Saygıya mahsuben
Fenerbahçe geçen sezondan bu yana ilk kez taraftarlarına rahat maç izleme imkanı sundu. Takım farklı kazandı, takım güven kazandı.
Hiçbir takımın tam olarak hazır olmadığı bir ligde bu galibiyeti gelecek haftalar için referans sayabilir miyiz?
Hele bu sınav Gazişehir gibi ilkel bir rakip önünde verilmişse.
Benim ilgimi çeken Emre'nin bıraktığı yerden devam etmesi, pırıl pırıl Ferdi'nin Fenerbahçe formasına kattığı sempatik enerji ve tribünlerin dolması.
Fenerbahçe'nin savunmadaki ağırlığı kaybolursa, rakip alana bindirme hızını artırmasıyla üç hafta sonraki resimlerin çok farklı olacağını ümit etmek istiyorum.
Gaza basmakla gaza gelmek arasındaki gerçeğe mahsuben!
Neredeyse bütün takımın kazanmak duygusuyla ilgisi yoktu ve hepsi de yenilgiye odaklanmışlardı.
Ama Galatasaray'ın kaybettiklerini kazanacak potansiyeli her zaman mevcut.
Sonuç olarak Galatasaray kadro olarak toparlar ve kaybettiğini telafi eder. Ama Beşiktaş uzun bir süre korku filminin içinde kalır.
O yüzden Beşiktaş için telaşa mahal var
"Bana bu formayı niye giydirdiler" diye bas bas bağırıyor sanki.
Caner ve Quaresma da farklı değil.
Bunların hiçbirinin futbolla ilgili enerjik ve estetik tavırları mevcut değil. Yardımlaşma ve hatta farklı yenilgiden utanma duyguları da mevcut değil.
Ruhsuzluk bulaşıcıdır hele miadını dolduranlar için.
Beşiktaş son yılların en ruhsuz takım fotoğrafını Sivas'da çektirdi.
Bütün bunların tek sorumlusu var:
Fikret Orman!
Son 4 yılda en çok parayı kazandığı halde banka kapılarına el açar hale getirilen bir kulübün başkanı, takımın formasını böyle adamlara mecbur bırakıyorsa, taraftar ve başkan arasındaki takım oyunu bozulmuş demektir.
Bunun yansımalarını da en kısa zamanda göreceğiz.
Ruhlar pozitif, gençler ışıklı bir konfeti yağmuru gibi.
Geçen sezon başlayıp devam eden gençlik devrimine saygılarımı sunuyorum.
Gençlerimizi "hasıraltı" eden birçok kulüpte çuvalla çürük yabancıyı gördükten sonra, başkanlar ve menajerler arasındaki "ilginç ticareti" işaret etmeyi de görev biliyorum.
Kulüpleri onlar batırdılar, asaleti ve nezaketi onlar bozdular.
Medyanın içindeki bazı kuklaların "sahipleri" olmakla başkan olmak arasındaki gerçeğin ipinde mandalla tutuşturulmuş yağlı pusulalar var.
Onlara inat bizler de kendi gerçeklerimizi yazalım.
"Sizler kulüpleri değil bankaların ömrünü uzatıyorsunuz!"
Cemil Usta sezonunda haftanın en tehlikeli isimleri Denizlispor- Galatasaray maçını yöneten Abdülkadir Bitigen'le, Fenerbahçe- Gazişehir maçını yöneten Arda Kardeşler'di. Onlar her türlü adaletsizliklere yataklık etmenin anonslarını daha ilk hafta verdiler.
"Cemil Usta'ya saygıya mahsuben böyle adamlara bir daha maç verilmesin" desem bana gülerler.
Ben saygıdan yanayım komiklikten değil. Futbolumuzda yeteri kadar soytarılık mevcut çünkü!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.