İsyan!
Futbol ve Pereira. Görüyoruz ki ikisinden biri Fenerbahçe için gereksiz ama hala tercih Pereira'dan yana.
Teselliyi yarım kalmış hikayelerde arayan Pereira gibilerini gerçeklerde bulamazsınız.
Böyleleri yarattıkları girdabı seyreder, saha kenarında elinde kağıt kalemle hikaye yazdığını zanneder.
Ama tribünler stat boşaldıktan sonra bile haykırmaktadır "yönetim istifa!" Hayallerin tahtına oturmakla gerçeklerin inşaatına başlamak arasında harcanmış 3 sezon dururken isyanların hedefi başkandır yöneticilerdir.
Yanlışlarını doğrulamaktan gerçeklere fırsat bulamayanlar bu haykırışlara söyleyecek söz bulamaz.
H H H
Ali Koç'un başkan seçildiği günkü taraftar duygusuyla şimdiki taraftarın duygusu arasındaki "güven kaybı" ortadayken, hikaye kitaplarını kenara atıp maziye tur atarım.
Duvarda bir yazım durur.
"Fenerbahçe'yi söğüşleyen Comolli'yi sorgulamayan ve Comolli ile Fenerbahçe Kulübü arasındaki "sinsi alışverişin" hesabını sormayan hiçbir Fenerbahçe taraftarının yarın isyan etmeye hakkı yoktur." Bugünlere o günlerde atılan temellerle gelinmiştir. O yüzden "Comolli, Fenerbahçe'nin içine sokulmuş bir ajandı" cümlesinde kimseye haksızlık etmediğimi bilirim.
Not: Zamanında okunmayan mektuplar; içinde büyük günahlar saklar.
Taraftarın her türlü desteğini işaret ederken yazdığım "Titanic gemisi batana kadar orkestra çalmıştı" sözüm başka bir duvardadır.
Dip not: O orkestra şampiyonluktan bile önemli değerleri korumak için kurulmuştur.
H H H
Futbolun gerçeklerine ayna tutulduğu zaman ıslanmış formaları ve takım içindeki sadakatin Trabzon'daki karşılığını görürüz.
Trabzonspor ligde arayı açarken, Abdullah Avcı teknik adamların bir takımı nasıl şekillendirebileceğinin kanıtıdır.
Elinde derviş asası yok ama pusulası var. Elinde harika bir kadro yok ama insan sevgisi var.
Futbolcuların kapasitesini zorlamasının da bu sevgiyle yakın ilişkisi var.
Beşiktaş karşısındaki Trabzonspor'un galibiyeti maçtan önce kurgulanmış bir eylemdir.
O yüzden Trabzonspor'un yenilmezliğini alışkanlığa dönüştürmesi de böylesine zorlu bir maçta galibiyeti avucunun içine alması da tesadüfi değildir.
H H H
Büyük futbolcular kendilerini gerektiği biçimde tanımlar.
Trabzonspor'un attığı iki golde de odak noktası Hamşik. Sade bir duruşla ve özel dokunuşlarla galibiyetin ipek yoluna ayak koyan adam. Rakip için çarmıh çivisi!
Ama Hamşik'in yeteneklerine sekte vurmayacak kadar dinç kalmasına yardımcı olan emekçilerin hakkını da yemeyelim. O yüzden futbolcunun etiketlisi değil, maç bitene kadar mücadeleyi terk etmeyeni makbul.
H H H
Başakşehir'deki sihirli yolculuğu Emre Belözoğlu'nun nasıl bir teknik adam olacağının fragmanları gibi.
Futbolda zeka çok şeydir, hele o zeka tecrübeyle birleşirse Emre'nin gelecekte parmakla gösterilmesi ihtimal dahilindedir.
Konyaspor'un teknik direktörü İlhan Palut'un da hak ettiği alkışları kendisine gönderelim.
Yeter artık! Teknik direktörlükte yüzler de değişmeli sözler de.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.