Fakir gencin romanı
Uzun zamandır hiçbir şampiyonluğa bu kadar saygı duymadım.
Türkiye'de şampiyonluğun tanımını değiştiren, kürek çeken forsalarıyla transfer borsalarını yerle bir eden emekçi duruşuyla alkışlar Sergen Yalçın'a.
Sergen'in elinde sadece kısıtlı bir kadro vardı da yeri geldi sahaya çıkaracak futbolcu bulamadı. İnceldiği yerden kopmadı, futbolcularını ayakta tutmak için her şeyi yaptı.
Yabancı bir futbolcu kaybettiği maçta ağlıyorsa o takımın ruhu vardır.
Ve bütün organlarını şampiyonluğa bağışlamış bir avuç askeriyle Sergen Yalçın muhteşem bir zafer kazandı.
H H H
Bu şampiyonluk paraya karşı emektir, teşvik edilen rakiplere karşı alın teriyle direnmektir.
Bu şampiyonluk başrolünde Sergen Yalçın'ın oynadığı "fakir gencin romanı" filmidir.
O yüzden bu zaferi herkes alkışladı, çakıl taşlarından gökteki yıldızlara kadar.
Çünkü Beşiktaş'tan başkasının şampiyon olması haksızlık olurdu.
Şimdi yeni zaman efsanesi olarak Sergen Yalçın'ın fotoğrafı siyah beyaz çerçeveyle duvarlara asılmalı.
Altın çerçeveyi boş verin, alın terine bulaşmış siyah beyaz renklerin yanında altın nedir ki!
Not: Bükemediği bileği öpmeyi bile öğrenemeyenler ülkesinde insanlardan umudumu kesmemeyi Sergen Yalçın, Abdullah Avcı, Şenol Güneş ve Ünal Karaman gibi iyi insanlardan öğrendim.
H H H
Gelelim Fenerbahçe'ye. Sadece para ve teknik adam harcamakla başarılı olacağını zannedenler bu sezondan da dersini almamıştır emin olun.
3 yılda 54 futbolcu transfer edilmiş ne gam, nasılsa para çok, rant için ortam da müsait.
Aldıklarının hakkını vermeyi reddeden transfer asalaklarının önü kesilmez.
Şampiyon olacakları bir maçta formasını bile ıslatmayan adamların bu takımla ilişkileri de kesilmez, çünkü Fenerbahçe içindeki yapılanma takımı içten çökertmeye yönelik.
Sezon başından nakit duygularla vakit geçiren ve bir kez bile adam gibi futbol oynamayan futbolculara sorun, "bu sezon sizin için en iyi oyun neydi?" Cevap; "oyun içinde oyun!" H H H
3 yılda hiçbir teknik adam sezonu tamamlayamamış niye acaba?
Gidenler hatalı da onları göreve getirenlerin hataları nerede?
Her şeyin sorumlusu Ali Koç.
3 sezondur yanlışlarını yenilediği için, takımdaki "organize işlere" izin verdiği için ve para harcamayı yürekli düşüncelere tercih ettiği için.
Her şeyden önemlisi Aziz Yıldırım'ın hapis yatarak verdiği onurlu mücadeleye saygı göstermeyip aydınlık Fenerbahçe'yi karanlık bir yolculuğa sürüklediği için.
H H H
İki yıl önce bilinçli şekilde kurduğum bir cümleyi yeniliyorum.
"Fenerbahçe suç ortaklığıyla gurur duyulan bir şirket değildir." O zamanlar Comolli'yi kastetmiştim, şimdi Fenerbahçe'ye egemen olan güçleri işaret ediyorum. Ve tabii bunlara izin veren Ali Koç'u.
2 sezon önce ne demişti Ali Koç;
"gelecek sezon son 50 yılın takımını kuracağız." Ben ne demişim; "saatinizi korkaklığa kurmayın yeter başkan!" Ne demişti Ali Koç; "bu takımda oynamak başkalık ister!" Ben ne demişim; "bu kulüpte görev almak ciddiyet ister!" Geçen 3 yıl içinde sadece yanlışlar doğrulandı değerler paralandı.
Bizler eleştirilerimizi kaçan şampiyonluktan ziyade geleceğe olduğu kadar geçmişe de borçlananları işaret etmek adına yapıyoruz.
Unutulmasın ki kazanılmış değerleri kaybetmek borçların en ağırıdır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.