Taş hikayesi

Ne yazılır ki böyle zamanda, insanlara umut vermekten ya da fantastik hayalleri hayatın gerçekleriyle buluşturmaktan başka.
O yüzden böyle bir zaman diliminde bir taş hikayesi yazmak uygun geldi bana.
Yaşamayı çekilir kılan hayaller değil mi?
Sinema afişlerinde takılı kalmış çocukluğumuz o hayalleri hiç yitirmedi zaten.
Yıllar önce bir taşla muhabbetim olmuştu da "seni en çok ne mutlu eder?" diye sormuştum.
"Hani beni denizlerde kaydırıyorsunuz ya kendimi o zaman kuşlar gibi hissediyorum" diye cevaplamıştı.
H H H
Tabiatın en sadık askeridir taş.
Futbolun temeli taştan yapılan kalelerle atılmıştır.
Ki, o taştan kalelerin olduğu yıllarda dünya bu kadar kirlenmemişti.
Elbette herkes takım tutardı ama yaralarımız da sargı tutardı.
Taş çeşmelerden kana kana içtiğimiz su akardı.
Havada 3 saat asılı kalan kansız virüsler yoktu.
Taş yerinde ağırdı, bir taşla iki kuş vurulması da taşlara yüklenmiş masum bir suçtan başka bir şey değildi.
O taş ki, gerektiğinde yastık bile olmuştur insanlara.
Her taş kendisine yaslanmış bir insanın gölgesini bırakır geride.
H H H
Taşlar bazen camlara yakışır.
Bütün dünyaya mesaj niyetine, üzerine sarılmış bir kağıt kağıdın içinde bir notla birlikte.
Şangırr! "Bu virüs görevini yerine getiren Amerikalı da ya Çinli bir ajandır.
İmza; "insanlık." H H H
Yıldızlar da gökyüzüne gönderilmiş taşlardır.
Onlar virüsü üreten karanlık adamları taşlamaktan asla vazgeçmezler.
O taşlar bizlere o kadar sadıktır ki ölümüzü de bekler dirimizi de.
Taşları insanlarla örtemezsiniz komik olur.
Ama insanları taşlarla örtebilirsiniz mezar olur anıt olur.
Taşın heybetine de kanıt olur.
H H H
Taş ve kum.
Ekmek ve buğday.
Ekmeğini taştan çıkarmak sözcüğünün "temel taşı" budur.
"Taş kalpli" benzetmesi insanların zulmüne yöneliktir ama "taşı" aradan çıkarmak lazım, çünkü taşı yontmak kolaydır da bazı insanları asla.
H H H
Taşlar durdukları yerde bile uyarı mektupları gönderir.
"Büyük kaleleri bile bizlerden yapabilirsiniz" derler.
"Eğilip bizleri toplayacak elleriniz" mevcutsa ve o kaleyi yapacak imece ruhuna sahipseniz." H H H
Taşlar en çok suyun içinde suskun dururlar ama bakmayın öyle durduklarına, kumlarını bile yedirmezler denizlere.
O yüzden denizler aldıklarını geri vermeyi taşlardan öğrenmiştir.
Her taş ağırbaşlı duruşuyla bile ruhundaki yangını heceler.
Taş devrinde iki el gerekti insanoğluna, o eller taşı birbirine sürterek ateşi buldu. Ki, o ateş olmasaydı yanmıştı dünya!
H H H
Şimdi o ateşi yeniden bulacağız, taşı sıkıp suyunu çıkaracağız!
"Biz Bize Yeteriz" kampanyasına 1 milyon lira bağışlayan Şenol Güneş gibi özel insanları da başımızın üstünde taşıyacağız.