At gözlükleri
- Hakkı Yalçın Yazıları
- 24 Aralık 2019, 00:57:28, Güncelleme: 24 Aralık 2019, 07:50:07
Deplasman maçlarında su yüzüne çıkan gerçekler evdeki maçlarda tedavülden kalkıyor, başka bir Fenerbahçe çıkıyor ortaya.
Mücadele eden ve öznesi galibiyet olan bir takım gerçeği.
Evinde 14 yıldır derbi kaybetmeyen bir takımın böyle maçlarda motivasyonu farklıyken, düşünce olarak rakibin direncini kırıyor zaten.
Pazar günü yürekli ve ritmik bir Fenerbahçe vardı ve kazanmayı da futbol olarak hak etti.
Derbinin kazanılması "anonim ürün" değil Ersun Yanal'ın başarısı olarak tarihe geçtiyse ,bu gururu sahiplenmek yeter de artar bile!
Emre'ye gelince; 40 yaşındaki tutku abidesinin yatalak yabancılara örnek olması tartışmalara özne olmasından çok daha değerlidir.
Ne yazık ki bu gerçek bizim topraklarımızda mevcut değil.
Medyadaki hakem koruma komisyonu Cüneyt Çakır'ı başarılı bulmuş olabilir ama Cüneyt Çakır'a soralım; "Beşiktaş'a vermediğiniz penaltıları evinize mi götürdünüz, cebinize mi koydunuz?" VAR'a gelince, onlar istedikleri zaman YOK olmayı iyi beceriyorlar!
Beşiktaş futbol olarak sahada yoktu ama bu gerçek onun hakkı olan penaltıdan muaf tutulmasına sebep değildir.
O anahtarın üzerinde "mazeretlere sığınmaktan vazgeçin ağam!" yazılı.
Alanyaspor maçının son yirmi dakikasını tarihi bir taarruz altında geçirip kazanan takımın, Göztepe maçında girdiği pozisyonları sayıp galibiyetini kaçırdığını söylemesi çaresizliği örtbas etmektir..
Ama kaybettiği maçlarda Fatih Terim'in yanlışlarına uzak durmakla, kazandığı maçları yakından seyretmek futbol medyasının şanında var.
O yüzden gerçekleri dile getirmenin lüzumu yok!
Mücadele eden ve öznesi galibiyet olan bir takım gerçeği.
Evinde 14 yıldır derbi kaybetmeyen bir takımın böyle maçlarda motivasyonu farklıyken, düşünce olarak rakibin direncini kırıyor zaten.
Pazar günü yürekli ve ritmik bir Fenerbahçe vardı ve kazanmayı da futbol olarak hak etti.
***
Ersun Yanal ile Emre Belözoğlu'nun maç sonrası birlikte yaptıkları basın toplantısına gelince, "takım ruhunun ve bütünlüğün ispat edilmesi için birlikte görüntü vermeye gerek yok!" Eleştirilere ve duyumlara karşı aşırı etkilenmek ve bunu dışa vurmak olgunluğun görev hanesinde mevcut değildir.Derbinin kazanılması "anonim ürün" değil Ersun Yanal'ın başarısı olarak tarihe geçtiyse ,bu gururu sahiplenmek yeter de artar bile!
Emre'ye gelince; 40 yaşındaki tutku abidesinin yatalak yabancılara örnek olması tartışmalara özne olmasından çok daha değerlidir.
***
Ne yazık ki bu gerçek bizim topraklarımızda mevcut değil.
Medyadaki hakem koruma komisyonu Cüneyt Çakır'ı başarılı bulmuş olabilir ama Cüneyt Çakır'a soralım; "Beşiktaş'a vermediğiniz penaltıları evinize mi götürdünüz, cebinize mi koydunuz?" VAR'a gelince, onlar istedikleri zaman YOK olmayı iyi beceriyorlar!
Beşiktaş futbol olarak sahada yoktu ama bu gerçek onun hakkı olan penaltıdan muaf tutulmasına sebep değildir.
***
Yabancı cenneti Galatasaray'ın deplasmanlardaki korkaklığına çıkış kapısını bulabilmesi için önce "anahtar cümleyi" bulması gerekiyor.O anahtarın üzerinde "mazeretlere sığınmaktan vazgeçin ağam!" yazılı.
Alanyaspor maçının son yirmi dakikasını tarihi bir taarruz altında geçirip kazanan takımın, Göztepe maçında girdiği pozisyonları sayıp galibiyetini kaçırdığını söylemesi çaresizliği örtbas etmektir..
Ama kaybettiği maçlarda Fatih Terim'in yanlışlarına uzak durmakla, kazandığı maçları yakından seyretmek futbol medyasının şanında var.
O yüzden gerçekleri dile getirmenin lüzumu yok!
***
İlk yarının son haftasına girilirken, hakem teslimatlarının genellikle ligin ikinci yarısında yapıldığını anons etsek ne yazar!
Sistemin çıkarlarına yatak sermekle, Sivasspor'u yere sermek konulu filmin ikinci yarıda devreye gireceğini ihbar etsek ne olacak?
Nasılsa hafızalar bulanık!
O yüzden adaletsizliğin ve çirkinliğin ablukası altındaki bir ülkede futbolun seyir zevki de bitti kalitesi de.
Çizgisini kaybetmeyen adamlarla kendini kaybeden adamların mücadelesinde kötülerin tarafını tutanlar yüzünden bitti.
Parayı onurun üzerinde tutanlar sayesinde bitti.
Küfür kıyamet yağmuruna şemsiye tutan medyatik kuklalar ve hakemlerle kazanılan şampiyonluklara yol verenlerle bitti.
Manken kataloglarıyla otomobil galerilerini kitap okumaktan değerli sayan cahil futbolcularla bitti.
Her şeyin yeniden başlaması için neler kaybettiğimizi öğrenmek gerekiyor ama at gözlükleriyle bu pek mümkün görünmüyor!