Damak zevki!

Yalınlık futbolun vazgeçilmez gerçeğidir.
Yetenek bazen her şey değildir ama mücadele her şeydir.
Maçtan önce oluşan kazanma duygusundan daha tehlikeli bir gerçek yoktur.
Hele elinizdeki çilingir gecikmişse!
Andorra maçının ilk yarısında bir gol atılsa, başka bir milli takım gerçeğini konuşuyorduk bugün ve atılan golleri.

Bugün Moldova'yla kritik bir maçımız var.
İzlanda'nın Arnavutluk maçı bizden de kritik.
O yüzden bugün bizim adımıza tünelin ucunun görünmesi hayaline kapılmak istiyorum.
Moldova'yla aramızdaki kalite farkının karşılığı bizden yana 3 puan gibi görünüyor ama Andorra maçı da çantada keklik görünüyordu.
O yüzden futbolun öznesi; oynanmamış bir maçı kazanılmış saymak en çok büyük takımların başına dertler açar.
Hayalimi gerçekleştirecek direnişi bu gece 90 dakika futbolcularımızdan görmek dileğiyle.

Milli takımdaki kadro yapısının, çok, hayati futbolcuların sakatlığıyla yakın ilgisi var.
Bazılarının yerinin dolmadığı aşikar!
Büyük şampiyonalara katılmak ve ayakta kalmak için bizim yerli üretime ihtiyacımız var!
Yabancı sayısının kısıtlanmasına parmak kaldıracak cesur insanlara ihtiyacımız var!
(Ama bankaların bile kulüp başkanlarını parmağında oynatması için böyle bir düzene ihtiyacı var) diye parantez açarsak, meselenin ne kadar paralandığını söylemeye gerek yok.
O yüzden transferler bile her türlü hokkabazlığa açık.
Kural f alan yok, hep bir önceki pislik yeni yanlışlara delil olarak gösteriliyor.
"Benim hukukum senin hukukunu yener!" Bu ülkede hamile kadının otomobilini tekmeleyen adamlar bile sokaktayken, hukukla futbolun kardeş kalacağını mı zannetmiştiniz!
Herkes önündeki maçlara baksın arkasında bıraktığı lekelere değil!

Ne yazık ki şimdiki zamanın damak zevkine uygun bir duruşu var futbol toplumunun; "çamurdan olsun bizden olsun!" O yüzden eski moda insanlar çocukların gözlerindeki renkleri tonlarken, şimdiki zaman yürekleri betonluyor.
"Kazan da nasıl kazanırsan kazan!" Öyle oluyor zaten!
Futbolumuzun marka değeri büyüyor masalında kahve fallarında hanemize ay doğuyor.
Güneşimiz batmış ne çare!

Nefreti ve adaletsizliği körükleyen adamlardan hakem olursa.
Böyle adamlar saha içi cinayetlerden sabıkalanır da ekranlarda yorumcu olursa!
Bizde deriz ki "insan olanda biraz utanma olmaz mı!?" Ne yazık ki olmuyor!