Çizgi roman!
- Hakkı Yalçın Yazıları
- 25 Ekim 2022, 21:23:04, Güncelleme: 26 Ekim 2022, 06:50:13
Çocukluğumuzda okuduğumuz çizgi romanlarda "devamı gelecek sayıda" konulu maceralar heyecanla beklenirdi. Hayallerin ve yaratıcılığın büyüsüydü bu! Bazı maceraların nasıl biteceğini tahmin ederdik de bazen çizgi romandaki karelerin cevapları kendi içinde dururdu. O yüzden şimdiden söylüyorum; Fenerbahçe takım oyunuyla ve sahadaki duruşuyla ilk yarının farklı lideridir.
Teknik adamlar sezgiye de açık olmalı bilgiye de. Jesus'un oyunu okuma oranı da yüksek sonucu değiştirme eylemleri de. Jesus, Başakşehir'in oyunu rölantiye alma planına karşı takımını "dikey pozisyona" sokacak hızlı adamları oyuna sürdü, hamlesinin de altını imzaladı. Çizgi roman tekniklerinde bazı kahramanlar maceranın son anlarında ortaya çıkar ya Rossi'nin attığı harika gol bu teknik düşünceye saygının posteridir. H H H
Futbolcuyu özel yapan yetenek ve emek kadar sahadaki duruşudur. Biz buna efendilik disiplini deriz. Crespo onca darbeye ve faule karşılık ne hakemin yanına gider ne rakibine alay eden bakışlar atar. İliklerine kadar mücadele ve zarafet. Aynı şekilde Ferdi Kadıoğlu. Düşer kalkar ama bir kere bile sahte faule yataklık etmez ve gıkı çıkmaz. O yüzden böyle futbolcuları özellikle işaret etmeliyiz. Ancak o zaman tribünlere artistik puan dağıtmakla efendilik arasındaki "duruş farkını" gösterebiliriz.
Galatasaray gecesi harika başladığı maçı trajik bir sonuçla bitirdi. Ama böyle bir sonuçta hakemin katlini de inkar edemeyiz. Bu sezon hakemlerin Galatasaray cinayetleri açık ara önde! Kırmızı kartlar sudan ucuzdu. Eleştirildikçe daha iyisini yapmakla yükümlü olan hakemlerin cinayet mahallinde gezinmeleri insanlık ayıbıdır. Düdüğün kiri insanın alnının akını lekeler, vicdanı olanlar da böylelerini silkeler! Meselenin diğer tarafına bakarsak, parçalar bütünü etkiler ama bu kadar değil. Sahada kaç kişi kalırsa kalsın böylesine mahkum oynamak Galatasaray'ın tabiatına aykırıdır. H H H
Hatayspor karşısındaki Beşiktaş, bütün sırları deşifre olmuş sıradan bir takımdı ve yenilmeyi hak etti. Rakip alana yüksek toplardan başka üretim yoksa bir takım böyle tüketilir. Kendisine verilen kredinin son taksitini de ödeyemeyen Valerien İsmael'in bileti kesilirse hiç şaşırmam. Sezon başından beri sınıfta kalan birinin, o takımın başında kalmasının da bir anlamı yok çünkü.
Hakemler kadar futbolcular da etiketlenmeli, çünkü fena halde futbolcu kirliliği de yaşıyoruz. VAR incelemesi beklenirken hakemin etrafında sokak çeteleri gibi toplananlar bizde. Topu kaptırınca sahte faule balıklama atlayanlar, rakibin eli boynuna değince kafasına balyoz yemiş gibi kendini yere atanlar bizde. Faul yaptığı rakibini bakışıyla aşağılayan züppeler de bizde. Sahalarda efendi olanları parmakla sayacağız, çirkinliğin çekirdeğini oluşturan futbolcuların yadırganmadığı bir ülkede eski güzelliklere de sadece özlem duyacağız.
Oysa okuduğumuz çizgi romanlarda kötü adamların mutlaka bir sonu olurdu. Ama insani değerleri yok sayan teknoloji dünyasında, edepsizliğe karşı durmanın nostaljisi bile kalmadı. Elimizde ne kaldıysa onlarla idare edeceğimizi mi söyleyeceğiz çocuklara?