Yakışmıyor

Acı ama gerçek. Daum'u değerlendirirken, "Kokain öncesi ve kokain sonrası" şeklinde değerlendirmek gerekiyor galiba. Her iki dönemini de biliyoruz zaten. İlkinde ne kadar umut vadediyor, hamlelerini yerinde yapıyor ve sahaya müdahalesinde isabet kaydediyorduysa, ikincisinde tam tersi bir görüntü verdi. Demek ki, o illetin ruhunda, bedeninde yarattığı tahribat baskın çıktı. Üzücü, elbette. Ancak asıl üzücü olan, üst üste 3 yıl şampiyonluk vaadinde bulunanların, bu vaatlerini Daum'un ikinci dönemdeki haliyle gerçekleştirebileceğine inanmasıdır. Türkiye'deki kulüpleri kıskandıran adımlar atıyorsunuz. Kaynak yaratmakta, taşınmaz edinmekte, yıldız transferinde ve amatör branşların tamamında inanılmayacak başarıların altına imza atıyorsunuz, ama bir kulübün başarısı için futboldaki başarının mihenk taşı sayıldığı ülkemizde, genellikle hesapsız, kitapsız hatta basiretsiz davranacaksınız.
Gereksiz stres yarattı
Garip, çok garip gerçekten de. Şüphesiz garipten öte olan durum ise şu anda yaşananlardır. Koca Fenerbahçe ile Daum, günlerdir elense çekiyorlar birbirlerine. Alman teknik direktörün tek derdi para anlaşılan. Yadırganacak bir şey de yok. Çünkü Köln'le yaptığı uzun vadeli planlarını geçen sezonun başlamasından önce yarıda kesip ikinci kez Fenerbahçe'ye gelmesinin nedeni de paraydı. Aziz Yıldırım ve yönetiminin tavrı hem doğal hem de şık değil. Ligi ikinci bitirmiş bir takımın hocasını "Başarısız" damgasıyla göndermek istiyorsunuz. O zaman da gereken bedeli (hem de kulübün kasasından 1 kuruş çıkmadan) ödeyecek, sonra da medeni bir şekilde yolcu edeceksiniz. Dünya markası olmanın, dünya futbol kamuoyunda Fenerbahçe adını saygın hale getirmenin yolu budur çünkü. Kaldı ki, hiç gereği yokken "3 yıl üst üste şampiyonluk" iddiası olmasa, sezonu şampiyon olarak bitirecekti büyük olasılıkla Fenerbahçe. Zira bu vaatle hem Daumve öğrencileri gereksiz ve zamansız bir stres altına girdiler hem de geri kalan takımların, hocaların, başkanların tümü bilendiler yok sayılmanın böylesi karşısında.