Simge
Fenerbahçe'ye Konyaspor maçını taraftar kazandırdı.
Hem tribünlerden destek verdiler hem de ilk yarının sonunda "Arda Güler" sesleriyle İsmail Kartal'ı teknik direktörlüğe davet ettiler.
Çünkü ilk yarıda takımın eksik oynadığını tribünler gördü, maçı da ikinci yarıdaki değişiklikler döndürdü.
Sahada muhteşem bir Kim Min-Jae vardı, onun yanına Crespo'yu ilave edebilirim ama forması terlememiş iki kişi daha vardı. Biri İrfan Can Kahveci diğeri Mesut Özil. İrfan Can berberlik golü öncesindeki frikiğin dışında oyunda hiç yok. Onun için futbol iki basamaklı merdiven, oysa Crespo 20 basamaklı merdiveni kim bilir kaç kez indi çıktı.
H H H
Gelelim Mesut Özil'e. İyi bir Mesut Özil dünyanın her takımında oynar ama Fenerbahçe'de izlediğimiz Mesut Özil hiçbir takımda oynayamaz.
Hiçbir riske girmeyen, sorumluluk almayan ve metrekare hesabı oynayan Mesut Özil'in oynatılması için baskı yapıldığına hiç şüphem yok.
Böyle bir Mesut'u oynatmakla hem adına yazık ediliyor hem o formayı hak edenlere.
H H H
Arda Güler, Fenerbahçe'de bu sezonun simgesi oldu. Bu delikanlı Norveç'ten geldiği varsayılan "yönetim istifa" seslerini susturdu tribünleri bütünleştirdi. Ali Koç'a yeni sezon için kredi verilmesini bile sağladı.
O yüzden 6 maçtır taraftar destekli sarı lacivert bir tren geçiyor sahanın ortasından. Daha önce yazmışım; "sarı ile lacivertin korkuyla renklendiği görülmüş değilse bu takımı yönetenler biraz da gençlere eğilse hiç fena olmaz." Sonra da asıl gerçeği işaret etmişim. "O yüzden gençlere güvenin, kürkçü dükkanının önünde dolanıp duran tilkilere değil!" Ama cesaretin arkası sağlam değil.
H H H
Trabzonspor, Rize'de 3 penaltıyla mağlup oldu. Maçtan sonra Abdullah Avcı'nın konuşmalarına baktım. Kalbini gözlerine koymuş bir adamın güzelliğiyle baktı kameraya.
Önce Rizespor'un misafirperverliğine teşekkür etti, adından rakibini tebrik etti ama hakemle ilgili tek söz etmedi. Yıllardır bunu işaret ediyoruz, adamlık zarafetini, yenilmenin asaletini.
Ne acıdır ki bunları her insanda göremiyoruz, o yüzden Trabzonspor'u "sezonun efendisi" ilan ederken kimseye haksızlık etmiyor, güzel insanları da boşuna alkışlamıyoruz. Not: Güzel insanlar betonların içinden başını uzatan çiçeklere benzer, her pozisyonda hakemlere dil uzatanlara değil!
H H H
Umulmadık zamanlarda birileri kulağımıza şarkılar fısıldar bazen.
Barış Manço'dan 'Kol Düğmeleri'dir, Cem Karaca'dan 'Tamirci Çırağı.' Gençliğimizdir o şarkılar, bir sokak lambasının altında kar tanelerinde ağaran saçlarımız, 'Resimdeki Gözyaşları'mız.
Bazı şarkılar ne kadar yaşlansa da değerinden kaybetmez. Çünkü o şarkılarda zarafet vardır, emek vardır, her şeyden önemlisi çocuklarla konuşurken onların göz hizasına eğilmek vardır.
O yüzden bizler ekranlardaki hokkabazları izleyip "vakit öldürmek" gibi bir cinayete karışmaktansa çocuklarla mazi konulu sohbet ediyoruz. Kötülerle dolu bir dünyada eski güzelliklerden bahsederken, Abdullah Avcı'yla birlikte Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu'nu da işaret ediyoruz.
Başkanlık
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.