Üçlü!
Süper Lig 12 Haziran'da başlıyor. Bu başlangıç ülkemizde virüse karşı verdiğimiz mücadelenin karşılığı. Ama virüsten önce çekilen resimlerle, virüsten sonra yansıyacak olan gerçekler arasında nerede olacağız acaba? Kulüpler maddi sorunların zirvesindeyken futbolu neler bekliyor? Yine birbirlerini yiyenleri izlemek istemiyoruz. Önce hayat diyoruz! Şampiyonluk tablosu eskisinden pahalı hale gelse de "önden siz buyurun" zarafetini görmek istiyoruz. Maçlar sahada kazanılsın haklar gasp edilmesin! Herkes hakkı olanın peşine düşsün "daha yok mu?" demesin!
***
Kalan mücadeleyi 8 maçlık mini bir turnuva sayıp bu ligden mezun olmalıyız. Yöneticiler teknik direktörler 60 gündür futbola sürgün yaşayan futbolcuların psikolojileriyle ilgili mızıkçılık dilekçeleri vermesin. Hepimiz derin bir boşluktayız ve bu ülkede hiç kimse futbolcuların yaşam şartlarına sahip değil. Puan cetveline, hakemlere etki ve tepki yasaları devreye girmesin. Haksızlık stokları birikmiştir diye eyyamcı hakemler virüsten önce izlediğimiz kirli filmlerin yeni versiyonlarına yönelmesin. Sistemin yanlı idaresiyle değil sahadaki futbolcuların iradesiyle asildir şampiyonluk.***
Maçlarda seyirci olmayacak ama boşları dolduran da olmasın. Adam duruşu olsun! Bizler bu ülkede Kangal köpeklerinin önüne kuzu yavrularını atıp manzarayı büyük bir keyifle seyreden futbolcuları yazdık da kulüplerinden çıt çıkmamıştı. Buna karşılık iyiliğin sessiz film karelerinde kimlerin başrolde olduğunu da gördük. O asil futbolcular virüs günlerinde gerektiğinde birleştiler, korkuların ve ihtiyaçların kapılarına eriştiler. Biz güzeli de gördük çirkini de! Yıllardır hır çıkarmaya bağışıklık kazananlar, vicdani duruşlarını sürsün piyasaya. Bu yaz mevsiminde de sportmenlik yelpazesi moda olsun. Ne olur yani?
***
8 maçlık mücadelede ortalığı karıştırmanın ve yeni düşman modelleri üretmenin de alemi yok. Bu zorlu mevsim yeni güzelliklere ilham versin. Üslubun basitliği matah bir şey değil, yorumcular diline hakim olsun vicdanlarına yargıç! Başkanlar ile teknik adamlar nasıl bir zaman tünelinden geçtiğimizin farkına varsın. Evlerin önündeki çöpler 100 yıllık komşuların kapısına doğru süpürülmesin. Kimse mağduru oynamasın herkes aynaya baksın. Kulüplerin maddi kayıpları çok olabilir ama hayatın hiçbir anında para, insan canının ününe geçemez. Yeniden zengin olmaya karar veren meseleye gönlünden başlasın!***
Vicdan evrim geçirmez! İçimize kapandığımız bu zamanlarda hayatın derinliğini sorguladığımızı düşünüyorum. İnsani değerlerin her türlü sonuçların üzerinde tutulacağını. Eğer futbolun anlamından sapıp kavgalara bıraktığımız yerden başlarsak, iki maç sonra savaş boyaları karaborsaya düşer ve onlar seyircisiz tribünlerde virüse bile üçlü çektirirler. Onlar mı kim? Ben sen o, biz siz onlar.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.