Hakkı Yalçın

Hakkı Yalçın

24 Nisan 2020 | Cuma

Bugünlerde

Harcamaya kıyamadığımız çocukluğumuzun efsanesiydi futbol. Paranın çok olmadığı insanlığın yok olmadığı zamanlarda hafta sonlarında iki maç üst üste oynardı takımlarımız. Ayaklarındaki ayakkabı sahanın çamurunu alırdı da hiçbir futbolcunun sızlandığını duymazdık. Şimdi seyircisiz maçların para kaybını hesaplayan başkanlar var. Şimdi ligler başlarsa takımlar nasıl hazırlanacakmış! Çivilerin ayaklara battığı Dinyakos ayakkabıları arıyoruz bugünlerde!

***

Her çocuk rakip takımı tutan arkadaşında kendini bulurdu. Sevdalarda taşların altına konurdu mektuplar. İçi içine sığmayan delikanlılar çay bahçelerinde beklerdi sevdiklerini. Ütülü mendilleri ceplerinde taşıdıklarını anlatsam şimdiki kağıt mendillerin yanında komik bulurlar, bulsunlar! İnsanlar çeşme başında eğilirdi avuç içleriyle su içmek için, üç kuruşluk çıkar için değil. Ne kadar yaşlansa da değerinden bir şey kaybetmezdi şarkılar. Yürekler iki dirhem bir çekirdek. Metin Oktay'ın rakiplerine gösterdiği zarafeti arıyoruz bugünlerde.

***

Büyükler yaşı büyük olduğu için değil küçükleri sevdikleri için büyüktü. Evine ekmek götüremeyen babalar vardı da hepsinin başları önüne eğik. Bakkallar "paran olunca ödersin" derdi. İnsanlar hal hatır sormaya meraklıydı dedikoduya değil. Mutfak pencerelerinden türküler söylerdi anneler. Kasap dükkanlarının boncuklu iplerden kapıları vardı da üç günde bir zam yapmazlardı et fiyatlarına. Ortalık çiçek kokardı, evlerde alçıdan biblolar limon kolonyaları. Yemeklerin kokusu bile bölüşülürdü kimse ayrı gayri bilmezdi. Her takımın kadrosunu biriktirir her futbolcuyu severdik abimiz gibi. Lefter Küçükandonyadis'in Adalar'dan süzülen asaletini arıyoruz bugünlerde.

***

Dizlerimizin yarası çocukluğumuzun on dakika arasıydı. Yere uzanırdı birimiz diğeri yarayı üflerdi acıyı bile bölüşürdük. Gönül verdiğimiz takım da kaybederdi, hep kazanmak diye bir şey yok. En fazla kar yağardı yüreğimize üşürdük. Bir elma düşerdi bahçeye bütün çocukların başına düşerdi, cennete merdiven uzanırdı denizden. Her çocuğun içinde başka bir çocuğa yer vardı da kalleşliğe yer kalmazdı o yüzden. Baharın kokusu içine çekilirdi, uçurtmalar özgürlüğün simgesi. Sosyal terbiyenin en değerli olduğu yıllar çocukların melekleriydi futbolcular. Hakkı Yeten'in baba şefkatini arıyoruz bugünlerde.

***

Futbol denince akan sular dururdu. Martısını beklerdi denizler içleri balık doluydu. Toklar açın halinden anlar kimsenin gururunu incitmeden yapardı yardımlarını. İnsanlar yalana yabancı içtenlikle arkadaş. Delikanlıların alnında ter gömlekleri güneş lekeli. Geceleri hepimizin başını döndürürdü gökyüzü; "önüm arkam sağım solum sobe." Saklambaç oynarken kaybolan arkadaşlarımızı arıyoruz bugünlerde.

***

Şimdiki zamanın derin bir hüznü var! O hüznü yarınlara saklıyoruz bugünlerde!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor