükürükle gidiyorsun. Bursa maçında Kazım tükürdü. Hakemin aleyhine verdiği karardan sonra tükürdü. Sorarsan, 'Yere tükürdüm' diyecek. Yok ya!.. Sen benim aleyhime karar veriyorsun, ben senin yüzüne bakarak tükürüyorum yere. Kime tükürülmüş olur o zaman! Belli her şey. Ama biz de bunlar cezasız kaldığı için adam zannediyor ki Avrupa'da da yaparım. Ben o stadyumda yoktum, spikerden dinliyorum, maçın başından itibaren, dördüncü hakem Fatih Terim ile uğraşıyor. Spiker 'Dördüncü hakem Fatih Terim'in yanında" dedi sürekli. Eeee!..
<ı>_Terim ve milli takım oyuncuları sahada agresif bir görüntü çiziyorlar. İsviçre maçı örneği de var. Atmosferi, gerilimi yüksek maçları niye kaldıramıyoruz?
ı>Açık ve seçik; şu milli takımdaki Fatih Terim ile Galatasaray'ı ve ardından dolayısıyla milli takımı 2000 ve 2002'de zafere sürükleyen Fatih Terim arasında dağlar kadar fark var. O Fatih Terim kendine güveniyordu, bu Fatih Terim kendine güvenmiyor. Benim gördüğüm o... Bu yüzden de Fatih Terim yarattığı olaylarla kendine güvensizliği örtmeye uğraşıyor. Kendine güvenen adam kenarda dimdik durur, sakin durur. Takım da hocasının ne kadar sakin, ne kadar rahat olduğunu görür, endişelenmez, paniklemez. Daha maçın 20. dakikasında, teknik direktörünün paniklediğini, oyundan atıldığını görüp strese girerse oyuncu, o takımdan hayır gelir mi? Milli takımı Fatih Terim bitirdi.
<ı>_Fenerbahçe, Bursa'yı tek golle geçerken, maçtan akıllarda kalan futbolcuların hakeme karşı takındıkları sert tavırlardı. Soğukkanlılığı ile bilinen Alex bile oldukça saldırgan ve sinirliydi. Sarılacivertli oyuncuların bu kadar gergin olmasını neye bağlıyorsunuz?
ı>Çünkü hakemlerin kendilerine bir şey yapmayacağını biliyorlar. Ben başka türlü yorumlayamıyorum. Aziz Yıldırım '3 şampiyonluk sözünü nasıl verdi?' düşünüyorum şimdi!.. Bu sorunun cevabını Mahmut Özgener federasyonu vermeli. Geçen hafta Manisa'yı, bu hafta Bursa'yı resmen hakemler mağlup etti, Fenerbahçe değil.
ÇOBAN ADAM SEÇTİ
Tekrar söylüyorum; Manisaspor korkak hocası yüzünden mağlubiyeti hak etti, Bursaspor gördüğüm en kötü futbolunu oynadı, katiyen kazanmaya layık değildi ama Bursaspor 'kazanmaya layık oynamıyor' diye Manisaspor'un hocası 'korkak' diye Fenerbahçe lehine hakemler bu kadar net, bu kadar açık hatalar yapamazlar. Fenerbahçe 8 kişi kalsaydı, Bursa'nın ölüsü yenerdi Fenerbahçe'yi... Kötüsü değil, ölüsü yenerdi. Ama hakem bakıyor bakıyor; 'Bülent senin kartın yok. Al sana kart', 'Ahmet senin kartın yok al sana kart' deyip seçerek kart gösteriyor! Tesadüfe bak bütün bu kart zenginliği içinde iki kart gören yok. Ne tesadüf ama!.. Deniz Çoban'ın sarı kart çıkarması beraat kararı futbolculara. 'Hadi sana sarı kart çıkardım. Sen şu andan itibaren rakibin istersen ayağını kır, beni itele, kakala, yerden yere vur. Hiç önemli değil.' Böyle hakemlik olmaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.