Senarist!
Fenerbahçe, Gaziantep karşısında 3 puandan fazlasını kaybederken, yeni bir intihara imza attı.
Trabzonspor'un yenildiği bir haftada takımın gardının düşmesi şaşırtıcı ama bilinen bir gerçek var; Fenerbahçe futbolun kötü tarafını temsil ediyor.
Çünkü takımın başındaki adamın tercihleri de sahadaki adamların varlıkları da bas bas bağırıyor; "bizler taraftarın beklentisini karşılayacak güçte değiliz." Maçtan sonra "hatalarımızı görmemiz lazım" diyen bir teknik adama sormak gerek; "aynaya bakınca kendinizi görüyor musunuz?" "Acaba" diyorum, "Pereira, kendisini kovdurmak için yarattığı senaryoları, maçı kazanmak üzerine kafa yormaktan daha değerli mi buluyor?"
***
Emre Belözoğlu'nun geçen sezon göreve geldiğinde yaptığı ilk iş Gustavo'yu kenara almaktı.Sonrasında maçları arka arkaya kazanan bir Fenerbahçe gerçeği oluştu.
Bu sezon da Gustavo'nun yokluğunda Fenerbahçe orta alanının bindirme hızı ikiye katlamıştı.
Geldiğinden beri metrekare hesabı oynayan Gustavo'nun adam eksilten yanını bu sezon da pek göremedik ama Antep'te yenilen ve ilk 2 golün odak noktasının Gustavo olduğunu hepimiz gördük.
Gustavo gibilerinin Fenerbahçe'den aldıklarını geri verebilmek için ya Sosa'yı takımda görmek gerekir ya da birkaç tane daha Mesut Özil.
Mesut'un maç boyu ayakta kalabilmesi için yanına hamarat karıncaların gerektiğini de inkar etmeyelim.
***
Savunmanın hali de içler acısıydı.
Daha ligin ilk yarısı bitmeden menajerleri tarafından transfer masalları üretilen Kim Min-Jae ve Szalai takımlarına ilk kez bu kadar "ağırlık" yaptılar ve bunun bedeli 5 golle de ödenebilirdi.
Mesut Özil'in attığı golün başlangıcından son vuruşuna kadar defalarca izletilmesi gerekir.
Özellikle de golcü diye sırtı sıvazlanan "naylon santrforlara!"
***
Trabzonspor'un Antalya'da iyi oynamadığı gerçeğinin altını çizerken, bunca zamandır yazılan tarihi bir maçla silmek kimsenin haddine değil.
Antalya yenilgisini "sadece bir maç kaybedildi" diye yorumlamak da mümkün, "futbolcuların üzerindeki baskı gitti" şeklinde de.
Ayrıca bu yenilgiyi telafi eden rakipler varken üzerinde durmaya da değmez.
Bence gecenin en güzel görüntülerinden biri maçtan sonra Abdullah Avcı'nın Nuri Şahin'e "candan sarılıp" rakibini tebrik etmesi, ardından da ertesi günü Nuri Şahin'in Abdullah Avcı'ya verdiği zarif cevaptır.Bunlar olması gereken davranışlar ama her teknik adamda böyle zarafeti göremediğimiz için asaletin kök salması adına güzel insanları işaret etmek boynumuzun borcudur.
***
Emre Belözoğlu'ndan sonra başka bir kimliğe bürünen Başakşehir'i de üst katlardaki hesaba katalım.
Dokusunda şampiyonluk olan bir takımı küme düşme potasından alıp, üst katlara taşımak her teknik adamın harcı değilse, Emre Belözoğlu'nun imzasının "animasyon" olmadığını da hatırlatırken, referansını futbol zekasından alan birine de alkışlarımızı gönderelim.
Konyaspor'un hocası İlhan Palut'la Hatayspor hocası Ömer Erdoğan'ı da "tırnak içine" alalım.
Mümkünse böyle insanları çoğaltalım.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.